resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 30777
    21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçına çıkardığı kadrodan 8 tane oyuncuyu ideal 11'inde düşünmeyen, elinde olmadığı için maça çıkaran hocamız. alpaslan öztürk, aytaç kara, arda turan, ömer bayram, emre kılınç rotasyon oyuncusu olacak planda. sekidika, babel, sakatlığı sonrası luyindama takımda dahi istenmiyor. sonradan giren falcao ve feghouli'yi istemediğini sağır sultan bile duydu zaten. şu kadro ile kasımpaşa'yı bile yenemezsin. bir çok kişi hocanın bir mucize yaratmasını bekliyordu bu maçta. ben beklemediğim için bir hayal kırıklığı yaşamadım. kadroya bakan birinin hoca kim olursa olsun psv'ye yenileceğini bilirdi. bu kadar öfkenin sebebini de anlamıyorum psv'den bahsediyoruz, östersunds'dan değil. guardiola 3 sene çalışsa bu kadroyla, o da eleyemezdi psv'yi. dünyanın en gelişmiş taktiğini versen de bu kadro uygulayamaz. önyargı ve psv maçının öfkesi ile okuyan biri "şimdi de suçlu oyuncular olmuş." diyecektir. yanlış. suçlu 3.5 sene yönetip kadroyu bu hale getirenler. 1 aylık yönetim isterse messi'yi getirsin oturmuş bir takıma karşı şansımız yoktu.

    bugün tempo eksikliğinden dem vuruluyor, kadroda hızlı ve tempolu kaç oyuncu var mevcut bakmak lazım. hoca bunun farkında, değilmiş gibi yapmaya gerek yok. berkan, gedson, stryger, kurzawa, aanholt, alioski, dieng şu ana kadar adı geçen ghezzal ve stanciu hariç temposuz oyuncu yok. benim yaşı yüzünden istemediğim stryger ve aanholt bile tren gibi oyuncular, euro 2020'de şahit olduk. ghezzal ve stanciu zaten saf yetenek, sürpriz faktörü, için isteniyor. modern futbol isterken kadrodan bağımsız isteyemezsin. şu ana kadar alınan tek oyuncu barış alper yılmaz genç ve tempolu bir oyuncu. bir sistem kurabilmek için önce o sistemi oynayacak oyuncular gerekli. guardiola bile sistemine deli gibi oyuncu alıyor, yaşlı genç demeden. yani guardiola bile olsan sistemi oynayamayacak oyuncuyu sisteme oturtamazsın. istediğin kadar video izlet oyuncuya.

    yapılanma için 3 sene isteme söylemi boşa değil. hoca ile ünal aysal zamanında bir yapılanmaya gidilmiş ve başarılı olmuştur. bu 3 senenin istenme sebebi 0 şampiyonluk 0 avrupa başarısı 0 kupa için mazeret oluşturmak değil. hocanın da beklentisi bu 3 senenin 3'ünde şampiyon olmak. avrupada adından söz ettirecek bir takım için sabır gerekiyor. yapılandırma yönetimden ve mali durumdan ayrı düşünülebilecek bir olgu değildir. bu yapılandırma göründüğü üzere sadece oyunculardan itibaren değil, teknik kadroyu da kapsıyor. teknik direktör değişimi ise aşırı gereksiz zira hocanın seviyesinde hoca getirme şansımız yok. "hoca seviyesi avrupada 39'a 4 yapmak." diyenler olacak ancak bu hoca seviyesi değil maalesef galatasaray seviyesi. önce olduğumuz konumu bilelim. biz 2021 itibari ile avrupanın kolay kurasıyız. buradan inşa etmemiz lazım. psv, brugge, kopenhag seviyesinde değiliz. bu kulüpleri yakalamamız lazım. şampiyonlar ligi takımı değiliz, oraya adım adım yaklaşmamız lazım.

    hocaya 3.5 senedir neden yapılandırma yapmadınız demek saçma çünkü geçmiş yönetimin yapılandırmadan anladığı: hocaya rağmen diagne'ye 13 verip 6 ay sonra gitmesi için mobbing yapmaktı. hocanın geçmiş yönetimi yıllarca koruması en büyük hataydı bana göre. şimdi kendisine mobbing yapan o yönetimi korumak için söylediği "ocağa kadar sabredelim." sözü şimdi önüne konuyor. galatasaraylılara sözüm var diyerek istifa etmemesi en büyük hatası oldu hocanın. bu transfer döneminde genç ve tempolu oyuncularla kreatif tecrübeli oyuncuları harmanlayacak bir iskelet kurulacağına inanıyorum. hocanın ekibine de çok ciddi takviyeler olacağını düşünüyorum. özellikle dünya çapında bir kondisyoner ekibi gerekli. atletik performans uzmanı değil. aerobik ve core egzersizleri yaptıracak, oyuncuların kondisyon seviyesinin takibini yapacak ve bunlara karşı önlem alacak, sakatlık önleyici antrenmanlar yaptıracak bir ekip gerekli. türk futbolunda genel olarak bir kasım ayında maksimuma ulaşacak şekilde yükleme yapma alışkanlığı var. avrupa takımları oyuncularının kondisyonlarını yazın bile takip ediyor, düşmesine izin vermiyor. bizimde o hale gelmemiz lazım.

    futbolda ana başarı sebebi sabırdır. kadroda, teknik ekipte ve sistemde istikrar yakalamamız lazım. rekabetçi ve genç bir kadroyu sabırla çalıştırarak başarılı oluruz ancak. ilgilendiğimiz oyunculara bakınca da possession oyunu oynayacağımızı da pek sanmıyorum. hoca pragmatik bir adam. feghouli, belhanda, mariano ve fernando varken possession oynamak allah'ın emri gibiydi, başarılı da oldu. o kadro bozulduktan sonra bu oyuna devam edemedik. seri, nzonzi, lemina ile devam edebiliriz sandık ama o seneki şampiyonlar ligi performansımız her şeyi değiştirdi. hoca o günden beri hatta 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçından beri tempolu takım istiyor. psv maçına çıkan 11 ile hiç bir sistem oynanamazdı zaten. bu yüzden transfere ve sabra ihtiyacımız var.
  • 30778
    benim nezdimde 2021-2022 sezonu kendisi adına teknik direktörlük anlamında son şanstır. ya istediği transferler yapıldıktan sonra artık o görmek istediğimiz iyi futbolu bize izletecek ve evlatçılıktan vazgeçip gençlere daha fazla şans verecek ya da teknik direktörlükten emekli olup sportif direktörlük gibi bir mevkiiye geçip o şekilde kulübe hizmet etmeye devam edecek. kendisi bizim yaşayan en büyük efsanemizdir. bu yüzden sağlıklı olduğu müddetçe galatasaray'a mutlaka hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. sportif direktörlük dışında yönetici veya futbol şube sorumlusu da olabilir.
  • 30779
    şu an benim için başarısızlığın baş sorumlusu çünkü ortada 3-4 senedir kötü oyun olmasına rağmen sebebini taraftara anlatmadı. anlatsa belki de ona hak vereceğiz, zaten galatasaray efsanesi olması sebebiyle nihayetinde onun haklı olmasını birçok taraftar ister.

    aynı şeyi milli takımdan olaylı bir şekilde ayrılmadan önce de yaptı. hiçbir şey anlatmadı. olayda iki taraf vardı: kendisi ve arda turan'ın bulunduğu taraf. ne oldu? kimse bir şey anlatmadı ve ikisi şu an yan yana. e suçlu kimdi? tutkuyla milli takımı destekleyen taraftar mı? ya anlatacak bir şeyi yoktu, yani düpedüz başarısız ve haksızdı ya da egosu tavan, anlatsam da anlamazlar diye düşünüyordu. nereden bakarsak bakalım bir şeyler yanlış.

    mesela ben taraftardan 3 sene istemesini şöyle yorumladım: 3 sene daha takımın başında olacağı için galatasaray iyi top oynamayacak ama sonra galatasaray toparlayacak çünkü kendisinin kontratı bitiyor, yerine muhtemelen başka bir hoca gelecek.
  • 30780
    `21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçında takımı teknik ve taktik yönden rakipten geride bırakması süpriz olmadı bana. zira modern futbolun gerisinde kalan bir hocamız var. ama takımı fizik kondisyon olarak da geride bırakması artık bu işin fatih hoca ile olmayacağının net göstergesidir.
    yollarımızı ayırmanız gereken teknik direktör.
  • 30782
    bir gazetecenin sorusuna dahi tahammülü olmayan hoca. psv maçı sonrası sorulardan yırtmak için güzel atar yaptı. zaten maç sonraları hocaya doğru düzgün soru sorma cesareti gösterebilen kimseler de yok. ben bir galatasaray taraftarı olarak her zaman birçok şeyi merak ediyorum ama cevap hep fatih hocanın bir bildiği vardır oluyor. çiçek mevsiminde güzeldir, soluyup gittiğinde değil.
  • 30783
    bundan sonra futbol olarak galatasaray'a bir şey katmayacağı gün gibi açık olan, zamanında inanılmaz başarılara imza attığımız teknik direktörümüz. bu sadece 5 yenilmiş bir maç sonrasının değil koskoca 3 senenin, şampiyon olunduğu senelerde dahil avrupa kupalarındaki kötü oyunun bir sonucu.

    schalke, porto, real, psg, brugge, rangers, psv... son 36 maçta 4 galibiyet. yenilen 71 gol...

    her şey transferle çözülmüyor maalesef. sahadaki oyuncuların tekniği, kapasitesi belki vizyonları yetersiz olabilir ama hem fiziksel hem de koşu mesafesi olarak ezilen bir takım görmek çok üzücü.

    ayrıca hoca devam edecekse kesinlikle sağlam bir analiz ekibi kurmasını öneriyorum. bu işin youtube'da dahi fedaileri var artık, rakip oyuncunun doğduğu köyü bile biliyorlar. illa analizcilerimiz vardır ama psv maçından sonra ne kadar işlevsel çalıştıklarından şüphe duymaya başladım.
  • 30787
    galatasarayimizin futbolcu ve teknik direktör olarak efsanesi.
    dünyada her teknik direktörün istediği kadro kurulmuyor. bazı teknik direktörler elindeki malzemeye göre en uygun oyunu oynayıp başarılı olmaya çalışıyorlar. fatih terim ise hiçbir zaman elinde uygun oyuncu grubunun olmayacağı bir futbol hayali kuruyor, fakat bu imkansız. elinde hiçbir zaman böyle bir maddi güç olmayacak. olsa dahi aldığı oyuncularin tutacağına dair bir garanti de yok. dolayısıyla eldeki oyuncuların değerini arttıracak ve malzemeye uygun bir oyun şablonu oluşturması gerekiyor. üç buçuk senede bunu başaramadığı için artık buna dair inancım yok. sahaya çıkardığı takımlar birbirinden habersiz, kendi istediği şekilde değil rakibin istediği şekilde pas yapan takımlar. hiçbir takıma üstünlük sağlayamıyor. artık galatasaray'a zarar veriyor fatih terim ile birliktelik. ışin kötü yanı kendisi ayrılsa dahi gölgesi yeni gelen teknik direktörler in üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanacak.
  • 30788
    bu sezona galatasaray ile başlamayı hak etmeyen hocamız.

    öncelikle kendisini çok severim, ancak kulübün itham etme geleneğine sahip çıkmak, kişiler yerine aslolan galatasaray'dır demek boynumuzun borcu olmalı.

    terim'i terim yapan cesareti idi, bugün başarısız kılan ise konservatif yaklaşımı. geçmişi iyi oyuncuların bir kaç hareket ile günü kurtarmasından medet umuyor, alternatiflere bakmak yerine. bu davranışın fırsat maliyeti ise istikrarsızlık olarak geri dönüyor.

    galatasaray'ın devrime ihtiyacı var kendisinin belirttiği gibi. ama terim o devrimi yapacak kişi değil artık. kuvvetle muhtemel şampiyon olacak bu yıl, ancak bu durum; bu gerçeği değiştirmeyecek.

    terim statükoya meydan okuyarak avrupa futbolunu kökünden sarsmış bir hocaydı. bugün ise yıkılan statükodan ayrılmaktan korkan bir figür. dolayısıyla ligin kalitesi göz önüne alındığında terim her yıl şampiyonluğun en büyük adayı olacak.ama şampiyonlar ligi performansında dramatik bir gelişim olmayacak kaldığı müddetçe.

    böyle bir galatasaray mı hayal ediyoruz peki? bu soruya cevap verecek tek merci, galatasaray taraftarının vizyonudur. gelecek neler getirecek göreceğiz.
  • 30789
    kulübümüzde teknik direktör olarak ilk defa görev aldığı 96 yılından günümüze koskoca 25 yıl sonra 21 temmuz 2021 galatasaray psv eindhoven maçı sonrası bana ilk defa devlet memuru izlenimi vermiş sevgili hocamız. daha önce kendisine kızdım, içerledim vs. "tekrar gelme" dediğim de oldu lakin bu his çok farklı bir his iki gündür kafamın içinde dönüp duruyor.

    niyetim herhangi bir hakaret vs. asla değil. sadece düşündüm taşındım ve anladım ki kendisini seviyoruz ve sevdiğimiz için göremiyoruz. kendisine sonsuz başarılar diliyorum.
  • 30792
    önceden her geldiğinde camiayı toplayan, birlik olmasını sağlayan bir kişilikti kendisi. ama artık oynattığı kötü futbol ve kendisine toz kondurmamak adına taraftar oyunculara yöneticiler sarmaya başladı. kendisinin üzerinden suçu almak adına herkes suçlu oldu. remzi sanver’e kadar eleştiriler yapıldı. hatta küfürler edildi.

    kimse kusura bakmasın geçen sene son maçlarda bile konsantre olsa transfer konusunda bu kadar acele etmemize gerek kalınmayacaktı. ve kendisi asıl yapması gereken işi; antremanları, teknik taktik işlerini, futbolcu konsantrasyonlarını hakkıyla yapsaydı futbolculara da küfürler edilmeyecekti.(bir takımda her futbolcu mu kötü olur.) ama şimdi kendisi hariç herkese sarıyor taraftar. haliyle artık birleştirici değil ayrıştırıcı bir role büründü.

    sevgimiz baki kalsın, güzel hatırlayalım ama artık bırakın bir yılı bir gün bile beklenmemeli. ve sportif direktörlük falan da yapmamalı. orada da ben rahat vereceğini düşünmüyorum yeni teknik heyete. hocam yolun açık olsun ama bizi sal artık lütfen. biz seni sevdik, sevmeye de devam ederiz yine.
  • 30793
    galatasaray markasının çözümsüz bir sarmala girmesindeki baş figürdür. şöyle ki:
    fatih terim markası, bir çoklarına göre galatasaray kadar büyük. bu durum da başarısızlıkta bile yaptirimsizlik ve hesap sorulamazlik getiriyor. yarin terim ayrilsa, yerine kolay kolay kimseyi bulamaz takimimiz. zira terim, demokles'in kılıcı gibi sessiz ve derinden yeni teknik ekibin başarısızlığını bekliyor olacak. ılk tökezlemede yine bir twit: "nerede kalmıştık". taraftar zaten yeni ekibi linç edecek bir tek hata kolluyor olacak.
    bunun tek çözümü, fatih terim'in "ben emekli oldum ve artık kesinlikle takim çalıstırmıyorum" diyerek cidden sahnelerden çekilmesi. sir alex ferguson gibi. bunu yapmayacağı da aşikarken benim ön görüm, galatasaray olarak son derece sancılı bir sürece girdiğimiz yönünde.
    taktik, kondisyon, diziliş, oyun planı, yedek plan, duran top, antrenman, sorumluluk ve benzeri alanlarin tamaninda çok yetersiz bir takimiz. sonumuz hayrola.
    benim için artık emekli olması gereken spor efsanesi.
  • 30794
    tüm galatasaraylıların saygı duyması gereken türk futbol tarihinin en başarılı insanı.

    eleştirilebilir, sevilmeyebilir, hatta nefret bile edilebilir bunlara kimse laf edemez, herkesin özgür iradesidir. ancak özellikle bu sözlükte saygı duyulmak mecburiyeti olmalıdır. saygı duymayıp laf geçirdiğini ve komiklik yaptığını sananlar, galatasaray düşmanlarından hallice olduklarını bilmelidir. özellikle yeni nesil gençler vefa nedir, sevda nedir, dava nedir öğrensinler; hocanın hayatını, galatasaray’ın tarihini ve tarihte yaşadığımız zorlukları okusunlar; ki ondan sonra ahkam kesip, ileri-geri konuşup komiklikler yapsınlar.
  • 30796
    “oyuncuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız.” sözü kendisine aittir, ironik değil mi? 2021-2022 sezonu açılışı itibariyle artık çoğunuzun kabul ettiği gerçek şu ki geçmişine 3 milyon euro gibi yıllık bir maaş ile yatırım yapılan kendisidir. 2018-2021 arasında ne oynadığı belli olmayan takımımız biz bunu farkedene kadar 2 şampiyonluk almıştır, buradan anlayın ülkemizdeki futbol seviyesini. tabi sadece buradan değil, bu dönem içerisinde avrupada oynadığımız maçlardaki galibiyet-mağlubiyet sayılarımızdan da bir fikir edinebilirsiniz, hem futbol seviyemize ilişkin, hem de hocamızın bu önemli tespitinin ne kadar yerinde olduğunu görebilmek için.

    umarım bir gün kulüpte makro seviyede bu sözün gereğini yerine getirebilecek yöneticileriniz olur.
  • 30797
    4 sezondur basimizda olan teknik direktor.
    - ilk 2 yılında sampiyon olmuştur
    - pandemi sezonunda başarısız olmuştur.
    -4. sezonunda lider ile eşit puanda bitirmiştir.
    -kadikoydeki 20 yillik kazanamama serisine 2 sene ust uste kazanarak son vermiştir.
    -avrupada başarısız olmuştur. ozellikle ilk sezon.

    şimdi adamin son gelisindeki künyesi bu. ha son 10 yılda da 5 şampiyonluğun 4 ü kendisi iledir.

    yani eleştiriyi tabi ki yapmak lazım. cimbom ligde nasil olursa olsun avrupa'da iyi oynardi eskiden mesela. o motivasyonu avrupa'da göremiyorum artık hocada. yardimcilarin, ozellikle bu sezon, teknik taktik bilgisinin yetersizliği konusuna da kesinlikle katılıyorum. ardayı ben de istemiyordum. ancak bu sabirsizlik nedir arkadaslar. şu künye kimde olsa desteklenir.

    işe iyi tarafından bakarsak, bu sabirsizlik hocanin çıtayı nerelere çıkardığının göstergesi diye dusunuyorum. fatih hocayı kulübede gördüğümde, kotu giden şeylere en az benim kadar sinirlendiğini sovdugunu düzeltmeye çalıştığını da biliyorum. allah yardımcısı olsun. galatasarayi avrupada da en üste tekrar tasiyacagina ve ligdeki başarısını devam ettireceğine güvenim tam.
  • 30799
    benden 10 yaş küçük kardeşim var, sokakta kavga ettiğini görsem haklı mı haksız mı bakmadan ben de dalarım. fatih hoca'ya kendi kardeşime beslediğimden daha yoğun hisler besliyorum. dolayısıyla sözlerini "aslolan gaassaray abi" kisvesine büründürerek; o 'gaassaray'ı soğuk beton yığınlarından 10 yaşında çocukların gönlüne girebilecek sımsıcak bir şeye dönüştüren insanları bozuk para harcar gibi harcayanlardan değilim. yorumcu değilim, kitlelere mâl olma derdim yok. objektif görünme gibi bir hassasiyetim hiç yok. "tarafsız taraftar" olma iddiasını en hafif tabirle komik buluyorum. fikirlerime şahit olanların çokça "romantiksin olum sen" dediği ve sahada top oynayan 22 adamdan 11'ine sırf üstünde taşıdığı formadan ötürü sempati besleyip geriye kalan 11'ine nefrete varan duygular besleyebilmek gibi irrasyonel bir şeyi akılcı bir kalıba sığdırmaya çalışmanın kendisini akılcı bulmayan bir adamım. ve evet, birçoğunuzun "terimsporlu, fatih terim taraftarı, biatçı, aslolan gaassaray'ı anlayamamış nasipsizler, j'accuse kültüründen bihaber ortadoğulular" diye itham ettiği insanlardan biriyim. buradan sonraki satırlar böyle birisinden sadır oluyor, peşinen ifade etmiş olayım.

    bir defa aşağı yukarı 25 yıldır takip ettiğim galatasaray'da örneğine çok az rastladığım bir çıldırmışlık hali gözlemliyorum 3 gündür. başarısızlığın reytingi her zaman başarınınkinden fazla olmuştur ama bu seferki başka. tabloyu bundan belli bir süre sonra bu satırları okuyacaklar için de özetliyorum: kendisinde başkanlık yapacak yüz bulamayan yöneticisine başkan bulabilmek için seçimi erteleyen, hocası mevcut başkanına, mevcut başkanı hocasına kameralar önünde bir dolu laf eden, geçtiğimiz sezonun sonunda ritim yakaladığı kadrosundan önemli parçaları kaybedip yerine de kimseyi koyamayan galatasaray hollanda'nın şampiyonlar ligi'ndeki temsilcilerinden birine deplasmanda berbat bir oyunla, bir sürü bireysel hatayla 5-1 kaybetti. ve takip eden 3 günde makul eleştirilerle hadsiz saldırılar, aşağılık ithamlar, azgın bir kalabalığın üstünde hiç düşünmeden ittifak ettiği ipe sapa gelmez iddialar ve tabii ki insanı aynı tarafta olmaktan utandıran kötü savunmalar birbirine karıştı.

    öncelikle yıllardır birilerinin dilinden düşmeyen "fatih terim eleştirilmiyor" iddiasıyla başlayayım. olduğu konusunda da pek iyi hisler beslememekle birlikte, artık biraz utanmanız varsa bunu dillendirmezsiniz sanırım. amigosu tarafından lig henüz bitmemişken 2 averajla şampiyonluğu kaybettiği sezonda twitter'dan istifaya davet edilen, yukarıda bahsettiğim şartların tam ortasında psv'nin karşısına çıkıp 5 yiyince 3 gün 3 gece ayak tenisinden başka antrenman yaptırmamakla, transfer bilmemekle, transfer komisyonculuğuyla, galatasaray'ın geleceğini tehlikeye atmakla, galatasaray'a ayak bağı olmakla suçlanan, hakkında yapılacak belgesele ortaokul seviyesinde şakalarla isim önerilerinde bulunulan; kadro mühendisliğinden bihaber, çağın gerisinde kalmış bir teknik adam eskisi olarak yaftalanan fatih terim sizin gözünüzde eleştirilmiyorsa eleştiriden ne anladığınızı konuşmamız lazım. bunların bir tık ötesi bayağı ana-avrat sövmek çünkü. anladığınız şey buysa dileyeni çok güzel eleştirebilirim.

    hazır eleştiri demişken şu eleştiri kültüründen nasibini alamamış biatçı fatih terimsporluların sözcülüğünü de -haddim olmayarak- yapayım. arkadaşlar, biz düzenli aralıklarla tapınaklarda maskeli toplantılar düzenleyerek "yine hocayı eleştiren orospu çocukları türemiş" diye planlar yapmıyoruz. içimizden "hoca da şu oyuncu değişikliğinde batırdı" diyen hainleri karahanlı gibi ortamıza alıp "davamıza inançsızlık gösterdin" diye sırtından bıçaklayarak infaz da etmiyoruz. galatasaray iyi olunca mutlu, kötü olunca mutsuz olan, galatasaray sayesinde ve vasıtasıyla bize hayatımızın en mutlu anlarını yaşatan insanlara muhabbet besleyen, onlara saygısızlık yapıldığında rahatsız olan galatasaraylılarız. suret-i haktan görünen ve aslında ne olduğu belli olmayan atatvatbokpüsür tarzı hesaplar dışında hemen hemen hepimiz, sizin görebildiğiniz ve göremediğiniz yanlışları görüyor ve usulünce, üslubunca dile getirmeye, sevdiğimiz insanların onları sevme sebeplerimizi daha da kuvvetlendirmesini sağlamaya çalışıyoruz. zor zamanlarda suskunluk görülebilir bazen bizde, ya aşırı üzüntüdendir ya da sizin irin kusan ağızlarınızdan dökülenlere şahitlik edince öfkeye yenik düşüp başa bela almamak veya ateşe odun taşımamak içindir. "eleştiriyorsun ama böyle tatlı su eleştirileriyle olmaz" diye gelenleriniz de oluyor. galatasaray'ın, mesleğine 50 yıl vermiş ve mesleğindeki rüştünü 7 düvele kaç farklı zaman ve şeraitte ispat etmiş en büyük efsanesine mesleğiyle ilgili eleştiri yaparken sözümüze koyduğumuz temkin payından, takındığımız edepten, o şahsa düşmanlığını her fırsatta kusmak için pusuda bekleyenler istiyor diye vazgeçecek de değiliz.

    yaklaşık 2.5-3 yıldır alttan alttan beslenen, bu 3 günlük çıldırmışlık halinin de etkisiyle katmerlenen bir algıyla devam ediyorum: fatih terim 4. döneminde başarısız. 4 sezonda 2 şampiyonluk alınan, bir sezonda uzun yıllardır bu topraklarda oynanan en dominant oyunla devam ederken pandemi dönüşünde tepetaklak olunan, diğerinde de 2 averajla şampiyonluk kaçırılan bu 3.5 yıllık periyot başarısız. hangi kritere göre?

    galatasaray'ın başarı ortalamasına göreyse istatistikler ortada. "gaassaray bir şekilde şampiyon olur zaten ya" diye küçümsediğimiz lig şampiyonluklarını bir şekilde kazanan gaassaray imajından fatih terim ismini çektiğimizde geriye kalan şeyi görmek için 1996'daki şampiyonluk sayılarına, 96 sonrasında da hocalı ve hocasız dönemlerin mukayesesine bakmak yeterli.

    yok, kötü avrupa performansı ise kriterimiz, yine gidip bi 96-2000 arasına bakabiliriz mesela. ilk sezon avrupa'da zaten yokuz. ikinci sezon şampiyonlar ligi'nde güç bela alınabilen 4 puan, üçüncü sezon iyi başlanan ama sonu yine hüsranla biten cl serüveni. ve dördüncü sezon cl'de ilk 4 maçta 1 puan, son 2 maçta can havliyle alınan uefa bileti... twitter'ı, galatasaray sözlüğü 1999 kasım ayına götürüp aynı kişilere yorum yapma hakkını versek "abi gaassaray lig şampiyonluklarıyla mı yetinecek ya? bu hoca daha ne oynatacağına karar veremedi. üçlü mü oynayacağız, dörtlü mü? saffet akyüz'ü, brezilya köylüsü capone'yi aldıran adamdan ne beklersin? zaten gitti hemşehrisi hasan'a da o kadar parayı verdirtti. geçen spor sayfasında antrenman fotoğrafı gördüm, ortada sıçan oynuyorlar. demek ki idmanlarda da anca oyun oynatıyor bu herif. biz bu adama hagi'yi, taffarel'i, popescu'yu vanspor'u yenelim diye mi verdik" minvalinde cümlelerin kurulduğu fatih terim (278) ifadesini görmeme ihtimalimiz var mıydı? yoktu ve o zaman kulübü yöneten insanlar bu azgın güruhun sözüne itibar etse, bugün bu kulübün kazandığı en büyük başarı da yoktu.

    eğer başarı-başarısızlık kriterimiz, ne olduğu belli olmayan, öznel değerlendirmelere son derece açık "iyi futbol" oynamamamız ise orada da söyleyecek bir-iki kelamım var. 10 galatasaray taraftarına "son 10 senede en iyi top oynadığımız sezon hangisi" diye sorsak dokuzundan ilk söz olarak 2011-12 sezonuyla ilgili övgü duyarız. o sezon kafamızda yer eden pres oyunu oynayan 4-4-2'nin yerleşip kökleşmesi 12. hafta sivasspor maçı. 4 maçta 5 puan alabildiğimiz bir ocak ayı buhranı var, etti 15 maç. süper finalin son 3 maçının ikisi kötü, şampiyonluğun geldiği fenerbahçe maçı da o sezonki kimlikten uzak. hepsini derleyip toplayınca 40 maç süren bir sezonun 17-18 maçı neredeyse "iyi oyun" diye değerlendirdiğimiz kıstastan uzakta. bu örneği, iyi futbol dediğimiz şeyin tüm sezona yayılmış olmasını beklemenin hata olduğunu, 'iyi takım'ın tüm maçlarını iyi oynayan takım değil, sezonun ana gövdesine planlı ve tekrar edilebilir bir oyun ortaya koyan takım olduğunu anlatabilmek için veriyorum. ve bu bağlamda, 2017-18'in ikinci yarısında n'diaye'nin satışı ve fernando'nun sakatlığı döneminde eldeki malzemeyle pragmatik ve gayet iyi futbol oynadığımızı, 2018-19'un ikinci bölümünde şampiyonluğu ilan ettiren ve 13 galibiyet 4 beraberlik alınan 17 maçlık periyotta, 19-20'de pandemi kesene kadarki o muhteşem seride, 20-21'de sezon başlangıcında, ocak-şubat döneminde yakaladığımız seride ve sezon sonunda gayet "iyi" olarak nitelenebilecek oyunlar oynadığımızı düşünüyorum. tüm bu bahsettiğim iyi sekanslar hoca'nın bizi alıştırdığı standartların altında olabilir ama bunun da dile getirilme yöntemi yangınlar çıkarmak olmamalı.

    hoca'yı bu 3.5 sezonun kötü diyeceğimiz yanlarından tamamen münezzeh tutuyor değilim. duygusallıkla, henüz vakti gelmemiş hayallerin verdiği aceleciliklerle, inat sınırına yaklaşan idealistliğiyle, dışarıdaki düşmanla uğraşmanın en iyi yönteminin içeriye dönüp en iyi bildiği işi yapmak olduğu noktasını es geçerek yaptığı bir dolu hata vardır elbette. ama bütün bu konularda saldıranlar öyle saldırıyor ki savunasım, savunanlar öyle savunuyor ki eleştiresim geliyor. kimilerinin çizmeye çalıştığı; her kusurdan ırak, iyi ne varsa yapan, kötü ne varsa onun dışında gelişen fatih terim imajı tabii ki benim için de rahatsız edici. ama doğrusuyla yanlışıyla bir çuvala atılıp "eleştireceksen böyle, savunacaksan şöyle" diye sunulan paket programları kabul etmek zorunda da değilim. hoca'nın oynatmaya karar verdiği oyunu sevmiyorum, maç içi diziliş değişikliklerinde fevri davrandığını düşünüyorum, makamından daha büyük isme sahip olmasından ötürü edindiği hasımlarıyla kavgasının makamının gereklerini yaparken verimliliğini düşürdüğünü gözlemliyorum. avrupa'da makasın açıldığı söyleminden korkunç rahatsızım, hiç yakıştıramıyorum. ama tüm bunları görüyor olmam bu adamın 3.5 yıldır 3 kişiyle yönetilen, finansal fair play çerçevesinin dışına çıkamayan bir kulüpte, "transfer konusunda fikir ayrılığı yaşıyoruz" dedi diye başkanı tarafından "burası felsefe külübü değil, fikir ayrılığı olursa yol ayrılığı olur" diye tehdit edilen, satılmasını istemediği oyuncular zaman zaman satılan, alınmasını istediği oyuncular zaman zaman alınmayan bir konumda çalıştığını da görmeme engel olmuyor. evet, fatih terim aciz, edilgen bir figür değil. ama karizmasının bize hissettirdiği kadar muktedir bir figür hiç değil.

    bu 3.5 senede hoca'yı -haklı olarak- en çok eleştirdiğimiz konu 2019 yazında n'zonzi'li, babel'li, emre mor'lu kadro planlamasıydı. onda da adam daha kasım 2019'da hatasını kabul etti ve "futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız" dedi. finansal fair play şartlarından ötürü kiralama formüllerine gitme zorunluluğunu, o yaz zaten takımda bulunan luyindama haricinde kimseye bonservis verilemediğini falan da es geçiyorum. hatasını 3 ay geçmeden kabul edip sonrasında da o doğrultuda hareket etmiş, bir sonraki sezona (2020-21) en kritik mevkilerini devşirme oyuncularla doldurmak zorunda kalmış, taraftarın hayal bile kuramadığı ortamda sezonun ilk maçından önce yaptığı "galatasaray her şartta yarışır, pes edecek değiliz" minvalindeki demeciyle kafayı kaldırtmış, devre arasında kahir ekseriyeti geleceğe matuf hamleler yaptırmış ve günün sonunda da 2 averajla şampiyonluk kaybetmiş adamı dönüp dönüp "babel, n'zonzi, seri, kadro mühendisliği" diye vurmanın neresinde insaf var? ve sizin, size en büyük mutlulukları yaşatan efsanenize tanıdığınız kredi, dördüncüsünü kazanacağınızdan emin olduğunuz 3 maçlık kötü periyotta "toparlar imparator be, beton yetmez" diyerek retivit-fav kovalamaktan mı ibaret?

    galatasaray'dan bağımsız ya da galatasaray'a rağmen fatih terim o koltukta otursun gibi bir derdim vallahi yok, billahi yok. hatta bu tahammülsüzlüğü, hadsizliği ve edepsizliği gördükçe hatıralarımızda müstesna yere sahip kimsenin bu kulüpte görev almasını istememeye başlıyorum. yine canım yanar ama hagi'ye, fatih hoca'ya söylendiğindeki kadar değil. ama galatasaray'ın, bırakın başarıyı başarısızlığı, var olma-yok olma mücadelesinin içinde olduğu, bir yeniden yapılanmaya, komple silkinip ayağa kalkmaya mecbur olduğu günlerde, böyle büyük bir tecrübeden ve yetenekten mahrum kalmanın ahmaklık olacağını düşünüyorum. galatasaray'ın iyiliğini benim düşündüğümden daha fazla düşündüğünden, hata yaptığında sen ben kızmadan önce en sert şekilde kendisine kızdığından emin olduğum, "bir kez bile yan yana gelmeden onu çok iyi tanıdığım" birinin orada olmasının verdiği güven hissinden mahrum kalmak istemiyorum.

    haddinden fazla uzayan sözü tamamlamadan manchester city twitter hesabından yayınlanan antrenman fotoğraflarındaki skandaldan da bahsetmek istiyorum. fıskiyelerle oynayan futbolcular, topun üzerine oturmuş yeni transfer scott carson, türlü şaklabanlıklar... bu guardiola ya idmanları boş geçen beden dersi tarzında geçiştiriyor ya da çok değerli manchester city taraftarlarına "bakın biz çok çalışıyoruz" mesajı vermesi gerektiğini bilmiyor. o bütçelere cl'yi de alamadı zaten, torunu yoktur da gitsin yeğen falan sevsin.

    söz buraya kadardı. başlarken hiç iyi hissetmediğim, bitirirken kötü hislerimin dağıldığını fark ettiğim bu uzunca yazının ardından insanın kendini ifade edebilmesinin ne büyük nimet olduğunu bir kez daha anlıyorum. umarım ifade etmek isteyen ve edemeyen başkalarına da tercüman olabilmişimdir.

    inanıyoruz, güveniyoruz, yanındayız. her zaman...
App Store'dan indirin Google Play'den alın