resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 27253
    türk futbol tarihine adını altın harflerle kazıyan galatasaray efsanesi.

    dikkatimi çeken bir konuda oyuncuların mevkilerini ve rollerini değiştirip çok iyi performans alabilmesi. örnek verecek olursak;
    2011-2012 sezonunda albert riera sol kanat olarak transfer olup istikrarsız bir görüntü çizerken, kariyerinde hiç oynamadığı sol bekte adeta kendini bulup o dönemki sol bek sıkıntımıza çare olmuştu.
    2017-2018 sezonunda mecburiyetten de olsa fernando fransisco regesi 8 numara olarak oynatıp en kritik maçlarda bile ofansif katkı yapmasını sağlamıştı.
    2019-2020 sezonunda ömer bayramın sol bekten orta sahaya çekti ve kötü geçen sezonda takımın yıldızı olmasını sağladı.
    bu sezon* ise önce hayatı boyunca ofansif orta saha olarak oynamış taylan antalyalının içinden neredeyse top class bir 6 numara çıkarması, birkaç sezon boyunca sivassporda hücuma yönelik kanat oyuncusu olarak oynayıp çok önemli skor katkısı yapan emre kılınçın football manager tabiriyle gezgin oyun kurucu rolüne evrilip adeta türk bernardo silva etkisi yaratması hayranlık uyandırıcı.

    bakalım hoca emekliye ayrılacağı güne kadar daha ne keşifler yapacak heyecanla bekliyoruz.
  • 27255
    5 aralık 2020 cumartesi günü hatayspor maç sonu...
    bu tarihi bir köşeye yazmak gerekiyor sanırım çünkü türk futbolunun en büyük figürü tekrardan kendisini en büyük yapan şeyi hatırlamıştır. maç sonu yaptığı açıklamadaki "ali yavuzlar, oğulcanlar, taylan, kerem" ile yeni bir jenerasyon buluyoruz açıklaması belki de en büyük transferdir, çok güzel şeylerin habercisidir. hoşgeldin hocam.
  • 27256
    kendisini 90'li yıllardan beri ilk defa bu kadar mutlu, enerjik ve pozitif gördüm. cok sevindirici bir gelisme. galatasaray sevenler tarafindan kendisine olan eleştirilerin hemen tamamı temposuz, yavas ve enerjisi düşük oyun-oyuncu tercihleriydi. ne zaman ki kendisine de artik bu negatif oyundan gına geldi, bildiğimiz terim futbolu sahaya yansimaya basladi. arda'dan ve benzeri oyunculardan kendisine bir hayır yok artik. 2020'lerdeyiz. kanı kaynayan, yerinde duramayan ateş gibi bir jenerasyon geldi arkamizdan. fatih hoca kişisel iletişim alaninda bir dünya markasi. bu özelliğini kendisiyle yaş farkinin iyice açılmış olduğu ve belki biraz da ön yargili ve mesafeli olduğu genç kuşağa da gösterdi. karsiliginda beklediginden de olumlu bir geri dönüş aldi.
    fatih hoca, sizin yaşınız büyüyor olabilir ama genç ruhunuz baki. hayatta ispatlamak istedikleri, kendini ifade etme arzuları, var olma mücadelesi cok olan gençler sizi hic üzmediler, hiç uzmeyecekler.
    fatih terim gibi insanlarin en büyük özelliklerinden birisi yaş farketmeksizin her jenerasyonla iletisim kurabilmeleri. üniversite veya lisedeki en sevdiginiz öğretmenlerinizi hatırlayin...

    çeşitli saplanti ve inatlarindan vazgectigi anda alaninda bir virtüoz, master, doğal kazanan.
  • 27258
    sepp piontek ve gheorghe hagi ile oluşturduğu mentor-hoca-futbolcu kartezyen çarpımı bu ülkenin muhtemelen görüp göreceği en yüksek futbol seviyesini temsil eden eski futbolcumuz, eski ve yeni teknik adamımız, yaşayan efsanemiz.

    her ne kadar saha içi-saha dışı önemli ekiplerin elde ettiği başarılar da olsa, türkiye a milli futbol takımının tarihinde 1954 dünya kupasından sonra ilk kez büyük turnuva finallerine katılma hakkı kazanarak euro '96 vizesi alması, euro 2000'e gidişi ve nispeten iyi sonuçlar alması, dünya kupası 2002'ye gidip bahtının da açık olmasıyla dünya üçüncüsü apoleti takması, roller coaster gibi geçen zorlu euro 2008'de yine üçüncü olması, imkansız gibi gözükmesine karşın euro 2016'ya katılmasındaki aslan payı ona aittir. sadece milli takım kariyeri kendisiyle karşılaştırılan teknik adamları solda sıfır bırakır.

    galatasarayımızda ise uzun süre forma giymesine rağmen futbolcu unvanıyla şampiyonluk kazanamamış olsa da, 2020 itibariyle teknik adam hüviyetiyle 4'ü üstü üste olmak üzere tam 8 lig şampiyonluğu ve 1 avrupa uefa kupasının alınmasında yine çok çok büyük pay sahibidir.

    fatih hoca, türkiye ve eşyapılı ülkelerde faaliyet gösterdiği alanda ismini kazıyan diğer önemli isimler gibi futbolculuğunda da hocalığında da agresif, kafasındakini alt üst fark etmeksizin kabul ettiren dominant yapıda, bu uğurda ağzını bozmaktan imtina etmeyen katı karakterde biridir. günümüzde globalleşmeyle birlikte hızla yayılan social justice warrior akımlarının da etkisiyle ünlü insanlar bir anda milyarların tepkisiyle karşılaşmaktan ölesiye kaçındıklarından sivri yanlarını büyük bir süratle törpülüyor ve ortak akıl, sağduyu, terbiye, saygı gibi kavramlar zoraki de olsa benimsenmek zorunda kalınıyor. ancak eski zamanda çok çetin orman kanunları geçerliydi. gelişmemiş toplumlarda sade vatandaş hâlâ bu kanunlara göre yaşar. beyefendilik, ağırbaşlılık, kibarlık sizin pasifliğiniz ve korkaklığınız olarak yansır ve toplumda var olmanıza katiyen izin verilmez. bundan dolayı fatih hoca'yı bu tür karakter özellikleri referans gösterip teknik ve beşeri becerilerini yok sayarak yerin dibine sokmaya çalışmak demogojik bir tür türkiye toplumu eleştirisidir. hocanın şahsına indirgenemez. bu yapının başka sonuçları siyasette de gözlemlenebilir. o konuya girmeye gerek yok.

    fenerbahçeliler kendisine gizliden gizliye hayrandır. fatih terim'in birebir kopyasının fenerli versiyonunun bir anda oluşmasını sağlayabilecek takaslı bir dilek hakkı olsa yüzde doksanı babasını satar. bu gizli hayranlıkları, bir yandan fatih hoca'ya ağza alınmayacak laflar ederken öte yandan kendi camialarından yeni bir fatih terim yaratmaya çalışmalarından anlaşılabilir. ama kopyalama konusunda çin seviyesine gelmelerine daha iki yüzyıl olduğundan kelli yanlış analizlerden kaynaklanan kötü hamleler onları hep olumsuz sonuçlara götürmekte, bu da onları deliye döndürmektedir. bugün (2020-21 sezonu) yeni fatih terim olmaya aday en yakın (tırnağı etmez yine de) kişi emre belözoğlu'dur ve halihazırda fenerbahçe'nin içerisindedir. daha önce hem fatih terim hem de hagi ile uzun süre çalışmış, onlardan çok şey öğrenmiştir. fakat fatih terim'i fatih terim yapan diğer donanımları hâlâ anlamadıklarından emre'yi kendini aşabileceği, çok iyi bir teknik adama dönüşebileceği ortamlara göndermek yerine takımı sirke çevirmesine, cin olmadan adam çarpmasına izin vermekteler. ne diyelim, hiç uyanmazlar inşallah.

    fatih hoca'nın taktiksel, teknik becerilerini analiz etmek bana düşmez. o kadar anlamam zaten. düzgün anlatılırsa anlarım. ancak kendisi zaman zaman "inat" yüzünden eleştirilir. bu eleştiriler belki haklı olabilir. çünkü geç kalan hamleleri bize bazen maçları, bazen de turları kaybettirmiştir. bazen bu inatlardan dönmesi şampiyonluk kazandırmış (örn. 1997-98 sezonu), bazense dönmemesi futbolcular, kupalar kazandırmıştır. kimsenin inanmadığı, büyük başarılar çok tekrar, çok revizyon, çok ısrar gerektirir. bu saydıklarım birbiriyle zaman zaman çelişir. zordur kombine etmek. futbol gibi hamleleri basit gibi gözüken fakat rakiple oynandığından çok karmaşıklaşan bir oyun (zira her oyun şablonunun bir antikoru vardır önlem alınamaz bir takım yaratmak bir yolculuktur) tek taraflı taktiklerle ilerleyemez. ben tüm bunlardan ötürü "fatih hocanın vardır bir bildiği" tarafında olacak kadar gerçekçilikten çıkmasam da, "fatih hoca çok yanlış yapar, ama sonunda da öyle bir doğru bulur ki mest oluruz" hissiyatıyla her maça başka heyecanla bakar, kaliteli oyunu sabırla beklerim kendisinden. ikinci dönemi hariç hiç de yüzümüzü kara çıkartmadı.

    böyle olduğuna inanmıyorum ama, fatih hocamın belki ağzı pistir. belki kaba bir adamdır. şahsen tanımıyorum, keşke tanısam. ama kalbi temizdir. takımı gol atınca, takımı şampiyon olunca çocuk gibi hesapsızca sevinir. futbolcusuna babasıymışçasına sarılır. başkasının hazırladığı cillop gibi takıma dışkı kalitesinde futbol oynatan birileri gibi içimizdeki irlandalılar muhabbetine girmez, yine aynı takımla tek büyük maç kazanmadan derece alıp başarıyı kendine yazan başkaları gibi sahte zımba yaptırmaz, kafasında tilki dolaştırmaz. yenilince de benim üzüldüğüm gibi üzülür, hatta 10 katı üzülür. candır fatih hocam. inşallah sağlığı el verdikçe de takımın başında kalır.
  • 27260
    transfer, hazır hocası degildir.

    bunu 2. terim döneminde de, 19-20 sezonunda da gördük.

    yaz aylarında okay ve mensah'ı istedi, alınmayınca taylan'ı parlattı.

    kanat istedi, alınmayınca oğulcan'ı, jesse'yi, kerem'i parlatıyor.

    3. döneminde de takımın çehresini değiştiren dokunuşlar emre çolak, engin baytar ve semih ile gelmişti.

    kısacası sen elini degdirmeden olmuyor hocam.

    "var bir hayalimiz" diyorsan buralara yıldız transferlerle değil yine kendi çocukların ve onlara babalık etmenle ulaşabiliriz.
  • 27261
    yarın birgün hoca maç kaybedince ortaya çıkacak kalemşörlere karşı tek bir argümanım var. düz mantık kurup, rakip taraftarlarının galatasaray'da en sevmediği adama her zaman sahip çıkın. fenerde olsaydı kulübün tapusunu üstüne yaparlardı. ne bekliyorsunuz her sene şampiyon mu yapsın takımı? siz hayatınızda her sene yılın en iyi çalışanı, eşi, babası vs ödülümü alıyorsunuz? hoca da insan, hataları olacaktır. alıştırmış başarıya, doğal olarak daha fazlasını istiyoruz. başımızın üstünde yerin var hocam, bizim millet geçmişini çabuk unutur.
  • 27263
    hande sümertaş konusunda konuşsa bu ahmet ercanlar adlı değisik canlının, 5 iq'lu 'kumpas var' tayfanın yapmaya çalıştığı şeye yağ süreceğini biliyorum ama konuşmasını da istiyorum. bu medyadaki kökleşmiş çakalların sektörde yalnız buldukları bir hanımefendiye fütursuzca saldırırken nasıl sineceklerini görmeyi çok istiyorum. ama olmaz ne yazık ki. gece gece inanılmaz sinirlendim. irin akıyor üstlerinden.
  • 27267
    türk futbolundaki rezilliklerin neredeyse tek sebebi olan teknik direktör.

    son dönemde başımızda igor tudor, hamza hamzaoğlu, mancini ya da başkası varken son günlerde oluşan gündemlerin oluştuğunu pek görmedik. ya da bugün başımızda samet aybaba, tuchel falan olsa bunların hiç biri gündem olmaz sanıyorum. türk futbolunda bu çirkin olaylar gündem oluyorsa terim’den sebep.

    hakem bildirisinin de sebebi fatih terim’di, zorlu toplantısının da sebebi kendisiydi. rıdvan dilmen’in algılarının sebebi de kendisi, şimdi hande sümertaş saldırısı da kendisi takımımızın teknik direktörü olduğu için gerçekleştiriliyor.

    adam yıllar boyu türk futboluna öyle bir ambargo koydu, öyle başarılı bir teknik direktörlük kariyeri var ki malesef türk futbolunun paydaşlarından fatih terim’in tarafında olmayan neredeyse herkes bertaraf oldu.

    fatih terim’in galatasaray ile birleşerek elde ettiği egemenlik, kendi tabirleri ile hegomonya artık yenilemez, psikoloji bozacak kıvama gelmiştir. tüm çareler tükenmiştir. bu sebepten her türlü çirkinliğe, mızıkçılığa, terbiyesizliğe başvurmak zorunda kalmışlardır. her geçen gün başka bir çamur aramaktadırlar, futbolu her geçen gün biraz daha kirletmeye çalışmaktadırlar.

    aslında başarılı insanlar başarılı olduklarında çevrelerindekileri büyütürler. ancak bu bizde böyle olmadı. çünkü fatih terim’in deyimi ile başarının düşmanı var. bu düşmanlar elinden ne gelseler de bu başarıyı engelleyemediler, artık çok acınası bir haldeler. ortalık miğde bulandırıcı.

    senin yüzünden hocam. bugün türk futbolunda çirkin olan ne varsa senin yüzünden. senin suçun ne mi? başarılı olmak.
  • 27268
    oynattığı futbolu eleştirdim çoğu zaman. ama 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı nda yaşanan hadiseden sonra, geçmişten günümüze afrika kökenli oyuncularımızla kurduğu baba/oğul ilişkisini hatırlayınca kendisiyle gurur duydum. hele de suyun öteki tarafında ki takımın başındaki spor direktörün ırkçılıktan sabık birisi olduğunu hatırlayınca iyi ki hocamız fatih terim dedim, iyi ki galatasaraylıyım dedim.
  • 27270
    işte gerçek bir hikaye...

    profesor fatih teriminyum yine laboratuvarındaydı.

    teknik...

    https://gss.gs/B1w.jpg

    taktik...

    https://gss.gs/wam.jpg

    ve iyi olan her şey...

    https://gss.gs/NVx.jpg

    bunlar harika küçük futbolcuklar yaratmak için gereken malzemeler.

    ama profesör fatih teriminyum bu karışıma yanlışlıkla ekstra bir malzeme ekledi!

    https://gss.gs/12k.jpg

    kimyasal x!

    https://gss.gs/LNq.jpg

    böylece powerpuff boys doğdu.

    https://gss.gs/4Re.jpg

    taylan, emre ve kerem. hayatlarını galatasaray'a ve galatasaray düşmanları ile mücadele etmeye adadılar.

    taylan: kumandan ve lider
    emre: neşe kaynağı
    kerem: çetin savaşçı

    powerpuff boys günü kurtarır!

    https://gss.gs/0A1.jpg

    düşmanlarla savaşıp, galatasaray'ı kurtarırlar! işte geliyorlar tam zamanında: powerpuff boys!

    olamaz! işte profesyonel ve organize kötülük!

    https://gss.gs/iXu.jpg
    https://gss.gs/pZn.jpg

    dikkat! kötüler!

    https://gss.gs/2WZ.png
    https://gss.gs/3p7.jpg

    haklayın onu! işte kötülerin lideri!

    https://gss.gs/pId.jpg

    tüm kötüleri bu köyden kovun!

    powerpuff boys! yaşasın! teşekkürler profesör fatih teriminyum!
  • 27273
    galatasaray'daki 4. döneminde (2017 aralık-2020 aralık);

    1- altyapıya önem veriyor, u14'ten u21'e kadar tüm maçları yerinde izliyor. altyapıdan ozan muhammed kabak gibi bir dünya yıldızını çıkarıyor.

    2- takıma şu anki scout ekibimizi getiriyor (sene sanırım 2012) ve transfer hedeflerini onlarla birlikte belirliyor.

    3- teknik ekibini geniş tutuyor, yeni teknik adamlar yetiştirmeye çalışıyor.

    4- teknik ekibine albert riera ve scott piri gibi liyakatli isimler getiriyor ve takımın modern futbola ayak uydurmasını kolaylaştırıyor.

    5- kendi dizilişinde ve sisteminde ısrar ediyor. galatasaray'a bir kimlik, bir oyun alışkanlığı kazandırmaya çalışıyor. benfica'nın 4-4-1-1'i, shakhtar donetsk'in 4-2-3-1'i, barcelona'nın 4-3-3'ü gibi galatasaray'ın da 4-1-4-1'i kimlik edinmesini sağlıyor. ayrıca her zaman hücum odaklı bir felsefeyi benimsiyor. başarılı da olsa, başarısız da olsa 3 senedir takım elinden geldiğince hücum oynamaya çalışıyor.

    not: bu liste içinde değeri anlaşılmasa da en önemli maddelerden biri bu madde. işler yolunda giderse taraftar şimdilerde sövdüğü 4-1-4-1'e en iyi diziliş gözüyle bakacak. aynısını 4-4-2'de yaşadık çünkü. 1996-2000 arası 3'lü savunmadan 4'lüye geçiş sürecindeki sancıları emre özcan 2004 senesinde çok güzel anlatmış; (bkz: https://eksisozluk.com/entry/4180021) aynı sıkıntıları şimdi de yaşıyoruz. bence zaman fatih hoca'yı yine haklı çıkaracaktır, tıpkı 1996-2000 dönemi gibi.

    6- takımındaki oyuncuların performanslarını arttırıyor, oyunculardan hayal bile etmedikleri mevkilerde çok büyük bir verim alıyor.

    7- sürekli şapkadan tavşan çıkartıyor, son döneminin ilk senesinde garry mendes rodrigues ve ryan donk'a, ikinci senesinde marcos do nascimento teixeira marcao ve ozan muhammed kabak'a, üçüncü senesinde adem büyük ve ömer bayram'a, dördüncü senesinde taylan antalyalı, emre taşdemir, oğulcan çağlayan ve emre kılınç'a bir değil birkaç seviye atlatıyor. bu sayede kulüp hem satışından para kazanılacak oyuncu (ozan, garry, marcao vs), hem bayrak adam (donk vs), hem görev adamı (ömer, emre taşdemir, oğulcan vs) hem de ilk 11 oyuncusu (taylan, emre kılınç) kazanıyor.

    8- bütün bunları yaparken başımızda ffp belasının olduğu son döneminde 3 senede 2 lig kupası, 1 türkiye kupası ve 1 süper kupa kazandırıyor.

    9- bütün bunları yaparken oyuncuların maaş sıkıntıları ve florya'da çalışanların maaş sıkıntıları kaynaklı problemleri göğüslüyor.

    10- bütün bunları yaparken taraftarı bir bütün haline getiriyor, sakinleştiriyor ve hedefe odaklıyor.

    11- bütün bunları yaparken yaşanan başarısızlıklarda oyuncularını ve ekip arkadaşlarını suçlamıyor, onları taraftarın önüne atmıyor. "takım içinde bir sorumlu varsa o benim" düsturuyla hareket edip tüm eleştirileri kendi üzerinde toplamaya çalışıyor (evet, dış etkenleri de suçluyor ama kendi takımını ve ekibini neredeyse hiç suçlamıyor).

    12- bütün bunları yaparken yaşadığımız "derbi" sorununa nispeten de olsa bir çözüm buluyor;

    a) 2014 ağustos-2017 aralık arasında başakşehir ile oynadığı 8 maçta 1 galibiyet-2 beraberlik-5 mağlubiyet almış, 10 gol atıp 22 gol yemiş ve tam 3 kere 4 farklı mağlubiyet yaşamış olan galatasaray, kendisinin gelişinden sonraki 6 maçta ise 3 galibiyet-2 beraberlik-1 mağlubiyet alıp, 8 gol atıp sadece 4 gol yiyor.

    b) 2014 ağustos-2017 aralık arasında beşiktaş ile oynadığı 7 maçta 2 galibiyet 1 beraberlik 4 mağlubiyet alan galatasaray, kendisinin gelişinden sonraki 5 maçta ise 2 galibiyet-1 beraberlik-2 mağlubiyet alıyor.

    c) 2014 ağustos-2017 aralık arasında trabzonspor ile oynadığı 7 maçta 2 galibiyet-0 beraberlik-5 mağlubiyet almış olan galatasaray, kendisinin gelişinden sonraki 5 maçta ise 2 galibiyet-1 beraberlik-2 mağlubiyet alıyor.

    d) 2014 ağustos-2017 aralık arasında fenerbahçe ile oynadığı 8 maçta 2 galibiyet-3 beraberlik-3 mağlubiyet almış olan galatasaray, kendisinin gelişinden sonraki 6 maçta ise 1 galibiyet-5 beraberlik-0 mağlubiyet alıyor.

    yani galatasaray'ın bu 4 takıma karşı;

    2014 ağustos-2017 aralık arası karnesi: 30 maçta 7 galibiyet-6 beraberlik-17 mağlubiyet (0.9 puan ortalaması)

    2017 aralık-2020 aralık arası karnesi: 22 maçta 8 galibiyet-9 beraberlik-5 mağlubiyet (1.5 puan ortalaması)

    görüldüğü üzere puan ortalamasındaki artışın boyutu muazzam. %67'lik bir artış var.

    13- bütün bunları yaparken uzun yıllar yaşadığımız deplasman sorununa çözüm buluyor ve yıllardır çok zorlandığımız, neredeyse galibiyet bile alamadığımız, çoğunlukla kaybettiğimiz başakşehir, fenerbahçe, rizespor, sivasspor deplasmanlarında 2020 senesi içinde 4 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetlik istatistik yakalıyor. en önemlisi, fenerbahçe'nin 20 senelik kadıköy serisini eze eze bitiriyor (bkz: 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı).

    14- bütün bunları yaparken birçok güçlü üyesi kendisine düşman olan türk spor medyası, neredeyse tamamı kendisine düşman olan tff, pfdk, tahkim kurulu gibi kurullarla cebelleşiyor. 3. senesini doldurmak üzere olduğu son döneminde tamamına yakını haksız olmak üzere ayrı ayrı sebeplerden dolayı farklı zamanlarda olmak üzere tam 16 maç ceza alıyor.

    bu 14 maddede saydıklarımı bahsettiğim şartlarda yerine getirecek hoca bırakın türkiye'yi, dünyada yok. yönetimin inanılmaz transfer beceriksizliklerine, süper lig 2018-2019 sezonu'nun tamamında ve süper lig 2019-2020 sezonu'nun pandemi sonrasında aleyhimize yapılan ekstrem hakem hatalarına değinmiyorum bile. bu 14 maddeyi en büyük oranda gerçekleştirecek hoca jürgen klopp'tur herhalde. bakalım o ne kadarını gerçekleştiriyor.

    1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. maddeleri az çok klopp'da gerçekleştirir. 11. maddeyi de aynı şekilde. yalnız kalan maddelerde sıkıntı var. tek tek bakalım;

    - 8. madde (3 senede 2 şampiyonluk): klopp hiçbir zaman kısa vadede başarı bekleyen bir takım çalıştırmadı. kovulmadan 3 sene boyunca takımımızı çalıştırdığı senaryoda maksimum 1 şampiyonluk kazandırırdı. hele ki süper lig 2017-2018 sezonu gibi 3 takımla birden yarıştığımız bir sezonda asla şampiyon olamazdık (ki fatih hoca bizi bu sezonun yarısında takım ligde 3. iken gelmesine rağmen şampiyon yaptı).

    - 9. madde (maaş sıkıntıları): klopp'un takımlarının hiç maaş sıkıntısı yaşadığını düşünmüyorum, bize gelmiş olsa 2 aya "ben nasıl bir yere geldim lan" diyip kariyerinin devamını planlamaya başlardı. fatih hoca bunu yapmak yerine bu sıkıntıları göğüslemeyi seçti.

    - 10. madde (taraftarla bütünleşme): bunu klopp nispeten yapabilirdi. taraftarla arası çok iyi olurdu ama amiyane tabirle "%100 gs" olamazdı.

    - 12. madde (büyük maç performansı): buna da emin değilim açıkçası. 1.5 puan ortalaması tabii ki büyük bir başarı değil ama 0.9'dan 1.5'e çıkarmak çok ciddi bir başarı. kaldı ki fatih hoca, başakşehir ve trabzonspor'un güçlerini büyük ölçüde arttırıp şampiyonluğa oynar hale geldiği döneme denk geldi. klopp burada belki daha iyisini de yapardı ama zor yine de. zaten süper lig 2017-2018 sezonu'ndaki 4 maçta alınan 10 puan (fb dep-ts-başak-bjk) kafadan düşüyor. derbilerde kabusu yaşayan, her seferinde ezilerek kaybeden (bkz: #2999152) takıma o 4 maçta 10 puanı fatih hoca dışında kim aldırırdı bilinmez.

    - 13. madde (2020 deplasman performansı ve 20 yıllık serinin bitişi): 2020'ye kadar kalabilse bunu klopp da sağlardı onda bir sorun yok. ama 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı'nı klopp o şekilde kazandırabilir miydi işte bu soru işareti. o serinin baskısında ne eric gerets'ler, karl-heinz feldkamp'lar, michael skibbe'ler, frank rijkaard'lar, roberto mancini'ler dağıldı. fatih terim'in ise son dönemindeki kadıköy istatistiği 3 maçta 1 galibiyet-2 beraberlik-0 mağlubiyet, toplamda (galatasaray kariyeri olarak) kadıköy istatistiği 3 galibiyet-6 beraberlik-5 mağlubiyet.

    - 14. madde (düşmanlık): bu madde klopp için geçerli olmazdı ama bir şekilde geçerli oldu diyelim. klopp türkiye'de 3 ay dayanamazdı.

    klopp bile 14'te 8, hadi bilemedin 14'te 10 yapıyor. bizim hocamız 14'te 14. alın klopp'u istediğiniz hocayı koyun bu karşılaştırmaya. 14'te 10'u geçecek bir tane bile hoca bulamazsınız. ister simeone, ister guardiola, ister ancelotti, ister zidane, ister conte, ister simeone, ister mourinho, ister şenol güneş... çok iyi teknik direktörler oldukları bilinen, bize gelmeden önce harika kariyerlere sahip olan mancini'yi, prandelli'yi, rijkaard'ı, skibbe'yi, gerets'i, denizli'yi vs. denedik ve sonuçlarını gördük zaten.

    bu bahsettiklerimi gerçekleştirdiği dönemse en başarılı 1 değil, 2 değil, 3. dönemi olan, 1996-2000 ve 2011-2013 dönemine göre nispeten sönük kalan 4. dönemi. bu sönüklüğün en önemli, belki de tek sebebi ise bu döneminde şu ana kadar yapamadığı şey: avrupa kupalarında başarı getirmek. kaldı ki bu bile fatih terim'in bozduğu bir şey değil, düzeltemediği bir şey;

    avrupa'da galatasaray'ın;

    2014 ocak-2017 aralık arası karnesi: 18 maçta 1 galibiyet-6 beraberlik-11 mağlubiyet (0.5 puan ortalaması)

    2017 aralık-2020 aralık arası karnesi: 18 maçta 3 galibiyet-4 beraberlik-10 mağlubiyet (0.72 puan ortalaması)

    iki karne de felaket, ama dediğim gibi: "iki karne de felaket". yani kendisi yokken de pek bir numaramız yoktu avrupa'da. hatta kendisiyle nispeten daha başarılıyız puan itibariyle.

    zaten kimse kusura bakmasın, bütün bu saydıklarımı bu kadar zor bir futbol ikliminde gerçekleştirip bir de üstüne avrupa'da başarı getirecek adam dünyada yok. 2017 aralık'ta takımı alıp avrupa'da beklenen başarıyı getirecek adam varsa bile o da bu 14 maddenin en az yarısını yerine getiremez, yerine getiremediği maddeler sonucunda da kazığa oturtulurdu.

    galatasaray taraftarı'nın içindeki bir güruh kendisinden daha ne bekliyor anlamıyorum. daha ne yapsın bu adam. 4. döneminde bile yaptıklarını tek tek saydım. bu kadar modern, bu kadar çalışkan, bu kadar winner, bu kadar başarılı, bu kadar galatasaraylı, bu kadar kusur örten (maaş sıkıntıları mesela) ve bu kadar özeleştiri yapan (kameralar önünde olmasa bile kendi içinde özeleştiri yaptığını değişime açık oluşu kanıtlıyor), bu kadar hakkımızı savunan bir teknik direktörümüz var. 100 yılda bir gelecek bir şey tüm bu özellikleri kendisinde toplamış biri. buna rağmen kötü giden her maçtan sonra kazığa oturtmaya, linç etmeye çalışıyor birçok taraftarımız. 2013 eylül-2017 aralık arasında yaşadıklarımızdan da ders çıkarmıyor bu güruh.

    sonra savunanlara biatçı, sempatizan deniyor. sanki savunanlar kendisini kara kaşına, kara gözüne bakarak savunuyor. başarı tablosu ortada, hem de nispeten kötü geçiyor denilen dönemdeki tablo bu. adam 67 yaşına geldi, neredeyse her şeyi kazandı; hala hırslı, hala motive. "bir de şampiyonlar ligi kazandırayım galatasaray'a" diyor. ligde her sene aynı motivasyonla devam ediyor. kendisinin olmadığı 53 senede sadece 14 lig kupası kazanmış takıma 11 senede 8 lig kupası kazandırıyor, hani lig kupası elimizin kiri ya(!). bu kadar başarılı ve geleceğimizi düşünen bir adamı savunmak biatçılığın değil akılcılığın bir gereğidir. bunu göremeyenlerin olması çok üzücü.

    bir de hocayı "tripli" bulan, sanki fatih terim aksini söylemiş gibi "fatih terim galatasaray'dan büyük değildir." diyen bir güruh var ki onlara da ne desek az.

    - atletico madrid, diego simeone'nin tüm nazını çekiyor. yıllık 43 milyon euro maaş veriyor.
    - psg, neymar ve kylian mbappe'nin tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım zlatan ibrahimovic'in tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım cristiano ronaldo'nun tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım jose mourinho'nun tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım lebron james'in tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım pep guardiola'nın tüm nazını çekiyor.
    - gittiği her takım marcelo bielsa'nın tüm nazını çekiyor.

    vs. vs.

    ama galatasaray fatih terim'in nazını çekemeyecek. acaba pep guardiola'nın bitmek bilmeyen istekleri sonrası manchester city taraftarı da pep için "manchester city'den büyük değil" diyor mudur?

    - "fatih terim bu isimlerden çok daha ağır konuşuyor" denilebilir. ama fatih terim'in bu isimlerden çok daha zor şartlarda, çok daha anti-profesyonel insanlarla çalıştığını da göz önünde bulundurmak lazım.

    - "fatih terim bu isimlerle kıyaslanamaz, bu isimler terim'den çok daha büyük isimler" diyecekler de olabilir. ama bu isimlerin çalıştığı camialar da galatasaray'dan çok daha büyük camialar. burada kıyaslamayı büyüklük üzerinden değil, camiaya ifade ettiği anlam üzerinden yapmak lazım. ve lebron-cleveland dışında verdiğim hiçbir örnek bu konuda fatih terim-galatasaray örneği kadar güçlü değil.

    sadede gelecek olursak fatih terim gibi bir deha, bir kulübün başına ancak 100 yılda bir gelecek bir şanstır. galatasaray da kulüp aklı sayesinde bu şansı olabildiğince iyi değerlendirmiştir. şu son döneminde de fatih terim bizi bir şekilde "doğru yol"a sokmuş, o yolda yavaş ama emin adımlarla ilerletmektedir. hocanın kendisinden sonrasını da düşündüğü fikrindeyim. o yüzden takıma kalıcı ve güçlü bir oyun sistemi, kalıcı ve güçlü bir altyapı yapılanması, kalıcı ve güçlü bir "transfer şekli" aşılamaya çalışıyor. işler yolunda giderse bunları başaracağını ve tam bir avrupa takımı olacağımızı düşünüyorum. umarım teknik ekip arkadaşları, yönetim üyeleri ve oyuncuları kendisinin vizyonuna ayak uyduracak kabiliyette olur.

    avrupa konusunu da kesinlikle dert etmiyorum. biz "doğru yol"a girdiğimiz sürece avrupa'da başarı 2020'de gelmez, hadi diyelim 2021'de de gelmez, ama 2022 ve sonrasında muhakkak başarı gelir. yeter ki 2019-2020 sezonu yaz transfer dönemi'nde yaptığımız gibi yanlış yola sapmayalım.

    edit: yazıdaki 14 maddeyi objektif bir şekilde yazmaya özen gösterdim. zaten içerik çoğunlukla bilgi ya da bilgi destekli yorum oldu. yine de fatih terim'in bu maddelerdeki başarısı konusunda farklı fikirlerde olan ve/veya entry'de bilgi hatası tespit eden yazar arkadaşları mesaj kutuma beklerim*.
App Store'dan indirin Google Play'den alın