aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 354
    takipden çıktığım kanaldır. ilk başlarda amator ruhla cok guzel ilerliyorlardı. ama ne zaman takipci sayısı arttı ozelikle erinc ozelinde baya sorunlu olmaya basladı. istisnasız erincin herseyi ben bilirim ben bilirsemde en iyi bilirim ben demistim tavırları, devamlı keremin sozunu kesmesi, keremi zorbalaması hatta son duzlukde bu kervana hasanında katılması derken iyicene kanal lise travması tadını aldı. cocuk agzını acmaya korkar oldu. devamlı bir ignelemeler vs. bunun yanında yayın surelerinin asırı uzun olması, super chat ugruna gecen onlarca saatlerde eklenince son zamanlarda izledigimde artık yoruldugumu hissetmeye basladım. hani beyaz tv deki gibi bir goygoy ortamıda yok. orada rasim ahmet her nekadar birbirlerine vursalarda isin gercekten goygoyundalar. ama burada erincin kereme vurmaları isin goygoyundan daha cok bildigin ustencil , narsist bir tavır almaya basladı. simdi kendi ya ne alakası var falan diyordur ama hayatlarında bu sekilde insanlarla calısmıs, yasamıs olanlar benim ne dedigimi cok iyi anlarlar. oyuzden basarılar diliyorum kendilerine ben orhan uluca ve sinan yılmaz ile devam etcem yayın hayatıma. *
  • 355
    bir önceki kanalda çıktıkları zamanlardan bu yana beğenerek takip ettiğim kanaldır.
    her yorumlarına katılmıyorum elbette ama bu da çok normal.
    ancak şunu söylemeliyim; son yayında yaptıkları taklitler eğreti durdu. çok da onların hareketi gibi gelmedi bana.
    nacizane bir önerim olabilir, özellikle hüseyin kıyıcı bunu daha çok yapıyor, bazı az kullanılan türkçe (ve türkçe olmayan) kelimeleri doğru kullanmıyorlar, nadiren erinç bilican da yapıyor bunu. anlatımdaki bazı sıkıntılar tweetlerine de yansıyabiliyor ve sonra yanlış anlaşılabiliyor.
    inanılmaz üstenci bir tavırda olduklarını düşünmüyorum, bazen böyle yapıyor olmalarını duruş değişikliği olarak yorumlamam açıkçası.
  • 356
    belli ki iyi arkadaşlar, belki kerem için de sorun değil ama erinç arkadaşın kereme devamlı sallaması, adamı devamlı bozması, her lafına birsey söylemesi itici durmaya başladı. yapıcı eleştirilere açık olduklarını belirtiyor her defasında. kendisine çok yapıcı bir eleştiride bulunuyorum. programların tekrarını izlerse bunu kendiside fark edecektir.
    onun dışında severek izliyoruz, var olsunlar.
  • 358
    kerem övet'in yalnızca basketbol ile ilgilendirilmesi çok daha iyi olacak gibi duruyor. zira maalesef futbol ve özellikle okan hoca ile ilgili yorumlarının içi boş. eleştiri kültürü öyle bir şey değil. oturup bunu anlatacak halim de yok 30 yaş üstü adama. twitterı azaltırsa belki zamanla iyi bir yorumcuya dönüşebilir.

    ben kerem övet'in fikirlerinin çoğunu ilgi çekmek için üstüne çarpı işareti konulmuş okan buruk, icardi ya da muslera fotoğrafını profil fotoğrafı yapan bir sürü hesaptan okuyorum zaten twitterda.
  • 360
    eskiden severek izlesem de son zamanlarda epey yaka silkmiş ve izlemeyi bırakmıştım. özellikle erinç ve kıyıcı/hasan hüseyin arasındaki laubali twit/film/dizi göndermeleri ve bunlara yarıla yarıla gülmeleri, kerem'i eziklemeleri, erinç'in kendini her şartta okan hocanın önüne kayıtsız şartsız siper etmesi vs. beni kendilerinden soğutmuştu. hele ilk saydığım durum acayip sinir bozucuydu. mesela bir konu geçiyor, erinç "müller hatırladı" diyor sonra başlıyorlar kıs kıs gülmeye. bazıları ise hiç anlaşılmıyor. (muhtemelen inner circle'larında çevirdikleri taştaş muhabbetleri.) yani binlerce kişinin izlediği koca canlı yayını öğrenci evi salonuna çevirmişlerdi.

    kıyıcı'nın dünkü saçma sapan tiwitinden sonra (zaten bu arkadaşın hangi akla hizmet o programda olduğunu da anlamıyorum ya neyse, bir de biz yorumlayacağız siz sevineceksiniz diye ahkam kesmiş, te allahım) son bölümü izleyeyim dedim ki izlemez olaydım. erinç'in sercan hamzaoğlu taklidi yaptığı bölümde yüzüm yerin dibine girdi yeminle. kardeşim adamın yanlı gazeteciliğinden, yalakalığından, yalan haberlerinden vurursun hatta vur vur bitmez ama şekli şemaliyle dalga geçmek nedir ya? orada dört tane adamsınız, hiç mi biriniz "biz ne yapıyoruz" demedi o esnada. yetmedi bir de acun-candaş taklidi yaptılarki evlere şenlik...

    programın yarısında izlemeyi kesmekle ne kadar doğru bir karar aldığımı bir defa daha anladığım gibi abonelikten de çıktım, youtube'da engelleme butonu olsa ona da basacaktım. orhan uluca, sinan yılmaz, bülent timurlenk gibi ciddi yorumcularla yolumuza devam edeceğiz. (bir de kerem övet'e yazık oluyor, vole'de sinan yılmaz, ılgaz çınar ve berk göl ile çıktığı programda çok beğeniyorum. burayı okuyorsan kaç kurtul o ekipten kerem.)
  • 361
    maç sonrası sohbet ve az biraz da makara programından köy kahvesine hızlı geçişle beni de bir izleyici olarak kaybetmiştir. sinan'ın yerine kıyıcı'nın gelmesi keita'nın yerine pino almak gibi bir şey oldu. bu arkadaşlar tribüncü fanusunda yaşadıkları için kendilerine abi çeken, harikasın diyen tiplerden öteyi göremiyorlar. oysa kitleleri çok genişledi, bizim gibileri çekemezlerse kanalları büyüyemez.
  • 362
    hem bütün ulusal spor kanallarının, hem internet medyasının %90'ının fb tarafından fonlandığı gerçeği varken ben bu kanalı harcamam. öyle bir lüksüm yok. yok o onu demiş, yok bu bunu demiş. fb kanalları fb taraftarını aptal yerine koyarken, bizim tarafta bu kadar samimi bir kanal bulmak zorken, ben kanalı harcamam.

    elbette kimse kimseye zorla bir yayın izlettiremez bu devirde. izlemek istemeyen asla izlemez ama izlemeyi, takibi bıraktıktan sonra bunu hayatının en büyük başarısıymış gibi destanlaştırmak çok gereksiz. bıraktıysan bırakmışsındır. bu saatten sonra gelip ahkam kesmenin anlamı yok çünkü bırakmışsındır, eğer merak edip gizli gizli izlemiyorsan. ilgi alanından çıkması lazım eğer gerçekten izlemiyorsan.

    kanalı izleyenleri salın kardeşim. internet denen bok çukurunda galatasaray sözlük ile nasıl nefes alıyorsam, eski açık ile de youtube kanalları arasında kafayı dağıtıp eğleniyorum. laubali konuşuyorlarmış. keşke her yayın laubali olsalar. 3 saatlik yayının en fazla yarım saati kaynatıyorlar ama üzerlerine yapışmış gevşeklik. ne bekliyorsunuz ki yayından, 1990'lar anadoludan görünüm yayını mı bekliyorsunuz? liyakatlı trt spikerlerinin prime dönemi gibi yayınlar mı bekliyorsunuz anlamadım.

    kanalı izleyenleri salın kardeşim. salın da izleyenler nefes alsın biraz. başka keyfimiz yok internette.
  • 363
    canlı yayınları çok uzuyor. eleştirildikleri noktalarda zamanı sınırlamaları birçok sorunlarını çözecektir.

    bazen böyledir. muhabbet uzadıkça söylenecek her şey söylenir ve "doldurma" (filler) başlar. süreyi sınırladığınızda söylemek istediklerinizi söylemeye çalışır, çıkarsınız.

    özellikle formatları genel muhabbet üzerine olduğu için canlı yayınlarında maalesef bir yerden sonra içerikten kopup farklı yerlere sallanabiliyorsunuz. bu iyidir ama fazlası da zarardır. bir yerden sonra o muhabbetler göndermeler bayağılaşmaya başlar.

    mesela çay. demlersiniz, demlersiniz ama belli bir sürede tüketmeniz gerekir. sonrası acı bir tat bırakır ağızda.

    güzel şeyler yapıyorlar.

    devam.
  • 364
    iki sezondur her maç sonu kaçırmadan takip ettiğim, beğenileri ve hype haklarımı eksik etmediğim kanal.

    ancak birisi yorum yapmış izlerken yorulduğumu fark ettim diye. bu yorum bende farkındalık uyandırdı ve aynı hissi paylaştığımı anladım.

    özellikle her şeyi dalgaya vurmaları, kendi aralarında sürekli bizim gülmediğimiz espriler patlatmaları ve bunun uzaması dikkat dağıtıyor. son iki üç bölümdür erinç bilican tarafından çok komik olduğu sanılan ve gram gülmediğim osimhenin parası hazır muhabbeti ciddi olarak beni de izlememe yönünde düşündürmeye başladı.

    şahsen bir kaç bölüm daha izleyip karar vereceğim ancak sizi seven ve insanlara öneren birisi olarak söylüyorum gidişat iyi değil beyler
  • 365
    kanalın açıldığı ilk günden beri hem abonesi hem de katıl üyesi olduğum kanal. neredeyse hiçbir yayını kaçırmadım, çoğunu da gerçekten beğenerek izledim. başta hepimizin içinde olduğu o “birlikte üretme” ruhu beni çok motive etmişti. galatasaray taraftarı kendi medyasını kuruyordu ve biz de bu hikâyenin bir parçasıydık.

    ama zamanla bazı şeyler değişti. eskiden içten, derin ve sahici olan yayınlar artık bana yüzeysel, yapay ve yorucu gelmeye başladı. özellikle;

    yayın süreleri gereksiz uzun. öz yerine laf kalabalığı ön planda.

    ciddi meseleler arasında yapılan zorlama espriler izleyiciyi içerikten koparıyor.

    “analizci” kimliğiyle konuşan bazı kişilerin (örn. hha) futbol bilgisi bence pek de derin değil. hatta çoğu zaman ezber yorumlar dinliyoruz.

    en önemlisi, ekipte zamanla bir “biz kanaat önderiyiz” havası oluştu. bu bana çok itici geliyor.

    sinan yılmaz gibi bir ismin yokluğu da ciddi bir boşluk yarattı. hem bilgi hem denge anlamında yayınlara çok değer katıyordu. şimdi ise daha çok “dost meclisi” tadında ama içeriği zayıf bir yapı oluştu.

    sevdiğim, destek verdiğim vermeye de devam edeceğim bir yapıyı eleştiriyorum ama bu sevgiyle yapılmış bir eleştiri. hala potansiyeli yüksek bir kanal. yeter ki o ilk günlerdeki samimiyet, mütevazılık ve kalite yeniden hatırlansın.
  • 366
    sözlükteki eleştrilerden sonra kendi tecrübemi sorguladığım program. sports digitaleden beri dinliyorum. kendi kanalları kurma süreçlerini takip ettim ve destekledim.

    programlarda geyik ve goygoy’un çok yapılması beni de bıktırmış. eskisi kadar programın hepsini dinlemediğimi farkettim. hayatımda oturup 1.5 saat geyik dinleyebileceğim bir zamanım yok benim.
    zaten geyik şakalar istesem açarım eski telegolleri izlerim youtubedan.

    sahiplerini hiç sevmesem de vole ve neospordaki 10 dakikalık konulara göre bölünmüş videolar çok daha kaliteli gelmeye başladı. ilk başta direndim izlememek için ancak kalite galip geldi. burada da şakalaşmalar oluyor ama içeriğin %80 üstü mutlaka teknik taktik konular üstüne.

    eski açıkta kerem ve hasan en sevdiğim yorumcular. çünkü goygoyu en az yapanlar bunlar. ancak kerem’i sinan yılmaz ve berk göl ile izlemek daha keyif veriyor bana neosporda.

    kerem’in takılıyorum ayağına zorbalanmasından bahsedilmiş. afedersiniz eşşek kadar adam. böyle bir şey olduğunu düşünüyorsa ve gerekirse tavrını koyar.

    tüm bunlara rağmen az sayıda gerçek galatasaraylı youtube yayını olması ve rest çekerek güzel bir hikayeyle başlamaları sebebiyle takibe devam edeceğim.
  • 367
    şampiyonluk sonrası biraz eğlenmişlerdir, ben de yolda yarısını dinledim sıkıldım hatta taklit işleri falan komik gelmiyor bana ama goygoy yapmışlar olur o kadar.

    erinç'in geniş zamanlı bakışını da katılıyorum, takım kötüyken "okan gitsin" demeyeni linç ediyorlar, adam da 2 ay önce süperdi şimdi mi kötü oldu diyor ki haklı. kalite ile form çok karışıyor. ha burada kıyıcı ve kerem daha sert eleştirdiler, hatta kerem bu takım nerede duracağını bilmiyor nasıl olacak diyordu, hop 2 hafta sonra fb deplasmanında şov yaptı takım, millete sallarken kendi yorumlarını unutmamak lazım.

    ama programla ilgili beni de yoran bir konu var, bunun çözümü var mıdır bilmiyorum. uzun olmasından yana hiç derdim yok, hele uzun yol yaparken süper oluyor dinlemesi. ama şu superchat okuma işi içimi sıkıyor, sadece okuyup geçiliyor zaten bir yorumluk durum da yok. 1 saat milletin yorumlarını dinlemek zül geliyor.

    edit: şu entry'i yazdım ve bir sonraki programda elektrik kesintisi nedeniyle "superchat" okuyamadılar. ne ağız varmış bende be.
  • 368
    cok severek izliyorum.

    dogru kelime bu mudur bilmiyorum ama ozellikle erinç bilican tarafindan iistemeden de olsa kerem övet'e mobbing uygulandigini dusunuyorum.

    amac tabi ki bu degildir fakat hos gorunmuyor, izleyiciyi rahatsiz ediyor. kerem de cok komplekssiz biri oldugu icin muhtemelen umursamiyor, veya belki de umursamiyor gozukuyor ama bu durum artti ve can sikici bir hal almaya basladi.
  • 372
    hüseyin kıyıcı yüzünden son aylarda maç sonu yayınlarını izlemeyi bıraktığım program. eskiden sempatik bulduğum kıyıcı gitgide kibirli birine dönüştü. popülerleştikçe kendini taraftardan üstün görmeye başladı ve eleştirileri kaldıramamaya başladı. her konuda haklıymış gibi karşıt görüşleri küçümsemesi kendisini itici hale getirdi.

    aynı şekilde erinç'in de chatten gelen farklı görüşlere tahammülü azalmış gibi. saçma sapan yorumlar yapan toksik kitlenin yorumlarına tepki göstermesi doğru, ama herhangi bir farklı görüşe karşı kendi fikrini savunması yorucu oluyor. son programda arkadaşı olan şarkıcı emir can iğrek'in yazdığı marş için alaturka olmuş diyen bir izleyiciye marşın neden çok iyi olduğunu kanıtlamaya çalıştı. müzik tamamen zevk meselesi, bana çok hoş gelen bir şarkı başkasına çok kötü gelebilir. erinç bu yorumu böyle değerlendirmek yerine yine savunmaya geçti. kendisi de yayında chatten gelen yorumlara cok taktığını itiraf etti. hem kendisi icin hem izleyici icin bunu azaltmasında fayda var.
  • 374
    kanalın ve programın sıkı takipçisi olarak belirtmek isterim ki 25 mayıs 2025 yenikapı şampiyonluk kutlamaları hakkında yapacakları olası bir yayını izlemem.

    kutlamalar bizim için sezonun en mutlu günlerinden birisi olması gerekirken teknik ve idari olarak bir çok aksaklığa sahne olmuştur. bu aksaklıkların hepsini canlı canlı yaşadık, gerildik, üzüldük, ben şahsen bazı anlarda çok sinirlendim, sonra mertens yüzünden ağladık. bu duyguları tekrar yaşamak istemiyorum eski açık yayınını izlerken. ekip de az çok bizim sözlükte yazdığımız konular paralelinde içerik üretecektir. yayının en fazla girişini izlerim, like atıp çıkarım. jose kusura bakmasın. *
  • 375
    görünürlük ve popülerlik daha da arttığında kanalın genel tavrını dengede tutacak isim yine kerem övet olacaktır. kıyıcı da geleceğin en çok sevilen yorumcularından olacaktır. erinç ise görünürlük ve popülerliğin getirdiği olumsuz yorumlara en çok takılan ve bunlara -bence anlamsız- vakit harcayan birisi. en çok o yıpranır gibi gözüküyor gelecekte. bir de transfer duyum işinin reyting getirdiğinin farkında oldukları için bu topa çok girildi son dönemde. eğer kanalı büyütmek için bu bir gereklilik ise çağırılacak konuklar üzerinden bunun yapılmasını kanalın genel imajı için daha doğru buluyorum.

    içerik havuzuyla ilgili son dönemde yaptıkları en mantıklı iş ise bir kadın yüzü/sesi kanala eklemeleri oldu. bana kalırsa sayısı da artabilir. çok fazla küçük kız çocuğu da kanalla empati-bağ kurabilir.

    yeni sezonda özellikle voleybol içeriklerinde biraz daha aktif olmalarını bekliyorum. çünkü orası çok taze ve işlenmesi gereken bir alan. talep eden kitle de var. çoğunluğu da kadınlar. eğer bu kanal bu konuda yatırım yaparsa galatasaray voleybol medyasında öncü olma şansı yüksek. basketbolda bir nebze yapılıyor zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın