florya konusunda bize net bir şey söylenmiyor fakat parçaları birleştirdiğimizde durum şöyle dursun özbek kulübün saygınlığını kullanarak en çok parayı veren inşaat firmasıyla (arap sermayesi) anlaşıp önden yüksek miktarlarda avans almak istiyor. bu avansla da bankalar birliğinden çıkmak ve faiz ödememek istiyor. ben bütün bu siyasi hamlelerinin (murat kurum olayı) sebebinin halihazırda akp iktidarıyla iş tutan arap sermayesini bu projeye ikna edebilmek için olduğunu da düşünüyorum ayrıca. erden timur ise inşaat şirketine komisyon vermek yerine inşaatı kendimiz yapmamız gerektiğini söylüyor. temelde bakıldığında “erden ağabey gs’nin 1 kuruşunu yedirmek istemiyor” gibi gözüküyor ancak bu durumun şöyle bir handikapı var;
1- kulübün bir inşaat şirketi gibi düzenli gelir akışı olmadığından bu büyüklükte bir inşaat projesini gerçekleştirmesi oldukça zorlu olacaktır ve uzun sürecektir. önümüzde leo residence ve kemerburgaz örneği var.
2- bankalar birliği bir nevi tefecilik yapıyor ve bu düzende çıkıp mali bağımsızlığımızı almamız en elzem konulardan biri. inşaatı 5 yıl sonra bitirelim 5 yıl sonra çıkarız demek galatasaray’ın önüne taş koymaktır.
ben bu olayda dursun özbek’i haklı buluyorum. hatta ve hatta süheyl batum ve ekibinin (özellikle rezan epözdemir) bu konuda erden timur’la aynı fikirde olmasını oldukça tehlikeli buluyorum. bu tip inşaat ihalelerinin sonunda kimlerin nasıl zengin çıkabileceğini bu fırsatçılar görüyor tabii ki. erden timur bunların farkında olmalı. dursun özbek ise bütün bu fikir ayrılığına rağmen hala erden timur’un sportif aş’de görevine devam etmesini istiyor.
küçük bir not daha bırakmak istiyorum. erden timur’un da hatalı kararlar verebileceğini unutmamak lazım. bazı transferleri (bkz:
wilfried zaha) gibi bu konuda ki görüşüde hatalı bana kalırsa.
