5368
ailesiyle birlikte galatasaray'da muhteşem bir miras bırakan, biricik bir konuma erişen ve vedasıyla manevi anlamda kesinlikle eksileceğimiz müthiş futbolcu, muazzam karakter.
35 yaşında galatasaray'a gelirken torreira'nın eşantiyonu olarak bakılıyordu. ''sıkışan oyunların son bölümünde çilingir görevi görür.'' beklentisiyle geliyordu. 36 yaşında gelen adamın en zayıf performansı ilk sezonu oldu. yine koyduğu karakter, takıma katkısı müthişti ancak saha içinde çok da bekleneni verememişti. özellikle deprem sonrası tamamen düşmüştü. sonraki sezona yedek futbolcu olarak başladı, 2.yarı dümene geçti ve 37 yaşında asist kralı olarak galatasaray'da 2. şampiyonluğunu yaşadı. 38 yaşında bu sezona müthiş girdi, üstelik sadece ligde değil avrupa'da dahi uzun süre asist krallığında zirvede yer aldı. bu sezon da 2. yarıda düşüşe geçti ancak günün sonunda 5 gol, 21 asist gibi muhteşem bir istatistikle 3. sezonda 3. şampiyonluğuna ulaştı.
bu performansın yanında saha içinde bir gün bile yıldız gibi davranmadı. bir gün bile her şeyini vermediği olmadı. sezon başında antrenmana geç geldiği olmadı. temmuz ortasındaki bir eleme maçında dahi kendisi vardı. bir gün bile olumsuz, negatif bir tavrı olmadı. yerliye dokundu, yabancıya dokundu. hocanın sahadaki en büyük yardımcısı oldu. bence birçok futbolcuya da ''ulan bu yaşında mertens bu kadar koşuyorsa'' diyerek ilham kaynağı oldu.
insani yönü zaten acayip. ilk geldiği günden beri ülkeye karşı müthiş bir saygı, sempati, alçakgönüllülük... çocuğunu ne bu ülkeden ne de bu taraftardan sakınmadı. eşi de keza aynı şekilde. bir gün kötü bir haberle gündeme gelmediler. bir saygısızlıkla gündeme gelmediler. üstelik bu kadar halkın içine de karışmalarına rağmen. kendilerini hiç sakınmadılar. bugün altı üstü 3 yıl top oynamış adamın vedası bu kadar koyuyorsa hatta insanları ağlatıyorsa, bir napoli efsanesi olarak kendisi ve eşi de bu veda için ağlıyorsa, cidden artık ciro'yu göremeyeceği için üzülen bir topluluk varsa bu zaten çok şey anlatıyor. neredeyse taraftarın tamamı ''çok genç değil, 31-32 yaşında gelseymiş bambaşka şeyler olurmuş.'' diyorsa bu da futbolculuğunu anlatıyor. bu taraftar da az topçu görmedi hani. 27 yaşında falan sneijder gördü bu taraftar yakın tarihte.
galatasaray'dan bir mertens, türkiye'den bir mertens ailesi geçti. saha içinde de saha dışında da muhteşem bir miras bıraktılar. hem sahada hem saha dışında kazandılar. her zaman çok iyi hatırlanacaklar. bundan yıllar sonra bile tıpkı elmander'i hatırladığım gibi, her zaman güzel anılarla hatırlayacağım mertens'i. muhteşem karakterini ve onun dönemindeki muhteşem galatasaray'ı.
modric'in vedasında dediği gibi: bittiği için üzülmüyorum. böyle bir adamı son anda yakalayıp onunla tanıştığımız için, onu kazandığımız için ve onunla kazandığımız için çok mutluyum. galatasaray markasının ömürlük kazanımlarından biri olmuştur mertens.
çok seviliyorsun ve her zaman kalplerde olacaksın dries. yengeyi ve ciro'yu da alıp sık sık maçlara gelmeyi ihmal etmeyin.
https://im.haberturk.com/...25e3bf09524d1cd1.jpg
35 yaşında galatasaray'a gelirken torreira'nın eşantiyonu olarak bakılıyordu. ''sıkışan oyunların son bölümünde çilingir görevi görür.'' beklentisiyle geliyordu. 36 yaşında gelen adamın en zayıf performansı ilk sezonu oldu. yine koyduğu karakter, takıma katkısı müthişti ancak saha içinde çok da bekleneni verememişti. özellikle deprem sonrası tamamen düşmüştü. sonraki sezona yedek futbolcu olarak başladı, 2.yarı dümene geçti ve 37 yaşında asist kralı olarak galatasaray'da 2. şampiyonluğunu yaşadı. 38 yaşında bu sezona müthiş girdi, üstelik sadece ligde değil avrupa'da dahi uzun süre asist krallığında zirvede yer aldı. bu sezon da 2. yarıda düşüşe geçti ancak günün sonunda 5 gol, 21 asist gibi muhteşem bir istatistikle 3. sezonda 3. şampiyonluğuna ulaştı.
bu performansın yanında saha içinde bir gün bile yıldız gibi davranmadı. bir gün bile her şeyini vermediği olmadı. sezon başında antrenmana geç geldiği olmadı. temmuz ortasındaki bir eleme maçında dahi kendisi vardı. bir gün bile olumsuz, negatif bir tavrı olmadı. yerliye dokundu, yabancıya dokundu. hocanın sahadaki en büyük yardımcısı oldu. bence birçok futbolcuya da ''ulan bu yaşında mertens bu kadar koşuyorsa'' diyerek ilham kaynağı oldu.
insani yönü zaten acayip. ilk geldiği günden beri ülkeye karşı müthiş bir saygı, sempati, alçakgönüllülük... çocuğunu ne bu ülkeden ne de bu taraftardan sakınmadı. eşi de keza aynı şekilde. bir gün kötü bir haberle gündeme gelmediler. bir saygısızlıkla gündeme gelmediler. üstelik bu kadar halkın içine de karışmalarına rağmen. kendilerini hiç sakınmadılar. bugün altı üstü 3 yıl top oynamış adamın vedası bu kadar koyuyorsa hatta insanları ağlatıyorsa, bir napoli efsanesi olarak kendisi ve eşi de bu veda için ağlıyorsa, cidden artık ciro'yu göremeyeceği için üzülen bir topluluk varsa bu zaten çok şey anlatıyor. neredeyse taraftarın tamamı ''çok genç değil, 31-32 yaşında gelseymiş bambaşka şeyler olurmuş.'' diyorsa bu da futbolculuğunu anlatıyor. bu taraftar da az topçu görmedi hani. 27 yaşında falan sneijder gördü bu taraftar yakın tarihte.
galatasaray'dan bir mertens, türkiye'den bir mertens ailesi geçti. saha içinde de saha dışında da muhteşem bir miras bıraktılar. hem sahada hem saha dışında kazandılar. her zaman çok iyi hatırlanacaklar. bundan yıllar sonra bile tıpkı elmander'i hatırladığım gibi, her zaman güzel anılarla hatırlayacağım mertens'i. muhteşem karakterini ve onun dönemindeki muhteşem galatasaray'ı.
modric'in vedasında dediği gibi: bittiği için üzülmüyorum. böyle bir adamı son anda yakalayıp onunla tanıştığımız için, onu kazandığımız için ve onunla kazandığımız için çok mutluyum. galatasaray markasının ömürlük kazanımlarından biri olmuştur mertens.
çok seviliyorsun ve her zaman kalplerde olacaksın dries. yengeyi ve ciro'yu da alıp sık sık maçlara gelmeyi ihmal etmeyin.
https://im.haberturk.com/...25e3bf09524d1cd1.jpg