galatasaray tarihinde ve taraftarın gönlünde müthiş izler bırakmış olan futbolcu. futbolcular ne kadar profesyonel olarak bu işi yapıyor olsa da, eminim onun ve güzel ailesinin hatıralarında da istanbul kısmı çok özel bir yer kaplayacaktır.
daha önce bir entry'de de benzer şeyler yazmıştım; aslında yaşından dolayı saha içinde çok da bir beklenti vaat etmeyen bir transferdi. ilk sezonunda 36 yaşında bu ligin tozunu attı. sezonun son düzlüğünde
kerem aktürkoğlu mauro icardi ikilisi ortaklığı imzayı atmış olsa da takımı oralara kadar götüren en önemli adamlardan biri oldu. ikinci sezonunda takımın sendelediği bazı maçlarda kalitesi ve isteğiyle kilidi çözdü.
"valla yoruldum" dese de yengenin
* şampiyonluk kutlamalarında bir sene daha laflarına karşılık gaza gelip evet demesiyle başladığı son sezonunda ise 51 maçta 21 asist 5 golle yine ligin üzerinde bir performans verdi.
son haftalarına doğru kenarıya çekildiği sezonda, 38 yaşında 51 maça girip 26 gol katkısı...
istanbul'a indikleri gün annesinin kucağında birkaç aylık bir bebek olan oğlu
* bayağı bayağı yürümeyi bizim stadda öğrendi. konuşmayı öğrenince ilk söylediği kelimelerden biri galatasaray
* oldu. futbolcu olmayıp da stadda gol anonsu çekilen nadir isimlerden oldu. fan sayfaları binlerce takipçiye ulaştı. ikinci çocuğun haberini de istanbul'daki son dönemlerinde aldılar...
bunlar hakkıyla güzellemesi zor şeyler...
züppe olmadan da zengin hayatı yaşanabildiğini, bu ülkenin boktan futbol iklimine parayı alıp keyfine bakmak dışında sebeplerle de 35'inden sonra gelinebildiğini ve daha bir sürü güzel şeyi tekrardan hatırlattığın için teşekkürler...
umarım bundan sonrasında da senin ve güzel ailen için hep en iyisi olur...