resim
Cenk Ergün
Görev:Futbol Direktörü
Takım:-
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 1377
    diksiyonu, hitabeti sandığımızdan çok daha iyiymiş ancak bunlar karın doyurmaz.

    okan hoca'nın liestesindeki en iyi ihtimalle 4. beki ve 8 numarayı oldukça büyük meblağlara aldın.

    takıma negatif yayan, dalga geçer gibi bir gidicem, bir kalıcam diyen sergio, zaha, kerem, köhn gibi oyuncularımızın akıbetini çözemedin.

    yaptığın her kontrat oldukça tuzlu.

    erden timur gibi bir adamı yiyenlerden birisin.

    burda bin çeşit taraftar var biri bile sana sempati duyamıyor, güvenemiyor.

    erden timur'dan sonra bu işi yapamayacağını göremeyecek kadar da körsün.

    umarım bir an önce kovulur veya bir mucize olur da istifa edersin.
  • 1378
    oyuncu satamayan ve ucuza transfer yapamayan sportif direktör. şu iki negatif özelliğine rağmen görev aldığı kulüp galatasaray olunca kendim için umutlanmiyor değilim. erden timur ilk defa giriştiği transfer işlerinde futbolcuların çocuklarının gidebileceği okullara kadar kataloglar yaptiran biriyken kendisi ise sanırım 'ne istiyorsunuz?' diye soru sorup gelen cevabi kabul ediyor. lan hiçbir işi beceremiyorsan morutan, cicaldau ve halil'i sat onu da başarı sayacağım.
  • 1379
    nasıl bir kadro kurduğunu herkes görüyor. şuanda sol stoperini bedava parasına yollayan ve sol stoper almak zorunda kalacak, sol bekin de alternatifi olmadığı ve halen daha 8 numara transferi kendisini bekliyor. elindeki oyuncuları da yok pahasına verdiğinden kuvvetle muhtemel bir sağ veya sol açık da alınması gerekecek. hangilerini alacak? hiçbirini. zira zaten paranın çoğunu bol bonservisli oyuncular ile doldurdu.

    kendisini hiç sevmiyorum.
  • 1380
    kendisinden nefret ettiğim ve künyede resmini görünce bile tiksindiğim kişidir. eminim sözlükten rasgele seçecegimiz 10 renkdaşımız bile yaptığı işi kendisinden daha iyi ve hatta daha az maaşa hatta 0 maaşa yapar. üstelik yanına yöresine komisyon da yedirmez. ama gel gelelim biz bu adama transfer yaptırıyoruz. yazıklar olsun. bu da 110 yıllık camianın ayıbı olsun ne diyebilirim ki....
  • 1383
    bak abicim, 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçını unutalım ve diyelim ki, galatasaray içeride, seyircisi önünde bir isviçre takımı ile maça çıkacak, hatta isviçre ligi karması ile maça çıkacak ve kazanırsa da şampiyonlar ligi gruplarına kalacak. bu maçta kim favoridir? bir fenerli bile galatasaray'ın net favori olduğunu bilir.

    yani eleştirim 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı özelinde değil ya da rezil besiktas kupa finali özelinde değil. bu maçlar oynanmadan da sen beceriksiz ve başarısız olduğunu tescilledin zaten.

    takim sampiyon olmuş, şampiyonlar ligi'de iyi maçlar oynamış ve tüm bunlar olurken 2 net eksik göze çarpmış. 1 senedir devam eden net bir 8 numara sorunu ve sağ bek sorunu. bunların üzerine de ilk 11'in bir parçası olan mertens artık futbol için iyice yaşlanmış bir de ciddi yatırım yapılan zaha ve tete'den beklenen alınamamış.

    yani senin sportif direktör olarak yapman gerekenler net ve iyi bir 8 numara almak, direkt ilk 11'e bir sağ bek almak, tete ve zaha sorununu çözmek, mertens'e bir alternatif almak.

    şimdi bakalım olanlara;

    1- mertens ile aynı şartlarda kontrat uzatılmış. bu zaten hata ama hadi bunu geçtim buraya bir alternatif alınmamış

    2- takım bence 2 ama hadi 1 diyelim, net 1 senedir 8 numara ihtiyacı çekerken 2 kamp dönemi boş geçirilip sonrasinda da rekor bonservis ücreti ve hayvan gibi bir maaşla net 8 numara olup olmadığı tartışmalı, ama olsa bile profil olarak eksikliği hissedilen profilde olmayan bir adam alınmış. bunun izahı yok zaten. bakin burada sara iyidir kötüdür tartışması yapmıyorum. derdim başka. o parayı harcıyorsan ve bu kadar da süren varsa aldığın adam daha ilk 5 dakikada oraya cuk diye oturmalı tıpkı melo gibi. o dönem defansif orta saha lazimdi ve melo formayı giydiği ilk anda daha orayi direkt doldurdu. melo'nun ilk maçında(hazırlık maçıydı) rıdvan dilmen bile melo oyuna girdikten 10 dakika sonra "bu melo baya futbolcu yalnız, öyle az buz bir futbolcu değil" yorumunu yapmıştı.

    3- sağ bek konusunda çok eleştirmeyeceğim zira senden beklenmeyecek şekilde maasi düşük tutmuşsun nispeten. gerçi cocuk ne alıyordu eski kulübünde onu da bilmiyorum. buradaki hatan da şu yine geç kalınmış bir transfer. bu bonservisi verebiliyorsan (bak niye bu adama verdin demiyorum burada, bunu verebiliyorsan erken ver diyorum) ve aradığın adam da sana göre buysa getireceksin abi bu adamı ilk kampa.

    4- zaha sorunu olduğu gibi duruyor.

    5- tete'yi çözdün de orada da belki sen başka şeylerle ilgilenip de müdahil olamadığın için sorun çözüldü ama o da olumlu yine de.

    6, mertens'e alternatifi içimizden çözeceğiz sanırım, öyle görünüyor, ki tabii çözülemeyecek. bir ihtimal sen yine müdahil olamadığın icin o arada net bir 8 numara alınırsa sara oraya kayabilir gibi.

    7- cuk diye oturan tek isim batshuayi ama ona da sen müdahil olmadin da o sayede o transfer oldu diye biliyorum.
  • 1385
    bu elemanın olduğu ortamda başarı imkansız gibi bir şey. cenk ergün, metin öztürk, ibrahim hatipoğlu gibi kişilerin takıma manevi anlamda katacağı hiçbir şey yok. türk futbolu duygusaldır. futbolculara yabancı da olsa dokunmanız gerekir. mevcut yönetimde takımla okan buruk dışında muhatap olacak kimse göremiyorum. siz bu futbolculara sadece profesyonel gibi bakarsanız olmaz. hiçbir yerde olmaz aslında.
  • 1386
    bu şahıs yaptıklarıyla gösteriyor ki galatasaray futbol takımı'nın sırtındaki bir çıbandır. bu çıbanın büyümesine izin veren herkes, başkanından hocasına, yöneticisinden çalışanına, eksiksiz herkes, bu bencil, vizyonsuz, başarıdan ve aile ortamından uzak şahısa çanak tutmakta ve kendisine yardakçılık yapmaktadır. kötülük karşısında susan dilsiz şeytandır.
  • 1388
    yıllardır galatasaray camiasının içinde olan ve dönem dönem görev almasına rağmen bir türlü benimsenmeyen yöneticimiz. taraftarı 2 transferle kendinize aşık edebilirsiniz fakat elinde yeterli bütçe olmasına rağmen bunu da yapamıyor. yıllardır neden tercih edildiğini bir türlü anlamıyorum.

    gelmez denilen futbolcu getirmedi? uygun maaşla iyi bir yıldız getiremedi? düşük bonservisle iyi bir futbolcu getiremedi? o zaman neden o koltukta oturuyor?
  • 1389
    inanılmaz bir insan.

    düşünün bir kulüpte çalışansınız. futbol direktörüsünüz.

    hop bir haber çıkıyor, 'zaha gidiyor'. iyi diyorsun gitsin.
    hop bir haber çıkıyor, spartak moskova, bir anda 2 oyuncumuza birden talip oluyor.

    allah allah, demekki adamlar hep bizim takımı izliyor. bilmiyorum dünya tarihinde aynı takımdan aynı anda 2 oyuncuya talip olunması gibi bir şey var mı? belki süper elit takımlarda vardır.

    yoksa vasıfsız kelin biri, dünya'da şu an belli branşlardan men edilmiş bir ülkede kapı kapı gezip oyuncu mu pazarlıyor?

    'beyler elimde bunlar var, hangisini alırdınız?'
    sonra adamlar dalga geçer gibi, 20 milyon bol taksitle 2 oyuncumuzu kapatmaya çalışıyor. çok çok ilginç.

    o bitiyor, baktı oralardan bir iş yok, gidiyor stopere dallanıyor. diyor ki 'bana para getir.' neyse menajeri arabistan'dan teklif getiriyor. adamın maaşı, bize önerilen bonservise eşit. sonra oyuncunun da kafası karışıyor.

    bitti mi, bitmedi. medya üzerinden oyuncu yeterince değersizleştirildikten sonra, içeriden de kaptanlıkları alınıyor. kurum içerisinde insanlara baskı yapılıyor.

    bütün bunları da, transferlerde kendi cebine iki üç kuruş daha girsin diye mı yapıyor acaba diye düşünmeden edemiyor insan.

    bu arada kulüpte başka avanelerde çıkıyor. zamanında taraftara oyuncuları linçletmeye çalışan harman lakaplı bir zibidi tekrar ortaya çıkıyor. geçen yıl derbide 'ali koç'u tokatladım'* diye caka satan bir adamın maç biletlerini peşkeş çektiği ortaya çıkıyor. çıkıyor da çıkıyor.

    sonra taraftar gelip, oyunculardan teknik adamdan hesap soruyor. yok öyle bir dünya arkadaşım, sorun olduğunda soruna neden olan kişilerden hesap sorulur. stres atmak isteyenler, oyuncularımızdan ve hocamızdan uzak durmalı.
  • 1391
    galatasaray'ın son 10 yılda başına gelen en kötü şeyler içerisinde zirveye oynar.

    o kadar kötü bir enerji yayıyor ki, olur da bir gün akıllı bir yönetim hamlesi yaparsa o da bir şekilde fiyaskoya evrilecektir.

    sergio, zaha, halil, cica, morutan, dubois, köhn, belki abdülkerim belki ziyech takım yenilik diye bağırırken bu adam ya yeteneksizlikten kavruluyor ve bir halt yapamıyor ya da durumdan zevk alıyor, kasıklarını kaşıya kaşıya izliyor.

    kendisinden nefret eden çok sayıda taraftar var çünkü bunu hak ediyor. layık olduğu sıfatları yazsam sözlükte barınamam.
  • 1397
    yine çok yüksek meblağlı transferler yapmaya başlayan yönetici. anlamıyorum gerçekten galatasaray'ın eski scout ekibine ne oldu. 1 milyon euroya onyekuru getiren, sacha boey, marcao getiren ekip şu an 9 milyonluk jelert'i mi öneriyor?

    arkadaş çok mu zor sert bir orta saha bulmak. bakın 4-5 milyona fransa 2.ligi'ne baksanız tonla orta saha ve güçlü yılmayan bekler bulursunuz. biz gidiyoruz nerede güçsüz koşmayan adam onlara kamyonla para verip getiriyoruz. yanlış anlaşılmasın yeni transferlerin çok kötü olduğunu kastetmiyorum. ama genç dinamik güçlü ucuz maliyetli ya tutarsa dediğimiz oyuncular neden alınmıyor onu anlamıyorum.

    niang ve gomis gibi örnekler var. fransa ligi bizlere uyuyor. git oradan genç koşan basan ucuz bir orta saha al. tutmazsa da çok problem olmaz. ben bıktım artık koskoca galatasaray'ın orta sıra avrupa takımlarına fiziksel olarak ezilmesinden.
  • 1398
    sabri sarıoğlu galatasaray'da ocak 2008'de feldkamp tarafından kadro dışı bırakılmış bir oyuncuydu. hakan, hasan, okan, ümit gibiler araya girerek tekrar takıma dönmesini sağlamışlardı sabri'nin. aynı sabri 2009 yılındaki sami yen'de 5 yediğimiz kocaelispor maçında kapalı tribün tarafından küfürlü tezahürata maruz bırakılmış bir oyuncuydu, 3-4 gün sonra bordeaux maçında son dakikalarda attığı gol kendisini kurtarmıştı. yine aynı sabri'yi külhanbeyi tavırları yüzünden 30 yaşında bu kez ünal aysal kadro dışı bıraktı, "git" dedi takımdan. tek talibi kasımpaşa oldu, kasımpaşa'nın verdiği ücreti beğenmedi ve gitmedi sabri. paf takım ile idmanlara çıkmak pahasına kaldı. yönetim değişikliği, abdurrahim albayrak'ın gelişi derken, takıma döndü. kapıdan kovulduğu takıma, ekim 2014'te zorla bacadan girdi. haziran 2015'te, 31 yaşında o günkü kurla yıllık 1.6 milyon euro'ya karşılık gelen bir tutar karşılığında iki yıllık sözleşme imzalandı. sabri'nin ideal 11'in parçası galatasaray 2008-2011 yılları arasında sırayla 5., 3. ve 8. oldu. eboue gelene kadar sağ beke, nal topladık. yine sabri'nin ideal 11'in parçası olduğu 2015-2016 ve 2016-2017 sezonularında da 6. ve 4. olduk. 2011'de eboue, 2017'de mariano sabri'den formayı alınca, takım şampiyonluklar yaşamaya başladı, ne tesadüf değil mi? 2015-2016 sezonunda, yani sabri'nin kallavi bir sözleşme ile galatasaray'ın bir parçası olduğu sezonda, profesyonel göbekli fotoğrafları internette fazlasıyla mevcuttur. isteyen bulabilir. sabri'nin galatasaray'daki özeti budur. 100 maça da çıksa, 500 maça da çıksa sabri budur. ederi budur. 2016-2017 sezonunda sözleşmesi bittiği için 33 yaşındaki sabri'yi gönderen cenk ergün ise, plaket mlaket olayı hikaye, ben cenk ergün'e sadece teşekkür ederim. 2008'de feldkamp'ın, 2009'da taraftarın, 2014'te ünal aysal'ın yapamadığını gecikmeli de olsa yapabilmiş kendisi. 2017'de galatasaray'dan ayrılan sabri de göztepe ile 2 yıllık sözleşme imzalamış, sezonun ikinci yarısında yedek kulübesine gönderilmiş ve 2017-2018 sezonu sonu sözleşmesi feshedilmiştir. 2000'li yılların başından 2017'ye kadar galatasaray'da bir şekilde kalabilen sabri'nin galatasaray sonrası kariyeri bir sene sürmüş ve sabri 34 yaşında futbolu bırakmak zorunda kalmıştır. ama soran olursa galatasaray camiası sabri'ye terbiyesizlik yapmıştır, mobbing yapmıştır, adamın hakkını yemiştir. yersen. sabri'yi galatasaray'dan gönderen her kim ise, eline sağlık. eleştirilecek değil, alnından öpülecek adamdır.

    gelelim kerem aktürkoğlu'na. kimse kimseyi kandırmasın artık şu sözlükte. kimse kimseyi de salak yerine koymasın. 100% kendi hatası olan pozisyonlarda dahi takım arkadaşlarına bağırıp çağıran, kendisine yönelik en ufak bir söz söylendiğinde el kol yapıp takım arkadaşının üstüne yürüyen bir oyuncudur kerem. kerem'in bu kurtlar vadisi özentisi "racon kesmiyorum kafa kesiyorum" tutumuna saha içerisinde pek çok futbolcumuz cevap vermiyor ama cevap verecek delikanlılığı olan çıktığında da neler olduğunu, kerem'in nasıl süt dökmüş kedi gibi çaresiz kaldığını hepimiz biliyoruz. bakınız marcao. oyun içi eksikliklerini geçtim; saha içerisinde arkadaşlarına sürekli sataşan, kendisine karşı en ufak bir söz veya eleştiri duymak istemeyen, kalmak ve gitmek arasında kararsız kalıp sözleşme ile bağlı olduğu kulübe türlü türlü nazlar yapan oyuncudan kaptan falan olmaz. kerem aktürkoğlu kim, kaptanlık kim? gitmek istedi kerem geçen sezonun sonunda. penaltıdan gol atıp tribüne diklendi, maçtan sonra imza isteyen bir çocuğa bile verdiği cevapta aklınca tribünlere laf soktu, şampiyon olduğumuz gün mutlu olacağına sitemkardı, şampiyonluk kutlamasında bile seçtiği şarkı mesaj kaygılıydı. adamın hayatı mesaj, haklılık ve racon kesme üzerine üstüne. ve gitmek istiyor. kulüp de o'na haklı olarak "git o zaman" dedi. nerede lyon, nerede real sociedad, nerede lazio? hani 20 milyon euro'luk futbolcuydu kerem, eleştirenler haindi? kerem'in gitmek istediği yerleden bir tane teklif bile gelmedi, teklif gelen yere de kerem gitmek istemedi. ne imiş, yönetim gitmesi için zorluyormuş. ne yapması lazım yönetimin, böyle bir futbolcunun alnından mı öpmeleri lazım? beşiktaş maçında oyundan çıkartıldığı için bu adamın sövüp saydığı da ayan beyan ortadadır, kendimizi bir kez daha kandırmayalım. saha içinde arkadaşlarına el-kol yapan adam, soyunma odasında o küfürü formaya bal gibi etmiştir. yemeyelim burada birbirimizi, sevgi pıtırcığı olmayalım. o küfürü eden adamın bırakın kaptanlığı, galatasaray'ın tesislerinin kapısından içeri bir daha girmemesi gerekir ama yok bizde o profesyonellik ve kararlılık. kaptanlık elinden alınmış da, kerem çok üzülmüş. kerem'e mobbing yapılmış, keremciğimizin olmadığı bir galatasaray 30 milyon euro'yu neylesinmiş. galatasaray'ın başına ne geldi ise bu cıvık, bu arabesk evlat kültüründen geldi ama camianın bir kısmı akıllansa da, taraftarın bir kısmı umutsuz vaka. asla akıllanmaz onlar. o yüzden bu kulübün sabri'si, selçuk'u, kerem'i bitmez. galatasaray değil, nazlısaray. kerem'in kaptanlığının alınması kararının arkasında cenk ergün var ise, bir kez daha o'na helal olsun. sabri sarıoğlu konusunda 2017'de nasıl doğrusunu yapmışsa, bugün de kerem konusunda doğrusunu yapmış. akıllı davranmış, rasyonel davranmış; evlatçılık, canımcılık, ciğercilik yapmamış. doğru ancak eksik bir karar vermiş. teşekkür ediyorum kendisine.
  • 1399
    galatasaray'ın futbolcularını üç kuruşa satarken gidip alakasız adamlara çok yüksek bonservisler veriyor. ne jelert 9 milyon euro eder ne de sara 18 milyon. bonuslarını yazmadım çünkü kap ne diyorsa o. lugano bile gitmiş 2 milyon euroya inter'den taş gibi sağ bek almış. iki futbolcuya dünyaları verdik şimdi de limitimiz yok diyoruz. abdurrahim albayrak "sen galatasaray'ın çeki cebinde kafana göre gezemezsin" derken yerden göğe kadar haklıymış.

    mobbing olayları da yeni değil. daha önce de yaptı. kulübe üç kuruş faydası olmayıp kerem gibi bir futbolcuya mobbing uygulayacak, kimse de ses etmeyecek. okan buruk'un bu adamı çoktan kulüpten uzaklaştırması gerekiyordu ama onu yapacak gücü yokmuş. yönetime hiçbir şey yaptıracak gücü yokmuş.

    cenk ergün'ü görevden el çektirecek camiadan birisi çıkarsa kahramandır benim gözümde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın