organize ve profesyonel bir kötülük‘e karşı gücü belli ki yetmiyor kendisinin. gerçi böylesine bir gücün, nefretin karşısında ne durabilir ki? ülkede kimin yüzü kızarıyor da federasyon başkanının yüzü kızarsın? kim malum kişinin desteğini alan herhangi bir kuruma ya da şahsa yaptırım uygulayabiliyor ki burak elmas uygulayabilsin? adaleti ve liyakati en son nerede görmüşüz ki futbolda görelim? miğfer dibinde umutlarını yitirmiş
kral theoden gibi çaresiz hissediyorum. “what can men do against such reckless hate?”
edit: ben ne yapılması gerektiğini çözemiyorum artık, eskiden istemli ya da istemsiz hata yapıp bu hata sonucunda birilerinin hakkını gasp eden yahut birilerine zarar veren kim olursa olsun, o kişi hangi pozisyonda olursa olsun ya kendi ar edip istifa ederdi ya da görevden el çektirilirdi.
şimdilerde 10 kişinin 9’u değil, 10’u da bu kişi hata yapıyor, kurumunun itibarını zedeliyor dese de herhangi bir aksiyon alınmıyor. yapılan ayıbı, hatayı, rezaleti tane tane anlatsan, sayfa sayfa belgelesen, saniye saniye kayıt edip izletsen yine de bildiğini okuyan bir şahıs ve şemsiyesi altına girip dokunulmazlık alan vasıfsız elemanları var.
evet galatasaray milyonlarca taraftarı olan bir kulüp ama bu bir şey ifade etmiyor. ne yapacağız? kimi kime şikayet edip adilce yargılaması için medet umacağız? düzeni değiştirmesi için umut bağlayacağız? balık baştan kokmuş. mustafa cengiz, ünal aysal, burak elmas meselesi değil bu, ciddiye alınmıyoruz diğer her konuda olduğu gibi futbol konusunda da söylediklerimizin karar vericiler nezdinde hükmü yok.
yarın ligden çeksin bizi burak elmas ne teröristliği kalır ne hainliği. o yüzden geçiniz.
