• 53
    berkan’la ilgili yorumu haddinden öte olan moderatördür.
    birinin mesleği ile ilgili, eğer o mesleği yapmıyorsan, bu tarz yorum yapmamalısın. önce sen de bir dene o mesleği yapmayı, sonra yorum yap derim. sadece izleyici olsa yine bir nebze ama moderatör olarak (her ne kadar bu söylemi moderasyon anında gerçekleştirmese de) bu tarz bir söylem mesleği açısından da sorunlu. “izlemekten keyif almıyorum” , “galatasaray oyununda kendisine yer bulamıyorum” vs vs diyebilirsin mesela, sınırda dolaşma çabasına çok da gerek yok.
  • 54
    https://www.youtube.com/...?si=nc7ES_QmUHUTn77_

    ayni kanalda çalıştığı fenerbahceli arkadaşları, abileri baris alper yilmaz sureci ile ilgili kendisiyle ilgili bayağı bayağı dalga geçer gibi konuşuyor.
    bu abilere, arkadaşlara anladigi dilden konuşmazsan böyle olur iste berk kardeş.
    seviyoruz seni, kendini böyle meze etme.
    1.06.50 den itibaren izleyebilirsiniz.
    galatasaray düşmanı adamların maaşına zam verilmesini istemediği moderator.
  • 59
    --- alıntı ---

    bir bayramdı aslında galatasaray için avrupa maçları. ama şu an eziyet haline geldi maçlar. galatasaray daha türkiye'de avrupa başarısı nedir bilinmediği dönemde şampiyon kulüplerde yarı final oynamış bir takım. galatasaray'ın genlerinde avrupa başarısı var ve bu genden çok uzaklaştı.

    şu an maalesef fatih hoca'nın son dönemiyle okan hoca'nın dönemi çok kimliksiz bir galatasaray görüyoruz avrupa'da. yoksun avrupa'da. çok kötü performanslar. artık bunun bir kırılması gerekiyor. bir maç da değil sadece liverpool maçı da değil. liverpool maçında iyi oynayıp içeride bodo glimt'e puan kaybettiğinde yine kimliksiz kalıyorsun.

    galatasaray'ın artık şu şampiyonlar ligi'nde 'biz de bir avrupa takımıyız ve dişli bir deplasmanız, dişli bir takımız, buraya geldiğinizde beyler elinizi, kolunuzu sallayarak çıkamazsınız'ı hissettirmesi gerekiyor. bunun liverpool'da başlayıp kalan 6 maçta devam etmesi gerekiyor. bu kimliksizlik galatasaraya avrupa'da hiç yakışmıyor.

    --- alıntı ---
    kendisine twitter’dan da yazdım ama buradan da yazmak istiyorum.
    her türlü eleştiriye saygı duymakla beraber “kimliksiz” kelimesini kabul etmiyorum.
    2019-2020 sezonunda şampiyonlar ligi grubunda real madrid, psg ve brugge vardı.
    sahamızda real ve psg’ye karşı olabildiği kadar iyi oynadık.
    brugge maçına çıktığımız 11’de santraforumuz adem büyük’tü.
    deplasmanda real ve psg’den fark yemek çok da kimliksiz bir durum değil.
    2021-2022 sezonunda avrupa ligindeki başarı malum.
    sahamızda barça’ya yenilip elenmek kimliksiz bir durum değil.
    2023-2024 sezonunda şampiyonlar ligi gruplarında bayern, manu ve kopenhag vardı.
    bence keyif aldığımız 5 maç oynadık, ben ortada kimliksiz bir durum görmedim.
    he sonrasında prag ve avrupa ligi gruplarında yaşanan başarısızlık kabul.
    şimdi galatasaray takımı yanlış oynuyor dersin, çok gol yiyor dersin, yanlış kadro kuruyor dersin.
    kimliksiz lafı biraz ağır olmuş.
    son 1,5 senede prag maçıyla yaşanan başarısızlık ve çok gol yemek hepimizi üzüyor tabii…
    yalnız manu’yu deplasmanda, tottenham’ı içerde yenen.
    bayern’e karşı aslan gibi iki maç oynayan takıma kimliksiz demek yanlış olur.
    olsa olsa daha düşük takımlara doğru oyunu oynayamıyor dersin…
  • 60
    sayesinde kendi küçük dünyalarında bir kimliğe ulaştığı galatasaray'a kimliksiz diye sözüm ona eleştiri yapan( illaki süslü ve soslu cümlelerin arasında haklı ve katıldığım noktalar olabilir ama hakaret edene karşı hareket edilir galatasaray'a) bilmem kaçıncı yutupçu.

    oglum gına geldi lan sizin daha ömrünuzde en fazla 15-20 kere canlı izlediğiniz galatasaray'ı futbolu çok biliyormuş gibi yerde yere vurmanizdan. bu son cümle genele yönelik bir fikrim bu arada. sırf bu kişi için değil.
  • 62
    ülke insanı çok hassaslaştı.
    maalesef toplumda bazı kelimeler vay efenim sen bana bunu nasıl dersin. vay efenim bu hakaret sayılır vs diye sürekli kavga ortamı, tartışma ortamı oluyor.

    geçen bir programda terbiyesizlik yapan birine terbiyesiz dediği için birini linçlediler.

    okulda, sokakta evde her yerde maalesef çok hassas dönemden geçiyoruz.

    toplum bir kelimeden paramparça olacak şekilde alıngan oldu. kırılgan oldu. en ufak olayı şikayet eder oldu.

    berk göl'ün kimliksiz benzetmesine gelirsek, bir teşbih yapmış. insanlar rahat rahat cümle kuramaz oldu. çünkü her kelimenin altında başka anlamlar aranmaya başladı.
  • 63
    galatasaray'ın bir avrupa kimliği maalesef kalmadı. yok oldu. açıklamalarında az bile demiş. kibar davranmış.

    2025-2026: 0/1
    2023-2024: 1/6 (bayern, manu, kopenhag)
    2019-2020: 0/6 (real, psg, brugge)
    2018-2019 1/6 (porto, schalke, lokomotiv)
    2015-2016 1/6 (atletico, benfica, astana)
    2014-2015 0/6 (arsenal, dortmund, anderlecht)

    son 31 şampiyonlar ligi maçında sadece 3 galibiyet alabilmişiz. içeride benfica maçı taaa podolski zamanlarından, terimle 3-0'lık loko maçı ve okan buruklu meşhur old trafford.

    o eski halimizden eser yok şimdi.
  • 64
    nadiren yeni nesil youtube yorumcularının videolarını canlı veya tekrar olarak izleyebiliyorum.

    berk göl'e ise genelde uzun yayınlarının kısa sekanslarını paylaştığı ya da paylaşıldığı veya direkt kendisinin attığı tweetler ile x'te denk geliyorum. bunların sonucu kendisine karşı sadece sempatim var.

    herkes eleştiri üslubunda kullanacağı kelimelerde özgürdür, ama karşılığını da göğüsleyeceksiniz.

    benim takıldığım kimliksiz kelimesi değil, takıldığım şey yeni nesil yorumcuların yüzde 99'unda bulunan, öznel fikirlerini dünyanın ve galatasarayın gerçeğiymiş gibi yazması veya konuşması. yanlış anlaşılmasın lütfen bu bir hastalıktır. çok da saygı duyulacak bir tarafı yoktur maalesef. ve berk göl de dahil herkese sorsan çöplük diyeceği x'in de çöplük olmasının sebeplerinden biridir.

    bak bir miktar ben de berk göl'ü eleştirdiğim şeyi yaptım, ama ben bunu kitlelere hitap etme gayesi olmadan, mesaimin arasında kafa dağıtmak için yapıyorum.
  • 65
    eleştirisinde çok da haklı olmayan yorumcu. neymiş bu kimlik? öyle bir anlatıyorlar ki 80'lerde 90'larda her sene çeyrek final yapıyorduk sanki. evet avrupa'da en başarılı türk kulübüyüz ama bu istikrarlı bir başarı olmadı genelde.

    soruya gelelim, neymiş bu kimlik? nasıl oynarsa kimlikli olacakmış takım? bodo'yu rahat yenince mi? ben şampiyonlar liginde rölantide maç kazandığımız bir zamanı hatırlamıyorum. 90'larda rosenborg maçları travma gibiydi. 2013'te şl çeyrek finali oynayan takım içeride braga'ya yenildi cluj'la berabere kaldı. kimliksiz miydi o takım da?

    yorumcu tayfa rüzgara göre çok yön değiştiriyorlar. durum kötüyken tam bize uygun en dibe gömüyorlar takımı, durum iyiyken gelsin lan en kralı modu açılıyor. geçen sene pasta kesen yöneticilerden çok da farklı değiller yani. geçen sene fenerbahçe kupa maçı öncesini hatırlayın, maç sonrasını hatırlayın.
  • 68
    önüne gelenin 4 attığı bir avrupa takımına dönüşmüşken bunlar içinizi acıtmadı da kimliksiz kelimesi mi acıttı?

    başımıza ne geliyorsa bu şekilcilikten geliyor. anama nasıl söversin diye kavga eden mahalle kabadayıları mantığıyla hayata bakılması üzücü. galatasaraya kimliksiz diyemezsiniz denmiş. e öyleyiz ama ne olacak allahın bildiğini kuldan mı saklıyoruz? daha doğrusu herkesin bildiğini söylemek mi suç?

    ben 2014ten beri şampiyonlar liginde heyecanlanmıyorum. uefada da aynı şekilde. uefada başarılı gibi anlatılan 2021 sezonunda gruptan çıkıp ilk turda elendi bu takım. tıpkı geçen sene olduğu gibi.

    ben bu takımın maçı varken gönülden galibiyete inanamayalı 10 küsur yıl olmuş. bu hepinizin içinde yok mu? bunu hissetmek ayıp değil de tarif edip kimliksiz demek mi ayıp?

    galatasaray frankfurttan 5 yiyemez. tıpkı azden 4 yiyemeyeceği gibi. pragdan 4 yerse bu adamların insan içine çıkamaması gerekir. ama ne oluyor, elin avrupalısının düşük prodüksiyonlu takımından haftasonu 4 yiyip sonra kayserispora iç sahada 5 atınca yine en kral şakir bizim çocuklar oluyor.

    üzücü ama galatasaray son 10 yılda fenerbahçeleşti. bunu ister eleştiri, ister hakaret, ister küfür olarak algılayın. bizi biz yapan değerleri unutalı, avrupadaki o karakterli oyunu düzenli bir şekilde oynamayalı 10 yıldan uzun süre oluyorsa evet bu takım kimliğini kaybetmiş, yani kimliksizleşmiştir. gidip manuyu deplasmanda yendik, tamam kabul. kırk yılda bir onu yapabildik. sheriff de madridi yendi 1 kere. yendi de sonra ne oldu devamı geldi mi? sorun bu. çözülmesi gereken soru bu. bunu eleştirmezsen, aman kimse kırılmasın diye sözcüklerini bu kadar kibar kullanırsan da seni gelip elin avrupalısı kırıyor.

    galatasaray'ı böyle eleştireceğiz ki o 2002 yılındaki kimlikli, kişilikli, asaletli oyuna geri dönecek. o günkü kadroda serkan aykut ümit karan forvet hattı, perez ve victoria bekleri vardı. bugün icardi osimhen forvet hattı, jakobs singo bekleri var. o günkü tüm kadro 100 milyon euro etmezdi, bugün saydığım bu 4 oyuncunun bonservisine 200 milyon euro ödendi.

    galatasaray'ı kimlikli oynatmak için çok para harcamak değil ona galatasaray olduğunu hatırlatmak gerekiyor. bunun yolu da eleştiriden geçer.

    oyuncuların da biraz gururu varsa bu eleştiriyi alırlar bize yedirirler birazcık kimlikli bir oyun görürüz. tüm yıl.

    berk'i tebrik ediyorum.
  • 69
    gayet haklı bir serzenişte bulunmuş yorumcu. şampiyonlar liginde son 31 maçta üç galibiyetimiz bulunuyor bu bence bir çok şeyi açıklıyor. özellikle 80-95 arası doğmuş nesile bunu açıklayamazsın. bir çok insan galatasaray’ın avrupa başarılarıyla bu takımı tuttmaya başladı veya galibiyetleriyle diyeyim. çünkü galatasaray’a erişim genel olarak avrupa maçlarıyla sağlanıyordu. insanlarda galatasaray’ın bu şekilde kodlanması çok normal ben avrupa fatih’i galatasaray’ı tutuyordum bana anlatamazsın 31 maçta üç galibiyeti o yüzden berk göl ile benzer düşünüyorum ona da anlatamazsın bunu.
  • 70
    sanırım kimliksiz kelimesi “karaktersizlik” ile karıştırılıyor. karaktersizlik çirkin ve bir kişinin aslında pis bir mizaca sahip olduğu, nereye çeksen ıraya gideceği gerçeğini özetleyen, hakaret olmadan can sıkan bir tabir. bir komutan var mesela karaktersizlik kelimesine uyacak tarza sahiptir.
    “kimliksizlik” ise kararsızlık gibi, hızlıca toparlanabilecek ama an itibarıyla ne yaptığı anlaşılamayacak durumlardaki kurum ve insanlara söylenen bir tabir. bu bence bize uyuyor avrupa arenasında. tottenham’a efsane oynarken young boys’a elenir mesela galatasaray.
    frankfurt deplasmanında çok zor bir gol atıp sonraki 15 dakikada kendi kalesine iki gol atar falan. tuhaf tuhaf şeyler yapar.
    ne zaman ki bir futbol takımının yapması gereken doğruları ortaya eksiksizce koymaya başlar, işte o zaman o sevdiğimiz aslan kimliğine kavuşacaktır.
  • 73
    galatasarayın avrupa'da oynadığı futbolun bir karakteri olmadığını söylemişse doğru demiş.

    bayerni ezip az'ye eziliyorsan, 1 gol yiyince dağılıp oynadığın oyunu bırakıyorsan, her maçta diziliş, kadro, kurgu, taktik, vs değişiyorsa, galatasaray diyince zihninde bir oyun tarzı canlanmıyorsa;

    galatasarayın oynadığı oyunun bir kimliği yok demektir.
  • 74
    'galatasaray'ın genlerinde avrupa başarısı var ve bundan çok uzaklaştı' diyor, haklı tabii. doğru dürüst avrupa'da galibiyetimiz yok. ama galatasaray'n genlerinde rakip kim olursa olsun hücum futbolu ve önde baskı da var. bundan hiç bahsetmiyor. sorsan nasıl oynayalım diye 11 kişi defans yapalım der. eee hani genlere ne oldu? o kısım işine gelmiyor haliyle. sadece kendisi değil tüm yutupçular ağız birliği edercesine aynı şeyi papağan gibi tekrarlıyorlar. defans yapalım, baskı yapmayalım kaderimizde varsa gol yemeyiz. yapabiliyor muyuz? diye soran yok.
  • 75
    amerikan liberalleri gibi her kelimeden nem kapanlar tarafınca eleştirilmesi komik duran oyuncu. yaşlarınız belki yetmeyebilir ama dediği gibi biz avrupa maçlarına bayram havasında çıkardır. juve'yle, milan'la, manu'yla 2000'lerin başlarında maçımız varsa biz en azından takımımızın 5 yese bile karakterli bir futbol ortaya koyarak yenileceğini bilirdik. rakipler bunun bilincinde gelirdi istanbul'a.

    şimdi ise rakibimiz arne slot'un kurduğu cümle neydi görmüşsünüzdür: "galatasaray bir daha 5 yemez". bu cümle bile şu anki halimize değil de geçmişimize olan saygıdan ötürü söylenmiş bir söz çünkü slot da, biz de biliyoruz ki bugün 5 yeme ihtimalimiz "attack fener" kafasından hallice bir taktikle oynadığımız için çok yüksek.

    böyle oynuyorsan kadronu da buna göre şekillendirmen lazımdı. kadroda disiplinsizlik yapan oyuncuları kesecek bir teknik adam lazımdı. yönetim tarafından şımartılmayacak bir takım lazımdı. skorda geri düşünce "şereftir seni sevmek" ninnisini söylemeye başlamayan taraftar grubu lazımdı.

    yukarda yazdığım şeylerin tersi bizim kimliğimizdi. bunlara sahip olmadığımız için her avrupa maçına artık bjk ve fenerli kafasıyla giriyoruz. senelerdir bizim avrupa'da topladığımız puanlar sayesinde şampiyonlar ligi'ne gidenler şimdi avrupa'daki başarısızlıklarımızla dalga geçer oldular.

    kaybolan kimlik bu işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın