resim
Aykut Kocaman
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:60
Uyruk:Türkiye
  • 1676
    şimdi soruyorum nerde galatasaraylı avukatlar derneği? nerde galatasaray yönetimi?
    aykut kocaman'ın "galatasaray'ın saha içinde de, saha dışında da 7 puanlık farkı azaltabileceğini çok düşünmüyorum." lafı nedir? saha dışında puan azaltmak nedir arkadaş? bu demektir ki biz trabzonspor'u saha dışında yedik ama galatasaray'ı yiyemiyoruz çünkü gördünüz 20 nisan 2013 mersin idmanyurdu maçını. 4 tane kaleciyle karşı karşıya olacak nizami atağı ofsayt diye kesildi, 1 kırmızı kartları daha maçın başında es geçildi, 1 penaltıları verilmedi ama yine de eze eze kazandılar maçı. şikenin o kadarını yapamıyoruz biz.

    ben açıkcası bunu anladım. ve birileri yargıtay'daki dosyaya yeni delil olarak bu beyanı eklemeli, savcılığa bu beyanla ilgili de suç duyurusunda bulunulmalı.
  • 1683
    2010-11 sezonunda trabzonspor almış başını giderken "trabzon'un penaltıları incelenmeli" diyerek organize şike-teşvik hareketininin ilk kıvılcımını çakmıştı. şimdi "incelensin" diyebileceği penaltı da, hakem hatası da yok; aksine her hafta hakemler tarafından doğranıyoruz. ama bu sinsi herif, beceriksizliğinin üstünü örtmek için karakter(?)ine çok da uyan bir demeç verip dikkatlerin kendi başarısızlığına odaklanmasını engellemek istiyor. bütün amacı bu. "ortalık kıllansın da hem bana yönelik eleştiriler azalır hem de belki kaos ortamından bir şans doğar" şeklinde iğrenç (ve saçma) bir hesabı var belli ki.

    geçti o işler aykutçum. hadi ikile bakalım abisi, hadi.
  • 1685
    sözünün arkasında dur '' o '' konulara lütfen gir. geçen hafta yediğimiz eskişehirin golü nizamiydi de, meireles tükürdü de,hakemi tehdit ettim de.. bunlar şu anda hemen aklıma gelenler..''o'' konulara gir...ama cesaretin varsa interaktif soru sorulmasına izin ver..soruları vardır eminim burdaki yazarların da..''o'' konulara bir girelim bakalım dökelim hepimiz eteğimizdeki taşları...''o'' konulara gir aykut kocaman...sakın unutma bu dediğini...
  • 1688
    yani kısaca özet geçmek gerekirse diyor ki,

    biz trabzonu saha dışında bi şekilde geçebiliyoruz. ama galatasaray'ı saha içerisinde yenemedik, saha içi olmadığı gibi bir de saha dışı da elimiz kolumuz bağlandı.

    aykut bence cok tatlı bi adam, şeker gibi bir cocuk. ha aziz de öyle, ben cok seviyorum allah ikisini de başımızdan eksik etmesin.

    not: a.a.k.f.b
  • 1691
    adam gibi adam diyenlerin adamlık kavramlarını sorgulaması lazım bu adam için. sen kimslin ki galatasarayımızın emeğine laf ediyorsun. saha dışında da bırakmazmış şampiyonluğu galatasaray la aykut biz sizin gibi saha dışında masa başında şampiyon olmuyoruz. gerekirse çok kötü sezon geçiyoruz da şike yapmıyoruz saha dışında almıyoruz şampiyonluğu. efendiymiş neyin efendiliği küçük hesapların adamı aykut. bal kuralar ile geldin yarı finale takımın top oynamıyor. kaleye bulan tek şutun ile maçı kazanıyorsun. biz her maç on tane net pozisyon buluyoruz eziyoruz rakibimizi karşımıza geçemiyorlar sen hala. sana küfretmek bile yazık yazık.
  • 1692
    aziz başgan'ı bu sezon ikinci yarıda elinde bavullarla soyunma odasında fazla boy gösteremeyince sıkışıp ne diyeceğini şaşırmış ve saçmalama rekoruna doğru koşan teknik direktörümsü insan. sanıyorum kendisi hala şaibeli birinciliklerinin (kesinlikle şampiyonluk değil) saha içinde kazanıldığını zannediyor. işte foya böyle dökülür ki üç kupa yerine eline alacağı üçün birinden sonra bank asya'da kendisine takım arayacaktır.
  • 1693
    ''galatasaray saha içinde de dışında da farkı kapattırmaz.'' şeklinde bir demeç vermiş. saha içi eyvallahta, saha dışından fark kapamak nasıl bir uğraştır? şike ve teşvik yasal oldu da benim mi haberim yok? gerçi başkanı olan zat bunun gibi cümleler kurmuştu zamanında; (bkz: ben şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım)

    yine de az buçuk akıl kırıntısına sahip olduğunu göstermiş. şu saatten sonra galatasaray'ı saha içinde oynattığı rezalet ötesi futbolla ya da saha dışından hakemlerle, tahkimlerle, teşviklerle, süper finallerle durdurmanın zorluğunu güzel kavramış.
  • 1694
    (bkz: #1223850)

    zorlu bir maratona giren takımı daha ikinci maçtan teklemiş, üçüncüsünde ise patlamıştır. benzer maratonlara en az iki-üç defa girdik bu sezon ama tamamından kayıpsız(u: ligde liderliği kaptırmadık ve avrupa'da ise ya galip geldik ya da üst turlara yükseldik) ayrıldık.

    kendisini daha da kötü günlerin beklediğini düşünüyorum. iki sezon üst üste rezil kepaze olan bir takımı artık istese de adam edemez. ayrıca suçu önce kendinde arasın;

    (bkz: #1227411)

    daha ortada hiçbir şey yokken maçtan* hemen önce böyle konuşursan takım sahaya hangi kafayla çıkar? tam bir "nasıl amatör hoca olunur" örneği. şu karışıklıkta eskişehir katakulliye getirip kendilerini kupadan elerse-avrupa'dan da zaten tokadı yiyecekleri için-ortalık çok fena karışır, özellikle de aykut kocaman için.

    şimdiden otur düşün diyeceklerini eşofmanlı reyiz.
  • 1698
    aykut kocaman, çokca rastladığım yorumlarda denildiği gibi "sinsi" değildir, kendisi sadece bir "ezik"tir.

    evet sözlerime bu sert tanım cümlesiyle başlıyorum. şimdi tanımın içini dolduralım.

    konuyu "toplumsal unutkanlık" temasında işleyeceğim. güzel ülkemde, güzel halkımın (biz galatasaray taraftarları dahil) en karakteristik özelliği olmaya başladı toplumsal unutkanlık, hem siyasette, hem sporda, hem güncel konularda.. 10 şehit haberine ilk gün verdiğimiz tepkinin, ikinci gün unutulması gündemden düşmesi gibi, ya da atatürk resmi kitaplardan çıkarıldığında yaptığımız itirazların birkaç gün sonunda unutulması gibi. bu konunun uzmanı olan başbakan, spor ile ilgili konuları, özellikle "şike" yi de bu sistem ile unutturma çabasında. ve bu sistem, aykut kocaman gibi zevzekleri konusabilme yetkisiyle donatıyor.

    şimdi geliyoruz örneklemlere. aykut kocaman yıllar öncesinde, anadolu takımlarında sürünürken, anelka'nın kalesine elle attığı gol ile küme düşme pozisyona düşerken, nasıl mağdur edebiyatı ile asıp kesiyordu, hepiniz hatırlıyorsunuzdur. aynı aykut kocaman, fenerbahcesini yönetirken elle attığı hiçbir gol için, aynı yorumları yapabildi mi ? tabi ki hayır, aksine, ben pozisyonu görmedim dedi her maç sonrasında.

    geliyorum daha güncel konulara. fırat aydınus caner'i eskisehirde attığında, sahaya girip hakeme söylemediğini bırakmayan aykut bey, tribüne gönderilmedi ve ceza dahi almadı. hem de o maç sonrası toplantısında 3 temmuzdan beri yürütülen bu propoganda, gibi gibi iğneleyici demeçler vermesine rağmen.. (burda akıllara mersin maçı sonrası terim ve sabri'nin aldığı, kasımpaşa macı sonrası sancak'ın aldığı cezalar gelsin istiyorum)

    çok fazla örnekleme yapmadan en güncel konuya gelmek istiyorum. bu zat, galatasaray'ın saha içi ve tırnak içinde söylüyormuş, saha dışında farkı kapattırmayacağını buyurmuş. eşim öğretmen, kendisi eğitim bilimleri konusunda ders anlatıyor, kulak dolğunluğuyla bazı bilgilere sahibim. aykut bey'in aslında burda anlatmak istediği, "biz şu saatten sonra saha içinde ve dışında, ne yaparsak yapalım yetişemeyiz" demektir, bilimsel adı da "yansıtma"dır. saha dışı konularda uzmanlaşmış bir kadronun kücük kardesi olarak kendisi bu caresizliğe varmış ise, benim galatasaray'ım demek ki tüm dış güçleri alt etmiş durumdadır!

    burda şimdi konuyu bir tape ile bağlamak istiyorum. aykut bey, saha dışı dediğiniz, şekip abinden telefonda aldığın bucaspor kadrosu mu? ya da sen yaptığında uyarıldığın ama fatih yaptığında 9 maç ceza aldığı davranışların yargılanma şekli mi? ya da senin oyuncun tükürdüğünde tanımsız sıvı olurken, melo tükürmediğinde tükürmeye teşebbüs var aksini kanıtlayın diyen hukukçu arkadaşların mı?stadında 2 tane adam bıçaklanırken, hiçbir basın organında bunun haber olmamasını sağlayan renkli gözü zengin abinin destekleri mi? aynı zengin abin galatasaray'ı karıştırmak için başkan terim'e neden çak yapmadı diye haberler yaptırırken, soyunma odasında şekip abine çak yapman mı? ben sahada kazandım dediğin 17'de 16nın üstünden 2 sene geçmesine rağmen, 6 maç peşpeşe kazanamamanın istatistiki çarpıklığı mı?

    daha fazla uzatmadan bitiriyorum. toplumsal unutkanlık, şu an fenerbahce,basbakan ve tff'nin sahip oldugu en güclü olgu. nasıl ki geçen sene şike yaparken, kadroları alırken, bu sene hala federasyon tarafından alenen korunurken dış güçler diyebiliyorsa bu zat, bu toplumun unutkanlığını artırmak adına yapılan ters psikoloji hamleleridir. şikeyi de, böyle ters psikolojik etkiler yaparak, konusulmasını engelleyerek, üstünü örterek ve sonucların zamanını uzatarak unutturma cabasındalar. ama bizler bu numaraları yutmayacağız, yutmamalıyız.

    toplumsal unutkanlık örneklerine en güncel örnekler aslında herhangi bir bjk taraftarı ile yaptığınız şike sohbetinde, fenerbahceyi suclamalarıdır mesela. serdar adalı ve tayfur havutçu başkalarının cocuklarıydı.. ya da gençlerbirliği taraftarının, şike yapsana, şike yapsana, aziz yıldırım şike yapsana diye bağırması da güzel bir örnek. serdar kulbilge kimin kalecisiydi acaba? unutmuyoruz, unutturmuyoruz arkadaşlar, bize düşen budur.

    ve aykut ile bitirelim konuyu. aykut sinsi falan değil, aslında bildiğin 2000 sonrası olusan ezik fenerbahce taraftarının simgesi. ne zaman sıkıssa, bize laf atıp, kendi yaptıklarını bizim de yaptığımızı düşünerek imaları, sinsilik değil, acizliktir, ezikliktir. soruyorum size, tartıstıgınız hangi fenerbahceli'den farkı var aykut'un? hepsi aynı. aynı kibir, aynı utanmazlık, aynı eziklik, aynı küçük beyin. aykut benim için sokaktaki fenerbahce taraftarından zerre farklı değil, ve hepsi artık fazlaca sıkışmış durumdalar, çünkü başımızı alıp gidiyoruz, farkındalar.
  • 1699
    fenerbahce taraftarının alex'in heykelinin oldugu parka heykelini dikmeyi düşündüğü teknik direktör.

    (bkz: 21 nisan 2013 gençlerbirliği fenerbahçe maçı) 'nı eşimin babası, dayısı ve dayısının oglu 3 fenerbahceli ile izledim. maç öncesi sohbette aykut'un heykeline geldi konu. kafamda neden bulamadığım için açıkca sordum, neden heykelini dikiyorsunuz? cevap aynen şöyle idi:

    " ilk senesinde sampiyon oldu, geçen sene şike sonrası dagılan takımla yarım puanla sampiyonlugu kacırdı, bu sene hala kovalıyoruz, avrupa'da yarı final oynuyoruz, türkiye kupasını aldı, bu sene de alacak, bizce çok başarılı bir adam."

    bu cevaptan sonra farkettim ki, aslında biz çok farklı cercevelerden bakıyoruz olaylara. cevabımı şöyle verdim:

    "ilk senesinde şikeyle averajla sampiyon oldu, davası hala sürüyor"
    "ikinci senesinde ligi tarihte birinci ve ikincinin arasındaki en büyük puan farkı olan 9 puan farkla ikinci bitirdi, playoff uydurdunuz"
    "bu sene de sampiyon olamayacaksınız,muhtemelen 10 ve üzeri puan farkı ile bitecek lig, plzen-bate-lazio üclüsünü zorla eleyerek geldiniz, benfica tarafından eleneceksiniz, alabileceğiniz tek kupa yine türkiye kupası"
    "eğer iki sene üstüste türkiye kupasını almak sizin için başarı ise, bence de dikin heykelini".

    tam bu cümlem bittiğinde vlemincx havada asılı kalıp ikiyi attı.
    o andan beri kayınpederim benimle doğru dürüst konusmuyor. sanırım gerçekler biraz sert geldi.
  • 1700
    yalnız takdir etmek lazım medya yönetiminde amerikadan sonraki otorite kendisi, maçtan sonra kendisinin açıklamaları konuşuluyor sosyal medyada ve medyada unutturdu fiyaskoyu ama o kadar çok fiyasko var ki unutulacak gibi değil. yaşatmadığı tek fiyasko kadıköyde yenilgi onu da yapacak kadar vizyonsuz değiliz bunun önümüzdeki senesi var umarım hoca çağları kaleye sokar zaten fener 2 şut atar ikiside girer herkes mutlu olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın