*

resim
Armindo Tué Na Bangna
Takım:Benfica
Mevki:Sol Kanat
Yaş:31
Boy:1.73
Uyruk:Portekiz
  • 4751
    takım içinde muslera'dan sonra en etkili oyuncu.

    bunu kendisi de biliyor ve takımda kimse bir şey yapamayınca sinirlenip, biraz da gol atmak isteği ile bencilliğe vuruyor işi.

    aslında oyunlarda bile bizde öyleyiz. ben bir oyuncu ile 2 çalım attıysam üçüncüyü denerim. büyük oyuncu ise orada pası veren oyuncudur. henüz tecrübesiz ve biraz ben oldum havaları seziyorum fakat futbol dünyasında böyle nice yıldızlar sönüp gitti.

    gol atsa rahatlayacak.
  • 4753
    çok övülen ispanya kariyeri,

    http://www.transfermarkt.com.tr/...er/139396/verein/681

    turasız argümanlarla gelmeyin, adam ispanya'da buradaki sezon başı oyununu oynasa r.sociedad 7,5 m euroluk opsiyonu kullanmaz mıydı?

    su anki form durumunun tek sorumlusu kendisidir. mental olarak çok güçlü bir adam değil zaten. garry rodrigues geldi diye adam kendini ispatlama moduna bile girdi, olum takım arkadaşın lan, birbirinizin performansını arttıracaksınız. bruma ise "ben en iyiyim"i gösterme peşinde.

    daha çok genç düzelecektir.
  • 4754
    --- alıntı ---

    6 7 gol 6 7 asist gibi bir istatistik yakalaması bu sene için fazlasıyla yeterli olur. yine aynı hatayı yapıp çocuğa yukleniyorsunuz. umarim top ayağına geldiğinde yine seyirci kendisinden sürekli çalım atmasını falan beklemez, bir owww sesi yükselmez, biraz rahat bırakılır çocuk.

    ben hazırlık maçlarının ölçü olmadığını düşünüyorum ama ben bruma liralık gitmeden de zaten bruma' nin iyi bir futbolcu olduğunu ve galatasaray da ilk on bir oynayabileceğini düşünüyordum. bakın yasin maksimum bu, bildiğimiz yasin, ama bruma bu değil. bruma en kötü yasin kadar oynar. ama bruma o gelişimi gösterirse sana sınıf atlatır. o yüzden sabır sabır sabır...
    (affeder mi jardel - 11 ağustos 2016 21:26 ~ 21:30)

    kendisi henüz 22 yaşını doldurmamıştır. malumunuz kendisinden bir yaş büyük olup almanya 2. ligine 5 milyon euroya transfer olan ve doğru düzgün forma giyemeyen atınç nukan büyük bir potansiyeldir, o para o yüzden verilmiştir. ama çok ciddi bir sakatlık yaşayıp da henüz 22 yaşında galatasaray' ın en önemli hücum gücü olan bruma balondur bazılarına göre. gerçi bizde de var böyle taraftarlar. 25 yaşındaki emre çolak şans bulsa büyük yıldız olacak ama 21 yaşındaki bruma çöptü onlara göre. emre kariyeri boyunca oynadığı, goller attığı herhangi bir maçta bruma kadar heyecan yaratabilmiş mi acaba hiç? bruma çok özel bir adam, olursa 30 milyon eurolar rahatça telaffzu edilir, olmazsa da 3 4 sene sonra 4 5 milyon euroya elinden çıkartırsın ya da tkaımda tutar her türlü fayda sağlarsın. umarım olur.

    maşallah diyorum ayrıca.
    (affeder mi jardel - 15 ağustos 2016)

    --- alıntı ---

    birazcık rahat bırakın, birazcık ya.

    10 tane ciddi eksiğini yazarım;

    -gereksiz çalım denir
    -ikiye bir yapmak isterken karambole yapıyor. yani kalabalığına rasına dalıp kafasını kaldırmadan laf olsun diye topu arkadaşına doğru bırakıyor ve genelde top kaybı oluyor
    -bitiriciliği çok kötü
    -ne zaman nerde ne yapması gerektiğini bilemiyor, sürekli yanlış kararı veriyor
    -bazen savunma işini unutuyor
    -bazen kafası yerde oynuyor
    -orta yapmayı beceremiyor, sürekli pas atmayı deniyor, haliyle olmuyor
    -bencil
    -disiplinsiz

    ama tüm bu eksiklere rağmen bu adam 22 yaşında bu ligin açık ara en çok çalım atan, muhtemelen en çok pozisyon yaratan oyuncusu olabiliyor. çünkü acaip bir yeteneği var. daracık alanda bile dikine çalım atabiliyor. bu çocuğa sabretmek ve çocuğu işlemek gerek. biz ne yapıyoruz?

    önce bir bok olmaz, balon diyoruz. bunu derken yukarıda da yazdığım gibi 25 yaşındaki emre çolak' tan umutluyuz ama hala. ya da 2 3 maç iyi onuyor, gol asist falan yapıyor. kendine yönetici diyen adam çıkıp 50 milyon euro fiyat biçiyor. taraftar geliyor hemen sözleşme yenilenmeli vs. diyor. bir sakin ya. çocuk ne olduğunu anlamıyordur ki zaten öyle iyi eğitim almış biri falan değil belli ki. adam 1 sene önce balon muamelesi görürken 1 sene sorna takımın en öenmli oyuncusuna evriliyor. yani 50 milyon euro dersen o kendini öyle sanıyor. o zaman tabii ki bencil de oluyor, savunmad a yapmıyor, pas da vermiyor. muslera' ya 50 milyon euro demedi lan kimse, bruma kim? bakın bruma kim diyen ben emin olun bu sözlükteki en büyük bruma fanlarından biriyimdir. bruma' da 50 milyon euroluk oyuncu olma potansiyeli var, olur mu bilemem ama kesinlikle o potansiyel var. mesele emre mor' da da var o potansiyel ki bruma emre' nin önünde bir adam bence. sebeplerini belki bir ara uzun uzun anlatırım ama siz emre' ye de aynısını yaptınız. adamı messi ile kıyaslayan başlıklar açıldı. yahu emre daha dortmund' da doğru dügün forma giyemiyor. bruma daha sociedad' da forma giyemedi. galatasaray bu kadar değersiz mi ki sociedad' ın kadroya giremeyen oyuncusu 50 milyonluk euroluk yıldızı olsun bir anda galatasaray' ın. şımartmadan, hatalarını anlata anlata ama sürekli de destekleyerek, motive edielrek pişirilmeli bu adam. unutmayın; bu ülke muslera2 ya kötü kaleci demişti.
  • 4755
    kendisinin oynamadığı 14 ocak 2017 konyaspor galatasaray maçında yine oyun stili kendisine benzeyen rodrigues oyuna girene kadar galatasaray futbol takımı rakip kaleye gidememiştir. çok pozisyon harcıyor olabilir ama bunun sebebi takımın 2. bölgedeki paspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspaspas oyunundan 3. bölgeye karşı kaleye akmasını sağlayan tek bağlantı olmasıdır. kendisi oynamadığında savunma arkası koşusu yapan yok, çalım atan yok, öyle mal gibi takılıyoruz orta sahada.
  • 4756
    28 ocak 2017 galatasaray akhisar belediyespor maçının ilk 15 dakikası itibariyle, 1. dakikada girmiş olduğu gol pozisyonu da dahil hiçbir olumlu top kullanamamış oyuncudur. ne oldu oğlum sana böyle? galatasaray beni göndersin diye uğraşıyorsan, bu halinle seni hiçbir kalburüstü avrupa takımı almaz. futbolun temeli olan şey pas. sen sürekli adam geçeyim, çalım atayım diye oynuyorsun. 3 metre yanındaki adama pas atamıyorsun. bu işte bir iş var ama hadi bakalım hayırlısı.

    edit: 25. dakikada entry'mi yedirdi bana :)

    edit 2: tamam lan tamam. yeni yazmaya başladık, daha ilk günden rezil etme bizi :) helal olsun 41. dakikada 2. golünü atmıştır.
  • 4765
    bruma, sneijder ve podolski gibi iki dünya yıldızı ile oynama şansına sahip sprinter futbolcu.

    ancak bruma'nın bu şansı iyi değerlendirmek gibi bir gayreti pek yok gibi. kendisine değer katan, hız ve çalım özelliğini kullanma fırsatı yaratan bu iki yıldızın değerini yeterince taktir edemiyor.

    başka bir takımda böyle futbolcular bulamaz. dünya yıldızı olması için büyük şans. onları iyi değerlendirmeli, son topları değerlendirirken özellikle podolski'yi gözlemeli. çünkü podolski futbolu öyle müthiş oynuyor ki, nerede pas yapacağını nerede şut atacağını çok iyi biliyor. o nedenle de maçlar bittikten sonra podolski'nin pozisyonlarını özet yaptırıp incelemeli. maç içinde podolski'nin tavsiyelerine ve mimiklerine, vücut diline çok dikkat etmeli. kısacası o ne diyorsa öyle yapmalı.

    sneijder ise dünyanın en iyi on numaralarından biri olduğundan kendi kariyeri için ondan daha çok yararlanmalı.

    kısacası bu iki yıldızı bulmuşken değerlendirmeli çünkü başka bir takımda, başka bir ülkede bu fırsatı yakalaması çok ama çok zor.
  • 4766
    eşsiz özelliklere sahip. yapamadıklarını yapsa 50 milyon euro, sadece bu yaptıklarıyla porto'da oynasa 30 milyon euro. galatasaray'da şu an 15 milyon euro eder. gerilerse 10 milyon euro eder. bilmiyorum kendisini 2 senede 1 kiralasak mı diye düşünüyorum. bu ligde, bizim yapımızla ve dandik teknik direktörlerimizle düşüşe geçiyor adam. ancak şöyle bir şey var, ben bir maç içinde bu kadar dribbling yapan adam görmedim. iyi kullanır kötü kullanır o başka da, bir maç içinde bu kadar tam hız koşan adam görmedim. geri de geliyor, ortaya da geliyor ve hep son sürat hızla. bu çok başka bir şey. yukarıdan gördüğünüz saha aslında çok büyük ve yaptığı şey eşsiz. kendisinin yarısı kadar son hız koşup daha akıllı bir kafa ile çok fazla iş yapan oyuncu var. oyun vizyonunu, ayağını biraz düzeltse bambaşka bir şey olur. kendisi bor madeni olacak diye korkuyorum. işleyemiyoruz. yapabildikleri şeyler çok değerli, yapamadıkları ise çok kolay düzeltilebilecek şeyler ama onlar da düzelmiyor ilginç bir şekilde.

    yapamadıklarına rağmen sadece yaptıkları ile bizi ilk 3'te tutuyor şu an ligde. kendisini bir tık üste atsa ve hep bizde kalsa keşke.
  • 4769
    kendisinin bencilligini gol atana kadar saniyordum ama cok yanilmisim. 28 ocak 2017 galatasaray akhisar belediyespor maçı nda iki gol atmisken ikinci yarida soldan getirdigi bir pozisyonda yine sansini zorlayip kaleye sut cekti. halbuki saginda bos iki oyuncu vardi ama beyimiz bildigini okudu. bu sadece bir ornek. demek istedigim su ki pozisyonunun iyi oldugunu dusundugu zaman pasi hic dusunmeden dogrudan kaleye gidiyor veya sut cekiyor. ama pozisyonu bunu yapmaya uygun degilse, kaleden uzaksa o zaman orta aciyor, pas veriyor.
    bu kafayla cok asist yapmasi mucize. asistlik toplari oldurmeyi birakip gereken yere pasi ataa simdiye asist sayisi gol sayisindan daha fazla olmustu.
    umarin jor kenara cekip iki kelam eder. yokaa podolski zopayla girisecek diye korkuyorum :)
  • 4771
    kendisini izlerken orgazm oluyorum (!) - *

    iyisiyle kötüsüyle, sevabıyla günahıyla "gerçek futbol" - "görsel futbol" - "estetik futbol" dediğinizde bu bruma'nın yaptığı şey işte... ötesi messi, ronaldo zaten...

    kendine güveni gelince gol ve asist sayıları tavan yaptı, ancak hala pas vermeme, bencillik gibi özellikleri var - ki bu, bu tip yetenekli oyuncuların ortak sorunu...

    daha 23 yaşında, bunu da düzeltirse zaten kendisini şüphesiz real madrid, barcelona, manhester united, bayern munich gibi takımlarda izleyeceğiz, o tarih çok uzak değil.

    kendisi bu takımın şimdiki hali için fazla aslında, keşke çok daha komple takım olduğumuz bir dönemde oynuyor olsaydı ancak buna da şükür...

    uzatıyorlarsa uzatsınlar şunun sözleşmesini, elimizden ribery gibi 5 kuruş verilmeden kaçırılacak diye 3,5 atıyorum.
    kendisinin 30 milyon euro altında satılması durumunu "asla ama asla" kabul etmiyorum.
  • 4772
    kendisini geliştirmesi gerektiği fikriyle çocuğa 'devrecilik' ya da 'abilik' taslama arasında gerçekten büyük fark olmasına rağmen, bazen gördüğü muameleye çok şaşırıyorum. muhtemelen kaybettikten sonra kıymetlemek ya da ağlayıp zırlamak için geliştirilmiş/genlerde olan arabesk bir refleks.

    taraftarlara çok sözüm yok aslında. bir futbolcuyu; oğlu, kardeşi, arkadaşı gibi görenlerin samimiyetlerine de tükürüyorum sanılmasın, sahiplenmeye karşı değilim, dolayısıyla kendisini geliştirmesi gereken noktalar konusunda, ilkokul öğretmeni edasıyla öğüt verilmesini ya da içten içe gurur duyup şımartmamaya gayret gösterilmesini de anlıyorum. bana bu tavrın çoklukla gülünç gelmesi, öyle olduğunu kanıtlamaz tabii, lakin bir noktadan sonra yanlışa düşüldüğü kabul edilmeli.

    o nokta da, bruma'nın beynelmilel çapta, gerçek bir yıldız adayı olduğu. hatta 'adayı'nı biraz geçmeye başladı; takım bu sene avrupa'da olsaydı, ispanya'da yol kat ederek değerlediği bu gelişimini daha üst seviyelere çıkarabilirdi. bu anlamda da, elbette şampiyonluğu her taraftar gibi istiyor ve bekliyorum, ama daha da önemlisi, gelecek yıl mutlaka şampiyonlar ligi'nde olmalıyız. içinde bulunduğumuz konumun maddi ve manevi çöküntüsünden sıyrılmak için zaten mutlaka ihtiyacımız var buna da; bruma nezdinde de var, demek istiyorum. hem dünya futbolunun bir yıldız kazanması hem de porto ya da atletico madrid gibi yıldız veya avrupa'ya üst düzey futbolcu yetiştiren takımların içinde olabilme vizyonu açısından önemli; yani, bunun kamuoyunda alışkanlık yaratması, takımın repütasyonu açısından önemli; arda ve emre'nin de bu listede olduğunu unutmayalım. avrupa takımı olmak, bunlarla da gerçekleşir zira. neyse.

    bruma özeline dönersek, bence, bencil oyunu tolere edilmeli. nerdeyse her pozisyonda, her pas atmadığında, mutlaka birileri dönüp "hay yapacağın işi skym" der gibi sitemde bulunuyor (sneijder hariç, onun kendini tuttuğuna defalarca şahit oldum) ya da kendince trip atıp gidiyor. kıskançlıkla falan açıklamak istemiyorum bu durumu, öyle görünüyor, ama yakıştıramıyorum.

    azıcık futbol oynamış ve aklı olan biri, kendinden daha iyi oyuncuyu fark eder. bunu kabul edersen takım olursun hatta. böyle minik egoyu sikmek gerek. bu, gerçekten egonun en biçimsiz hali. çekememezliği anlarım; normal ve insanidir de, ama takım arkadaşının senden daha yetenekli olduğu şeylerde, ona izin verir ve ortam yaratırsın. eğer sen de iyiysen, senin de onu gösterme anın gelecektir ve o ana kadar, takımın iyiliğini düşünmen gerek ki bu senin de iyiliğinedir aslında. bunu göremeyen ve idrak edemeyen futbolcular görünce, deliriyorum.

    moda bir tabir ya, "takımıma katkı yapmak için uğraşıyorum", sakız oldu artık, lan yılan, katkı yapmak, it gibi koşmak değildir ki. doğru anda doğruları yapmaktır. bir yerde hangi kavram eksikse en çok o dillendirilir misali (özgürlüğün olmadığı yerde en çok özgürlük konuşulması gibi), "takıma katkı... ben takıma katkı..." e hani doğrular?

    futbolcular özelinde ele aldım, ama eminim taraftarlar da kendi hesabına düşünecektir; hepsinin ışığında, soruyorum: biz nasıl yıldız yaratabiliriz böyle davranarak? sen sevdiğini yüceltmez, parlatmaz, onun hatasını bile gerçekten sevmez ve onu sahiplenmezsen, nasıl daha değerli hale gelebilir? fenerli gibi koşulsuz destekten bahsetmiyorum- özeleştiri, bu takımın en sevdiğim özelliklerinden biri, ama bırakın da azıcık şımarsın çocuk. kötü şut çeksin. bazen de pas atması gereken yerde atmasın amına koyiyim ya. karşı takımı musa gibi yarıp geçer, unutursun ayrıca, merak etme.

    ya üstelik, biliyor da ne olduğunu çocuk. yok yere huzurunu kaçırıyorsun sadece. futbolcular çoklukla aklı kıt kimselerdir, büyük oranda da doğrudur, ama gelişmek başka şey, bazen o yanlışı (örn. bencil olmak) bile bile yapma özgüveni başka şeydir. sociedad'ta kendini böyle geliştirmemiş ve burada da üstüne koymamış olsaydı, muhtemelen bu satırları yazamazdım, ama bu bahsettiğim özgüven, monaco maçında ya da a. bilbao maçında hagi'ye o şutu çektiren şeydir. çocuğu bencillikle sürekli töhmet altında bırakma baskısı, "o büyülü an" geldiğinde, bizi üzebilecek sonuçlara yol açabilir.

    "hagi on tane vurdu bir şey yok biz bir vurduk auv... ne auvv amk" diyen hasan şaş'a da bir cevap olabilir bu.

    biraz uzun oldu galiba, ama kıymetini bilmemiz gereken bir oyuncu. gittikten sonra ağlamanın faydası olmuyor çünkü. (bkz: frank ribery)
App Store'dan indirin Google Play'den alın