resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Shakhtar
Yaş:38
Uyruk:Türkiye
  • 14251
    bu kadar kendinden nefret ettirmeyi nasıl başardın bilmiyorum arda. göz önünde olma hevesin bunların hepsi biliyorsun diğ mi? bizim orda bi laf vardır, ilgi or.spusu derler. sen tam osun işte.

    barcelona'da oynayacak yetenekte bi türk olmana rağmen türkiye'de herkes senden nefret ediyor, seni kimse takımında görmek istemiyor lan. nasıl başardın amk bunu.
  • 14818
    bu akşam nedense aklıma gelen sipsi a.k.a adam.

    kendisi normalde zerre s.kimde değil ama bu akşam gerçekten biraz düşününce üzüldüm haline. çok erken göklere çıkarıldı arda, yaşadıklarında bunun çok büyük payı var. bu kadar erken göklere çıkarıldığı için, henüz olgunlaşmadığı için ilk başarısızlıkta taraftarla arasındaki münakaşa başladı. sinema kapatma olaylarını falan basit bir özürle veya hiç trip atmadan futbolunu oynayarak unutturabilecekken, yeterli olgunluğu olmadığından taraftarla inatlaştı, ve bu inatlaşma karakteri haline geldi.

    daha gençken türk futbolunu yönlendiren figürlerin fatih terim gibi adamlar yerine aziz yıldırım, emre belözoğlu gibi tiplerin olması, başındaki başkanın adnan polat gibi arda'yı bu tiplerden koruyamayacak bir adam olması bütün bu inatlaşmalara, kavgalara çanak tuttu. bir yerden sonra işler geri dönülmez bir noktaya geldi.

    bütün bunlara bakınca, arda'nın karakteri dolayısıyla bunları hakettiğini görebiliyorum. bu duruma zerre üzülmüyorum. ama açıkçası, beşiktaş'ın da fenerbahçe'nin sırf galatasaray'a nispet olsun diye arda'yı deli gibi transfer etmek isteyeceğinin ve arda'nın buna izin vermediğinin farkındayım.

    çok fazla hatalar yapan, karakterinde ciddi sıkıntı olan bu arkadaşa sırf galatasaraylı olduğu için üzüldüm bu akşam. ah be arda, ah be.
  • 16836
    kendisi suni gündemdir, yine çok iyi yutuyoruz verilen zokayı maşallah. başkan gündemimizde yok diyor. hoca arda gelmek istemedi ben de gelsin demedim diyor. ama ortalıkta dolaşıyor bir arda geliyor muhabbeti.

    geliyor da olabilir, zıttı bir yorum yapmaya çalışmıyorum da, bizim için ana gündem hoca ile yönetim arası gerginliktir. bir an önce çözülmesi gereken kısım budur. arda denilen tip gelecekse de gelmeyecekse de hoca ve yönetimin bir an önce oturup problemleri çözüp ortak dil geliştirmeleri gerek.

    yoksa arda ne amk, ortadaki piyon. mesele gerginlik.
  • 16847
    gelmemesi gerekiyor maalesef. tek maç jübile yapıcam, galatasaray forması giyicem falan diyorsa eyvallah. fatih terim'in "nasıl olur bilmiyorum ama" ile başlayan cümlesindeki nasıl sorusunun cevabı bu olabilir. ne bileyim gelir ligin ilk maçında başta 10 dakika oynar sözleşmesiz falan tff izniyle, sonra çıkar bırakır futbolu, yapsın bunu. alkışlar taraftar da.

    ama sözleşme olmaz, olmamalı.

    galatasaray'a karşı bir hatası yok diye bir şey de yok maalesef. genellikle büyük takımlardaki futbolcular eskiden beri birbiriyle arkadaştır zaten. yani aslında arda'nın emre ile, volkan'la arkadaşlığında bir sorun yok. sorun arda'da. arda'nın bunu taraftarın gözüne soka soka, bile isteye taraftarı karşısına alarak yapmasında.

    şimdi düşünelim. arda ile emre b. arkadaş mesela di mi? peki bu kimin için sorun oluyor? fenerbahçe taraftarının hiç volkan'a, emre'ye arda ile nasıl arkadaş olursunuz diye sinirlendiğini, laf söylediğini hatırlıyor musunuz? yok. ama galatasaray taraftarı için sorun oluyor.

    neden peki? neden, çünkü arda o açık kapıyı bırakıyor. bile bile bırakıyor. aziz yıldırım politikalarına, acun'un emre'nin falan galatasaray'ı küçük görmelerine karşın o tepkiyi koyamıyor. yani kimse tutup da arda volkan ile arkadaş olduğu için volkan galatasaray'da oynayabilir diye aklından geçirmezken, yine aynı arda yine aynı volkan'la arkadaş diye arda fenerbahçe'de oynayabilir diye aklından geçiriyor.

    çünkü arda, öncelikle taraftarına, kendisini sevenlere güven vermiyor. kendisini sevenleri üzüyor.

    bu galatasaray'a en büyük yanlıştır gözümde.

    bu yüzden, gelsin 10 dakika jübile maçı yapsın, ama sözleşme yapan taraftarı satar. açık söylüyorum.

    edit: imla
  • 17081
    burada hakkında gelmesi yönünde savunmalar yapılırken, okan'ı geri isteyen var, burak'a okey diyen var falan deniyor. bu konuya bir açıklık getirmek istiyorum.

    evet, okan'ı teknik adam olarak görmek isterim. ve evet, arda'nın bu kulübün kapısından içeri girmemesi gerek.

    sebebi ise çok basit. okan hiçbir zaman bir figür olmadı. onun efsane takımda olması onu metin oktay yapmaz, ki okan da metin oktay olmaya soyunmadı. hep profesyoneldi, yine profesyonel olarak başarılı bir teknik adam olmasını, ve bunu galatasaray'da yapmasını isterim.

    ama arda öyle değil. arda metin oktay'lığa soyunan bir adam. figür olmak isteyen bir adam.

    eğer arda gelirse, o figür dediğimiz şeylerin içini boşaltmış olacağız. metin oktay olmanın o kadar da zor olmadığını aleme ilan etmek demek arda'yı kabul etmek.

    umarım anlatabilmişimdir. standart bir profesyonel futbolcu olsaydı eyvallah diyebilirdim. ama onca saçmalıktan, günahtan sonra burada gelip galatasaray'ın bayrak adamlığını yapacak olmasını kaldıramıyorum.
  • 17086
    okan buruk, galatasaray'la sözleşme imzalamazken ne dedi? öyle büyük laflar falan var mı hatırladığınız? tüm imaj şu yöndeydi;

    "-ben bir profesyonel futbolcuyum, sözleşme imzalamamak benim hakkım ve bu hakkımı kullanıyorum."

    şimdi bir hayal dünyası oluşturalım.

    çıkarın okan'ı oradan, koyun arda'yı yerine. arda sözleşme imzalamamaya karar vermiş olsun. şimdi bi düşünün bu karardan sonra arda'nın davranışlarını.

    muhtemelen çıkıp bi şeyler anlatırdı ve bu anlattığı şeylerin içeriği şu olurdu:

    "-ben en büyük galatasaraylıyım aslında, ama sözleşme imzalayamazdım çünkü şunlar şunlar oldu."

    işte konu bu güzel kardeşim. arda samimiyetsiz, yaptıkları ve söyledikleri örtüşmüyor. hem metin oktay olmaya kalkıyor, hem bunun zıttı davranışlar sergiliyor.

    bu yüzden, gerçekten emre b.'nin bile bu formayı giymesi tahammül sınırları içerisinde olabilir benim için, ama arda hayır. çünkü emre bile hiçbir zaman ben galatasaray efsanesi olacağım triplerine girmemiştir aslında.

    buradan da galatasaray'ı bırakırım anlamı çıkmasın. renkler benim, sonuna dek desteklerim. ama bu aymazlığı yapanları hiç iyi hatırlamayacağım kesin. efsanelerin anlamları o kadar boş değil, içi bu kadar kolay boşaltılamaz.
  • 17173
    ulan arda, bugüne dek galatasaraylılığın dışında hiçbir şeyine güvenmemiştim. bir tek galatasaraylılığından şüphe etmemiştim.

    bugün ben bir galatasaraylı olarak düşünüyorum, zaten çıkıp top falan oynayabilecek durumum yoksa ki yok, koca camia benim yüzümden karışmış, ben galatasaraylı olsam çıkarım derim ki arkadaşlar tamam, ben galatasaraylıyım ama belli ki beni bu camiada isteyen de istemeyen de çok fazla kişi var, ben bu noktada galatasaray'a katılmayı doğru bulmuyorum, herkesten yaptıklarım için özür dilerim, bu konu kapansın ve galatasaray hedeflerine yönelsin.

    bunu diyemeyen adam galatasaray'ı düşünmüyordur bence zaten.
  • 19156
    ultraslan'ı takipten çıkması, hatta arkadaşlarıyla birlikte çıkması çok değerlidir. çünkü aslında bu kulübün ana sorunu ultraslan'ın kulübü kendisinin zannetmesi değil, yöneticilerin, teknik ekibin, futbolcuların falan ultraslan'a gereğinden fazla değer vermesidir. ultraslan taraftarlığı kendi tekeline alma çabasında olan, bu tekel sebebiyle içerisinde değerli üyeler de barındıran ama yönetim kademesinde kirli ilişkilerden, mafyatik davranış bozukluklarından, siyasi maşa olmaktan öteye gitmeyen bir grup.

    şimdi çıkıp yaptığımız koreografileri, boyadığımız pankartları kullanmayın o zaman falan diyorlar. kimse de çıkıp demiyor ki ulan zaten sizin yönetimle bir olup onay vermediğiniz hiçbir pankartı kimse içeri sokamıyor. tekel olmayı bırakın da o zaman konuşalım o statta kim ne efsane pankartlar yapıyor, kim ne tezahüratlar üretiyor.

    pankart, tezahürat demişken ultraslan'ın görevi bunların ötesinde değildir zaten, bunu da belirtmiş olalım.

    gelelim tekrar konuya, futbolcularımız, fatih terim ve umarım şimdikinden sonra gelecek yönetim, bu ultraslan denen garabetin ne olduğunun farkına varırsa, galatasaray'ın gerçek galatasaraylıları ortaya çıkacaktır. uzun süre sonra tekrar arda'yı destekleyebileceğim aklıma gelmezdi, ama helal olsun.
  • 19320
    gelecekte galatasaray teknik direktörü olacağını düşündüğüm futbolcumuz.

    bunu çok istediğim ya da istemediğim için yazmıyorum. l1 üçgen youtube yayınında kendisinin simeone - fatih terim'le ilgili yorumlarını içeren bir videosu var. bir de son dönemlerde sanki fatih terim'in yavaş yavaş arda'yı gelecekteki galatasaray teknik direktörü olarak gösterdiğine dair bir izlenime kapıldım, hepiniz farketmişsinizdir.

    arda da muhtemelen bu kanala geçiş yapmak istiyor. iyi mi olur kötü mü olur bilemiyorum ama, daha futbolu bıraktı lisansını aldı bir yerde tecrübe edindi falan çok vakti var. ama bana kalırsa fatih terim şimdiden kendisini bir yetiştirme çabası içine girdi.

    olgunluk kazanabilirse, simeone ve fatih terim'den de bi şeyler kapabildiyse iyi bir şey çıkabilir ortaya. ben şu an bu konudaki en büyük eksiğini karakter olarak görüyorum, fakat bu değişebilir bir nokta. o yüzden kendisine "allah korusun" deyip sonra gerçekleştiğinde lafımı yemek istemiyorum.

    hayırlısı.

    edit: ilgili video: https://www.youtube.com/watch?v=AKZKXB4rGlA
  • 19527
    kendisine soyunma odasındaki görüntülerden dolayı verilen 2 maçlık ceza emsal karardır. madem öyle, bu şekilde sevinmeye ceza veriliyor artık, tff denen oluşum her soyunma odasında kamera ve temsilci bulundurmak zorundadır. hukuken böyle olmalı yani, çünkü orası ceza mahalli. serbest bırakamazsın. ya da ne bileyim, ben bir galatasaray taraftarı olarak akrediteysem, ve bir şekilde fenerbahçeli futbolcuların herhangi bir maç sonrası tünelde, soyunma odasında küfürlü tezahüratlarını çekersem onlara da ceza vermek zorunda tff. net bu artık. yarın ama efendim orası mahrem alan diyenlerin suratına çarpılmalı. çünkü arda soyunma odasında küfreden ne ilk, ne de son futbolcu.
  • 19657
    galiba kendisini affetmek noktasına doğru gidiyorum. yaptığı konuşma falan eyvallah, güzel de, beni asıl düşündüren şu video oldu:

    https://tr.beinsports.com/.../ibrahim-akdag-25709

    bi yerden denk geldim gole. golü izlerken, tam penaltı atılırken ceza sahası çevresinde dizilmiş oyuncuların tam arkasında birisi var. orta noktaya doğru yürüyor önce. sonra duruyor. bi kaleye doğru bakıyor, bi umut ediyor belki kaçar diye. sonra vazgeçiyor. tekrar arkasını dönüp yürümeye devam ediyor. ama hem yıkılmış, hem içindekilerini bağırmak isteyip bağıramaz bir şekilde yürüyor.

    demagoji yapmıyorum. inanın öyle yürüyor. sahadaki ve var'daki hakem demeye bin şahidin yetmeyeceği futbol katillerinin yüzüne siz kimin köpeğisiniz diye bağırmak istiyor.

    gol sesini duyuyor. ağlayacak amk nerdeyse. yakın çekime giriyor kamera, bi bakın suratına.

    çok hata yaptı, affetmesi zor. biliyorum. insani olarak kendisini affetmem zor. ama galatasaraylı olduğuna, can-ı gönülden galatasaraylı olduğuna çok inanıyor ve değer veriyorum.
  • 20331
    kendisini yaptıklarından, karakterinden dolayı ben de affetmiyorum, yakıştırmıyorum bu formaya önce bunu söyleyeyim.

    ama kendisinin kulüpte bulunuyor olması önemlidir. keşke arda olmasaydı bu isim. sabri bile olsa daha çok içime sinerdi, ama söylemek istediğim, bu isimler bu kulüp için önemlidir. çünkü bu isimler bildiğin galatasaray’ın içinde yetişmiş galatasaraylılar.

    bugünlerde daha iyi anlıyor olmamız gerek bunun önemini. fatih terim formsuz olabilir, kötü döneminde olabilir, kötü futbol oynayabilir ama kulübün içinde kendisi gidince güvenecek insan kalmadı. şu an yapılan tüm transferlerde hepimizin aklında soru işareti var, bakın illa ki böyledir demiyorum, ama şu an transferlerin birilerinin cebini kesinlikle doldurmadığını savunabilecek, çünkü bu adam burda, galatasaraylı diyebilecek olan var mı? hepimiz endişeliyiz değil mi? fatih terim oradayken endişeli değildik işte.

    buna duygusal bi sebep gibi falan bakabilirsiniz, futbol romantikliği diyebilirsiniz falan. fakat böyle isimlerini, özellikle son dönemde en hunharca harcayan taraftar galatasaray taraftarı, bu bir gerçek. sabri örneğin, çalışkanlığı, iyi niyeti konusunda kimsenin şüphesi olmayan bir adam. karakteri de iyi yani aslında. galatasaray’dan başka bi şey düşünmeyen bi adam. haklısın, yeteneği o seviyede olmayabilir. ama bazen onun gibi adama ihtiyaç duyarsın işte. soyunma odasında “kırmızı, kırmızı, her yer kırmızı olacak” diye bağıracak bi bülent korkmaz’a ihtiyaç duyarsın. senin kültürünü, geçmişini bilen bi adam gerekir bazen orda. her şey yetenek, ya da özel hayattaki sorunlar olmayabilir bazen.

    böyle bir entry’yi arda özelinde yazmak bana koyuyor, inanın, fakat biraz düşünerek hareket etmek gerekiyor. mesela medyada neden bu kadar güçsüzüz, eski futbolcularımız neden daha bizi düşünerek hareket etmiyor falan, bunların temel sebebinin bizim bu harcama kültürümüz olduğunu düşünüyorum. selçuk inan bile buna bir örnek, ayhan akman’a kariyerinin sonunda ne hakaretler edildi, umut bulut’la nasıl dalga geçildi…

    arda konusu karakter de içerdiği için biraz daha karmaşık. fakat galatasaraylı olduğundan emin olduğumuz bi adam arda. bu kadar ötekileştirmeye, değersizleştirmeye gerek yok. hele bugün, hiç gerek yok. çünkü içerde tamamen yabancı bir oluşuma galatasaray anlatacak kimse kalmadı.

    hiçbir kulüp tüm personellerini işin en profesyonellerinden seçmez arkadaşlar. xavi herhangi bir teknik adamlık tecrübesi olmadan barcelona’nın başına geçebilir bazen. bayern münih efsanelerini önemli pozisyonlara yerleştirebilir. bu adamlar da biliyor yoksa işin en tecrübelisi, profesyoneli kimse onu getirmeyi. ama bazen öyle bir dönemden geçersin ki, kulübü bilecek adamları yerleştirir, onları yetiştirirsin.

    hele ki bizimki gibi ekonomik sıkıntıları olan, gelecekte çok daha büyük ekonomik sorunlarla yüzleşmesi muhtemel olan kulüplerde bu isimleri küstürmemek daha önemlidir. çünkü senin teknik direktöre para veremeyecek duruma gelme ihtimalin var. futbolcu ödemelerini yapamadığın dönemler var. böyle durumlarda bu kulübü bu adamlar ayakta tutacak, daha önce defaatle olduğu gibi bazen kendi cebinden yabancı futbolcunun parasını ödeyip oynamasını sağlayacak falan. bu adamları küstürmenin ise bize hiçbir faydası yok.

    edit: ufak tefek eklemeler.
  • 20617
    daha önce de yazmıştım, kendisi teknik adam olmak istiyor. l1 üçgen kanalında şu videoda çok net görünüyor bu heyecanı: https://www.youtube.com/watch?v=AKZKXB4rGlA

    muhtemelen değil, kesinlikle fatih hoca'nın kendisini tekrar takıma kazandırma isteği bu sebepleydi, ve bence mantıklı karardı. zira iyi bi teknik adam olursa galatasaray'a başarılar kazandırabilecek olması arda'nın burada futbolu bırakmış halde geçirdiği birkaç sezondan çok daha önemli.
  • 20983
    iyisiyle kötüsüyle bir kariyer bitirdi. çok büyük hatalar yaptı. barcelona’ya kadar çıktı. atletico’da gözlerin pasını silen bir futbol oynadı. silahla hastane bastı. milli takımda prim skandalı yaşadı. sami yen’e veda edilirken göz yaşları içindeydi. transfer sezonunun kapanmasına çok az bir zaman kala galatasaray’dan gitti. galatasaray’a 12 milyon euro kazandırdı.

    yani gerçekten iyisiyle kötüsüyle bir kariyer bitirdi.

    keşke böyle bir çocuk olmasaydın dedirdi bana hep. karakterindeki sıkıntıyı bir köşeye atmıyorum tabii ki ama, büyük şanssızlığı 2010 kadrosunda yer almak oldu. keşke o sene kiralık gitmiş falan olsaydı. o kadar kötü futbolun olduğu bir ortamda taraftar da kendisine sahip çıkmadı, sinema kapattı vesaire diye basın gazlamalarıyla sürekli üstüne gitti. 22 yaşında falandı sanırım o sırada.

    fatih terim’le kalmayı seçseydi 2011 yılında her şey çok daha farklı olabilirdi kendisi için. o başarılı takımın genç oyuncusu semih kaya’ya o sene nasıl sahip çıkıldığı düşünülürse, o takımın içinde olsaydı taraftarla yıldızı hiç bozulmamak üzere barışabilirdi. taraftarın kendisine de bir çuvaldızı batırması gerek.

    fakat karakter sıkıntısı olduğu bir gerçek.

    neyse. çok abartılı yorumlara gerek yok. kendisini hastane basan bir insan olarak görünce nefret ediyorum evet, fakat hani kardeşiniz suç işlemiş gibi nefret ediyorum. çünkü bi yandan da gözümün önünde hagi’nin frikik golünde kale arkasında sevinen top toplayıcı çocuk, ali kırca “yen dedi yendin” şiirini okurken eski açıktaki şahsımla birlikte göz yaşları döken çocuk, galatasaray’ı ne kadar sevdiğini her fırsatta anlatan çocuk, aziz yıldırım’ın baş döndürücü tekliflerine ve gencecik yaşına rağmen sarı kırmızıdan vazgeçmeyen çocuk da var. o yüzden, kendisi benim suçlu ailem. en iyi böyle tanımlayabilirim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın