resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Shakhtar
Yaş:38
Uyruk:Türkiye
  • 3426
    şu sıralarda kanaltürk'te reha muhtar denen kişinin programında görünmekte olan kaptanımız. çubuklu tosun ve başkanının da bulunduğu bir ortamdaydı yine. tabi futbol dışı hayatı bizi ilgilendirmez ama aynı karede görünmeleri bile beni uyuz etti. belki küstahlık olabilir ama arda, en azından benim için eski arda değil. al işte şimdi de serhat ulueren kişisi boktan yorumlara başladı. gel de sinirlenme mına koyim.

    ekleme : serhat denen kişi halen konuşmakta. ah arda şöyle adamlara bile malzeme veriyosun ya. canın sağolsun. bu arada serhat bende mide bulantısı yaptı. kusmaya gidiyorum.
  • 3431
    lan asalım kurtulalım bu çocuktan neymiş bu yav!! dark aziz buna lan mı demiş, açılışa mı gitmiş,arabasının kapıları yukarı mı açılıyomuş-mış-muş.. aslında arda aziz buna bu lafı derse uçan kafa atması kameramanlarıda falakaya yatırması gerekirdi!!!!
    lan nelerle uğraşıyoruz basına yeni bir sakız daha deli-kuyu meselesi...
  • 3432
    medya'nın kendisini öldürme girişimleri hiç bitmeyecektir. yakaladıkları ilk pozisyonda hep hazır tuttukları mermilerini yine sıkacaklardır. galatasaray taraftarı bu tuzağa düşmemelidir. aziz yıldırım gibi bir kulübün başkanlık seviyesine yükselmiş bir kişinin kahvehane seviyesine inerek galatasaray kaptanına ulan demesi, başkanlık seviyesine çıkmış bir kişinin yükseldiği seviyeden düşmesinden başka bir anlam taşımaz. ona gereken cevabı verecek kişi de galatasaray kulübü başkanı olmalıdır. yok adnan polat gereken tepkiyi göstermezse asıl utanılacak durum o zaman başlar takımımız açısından.
  • 3433
    benim başımı eğmemiş oyuncudur .

    yapmayın etmeyin adamın* biri geliyor "ulan" diyor ne desin arda o an allah aşkına . dönüp "ne diyorsun ya sen kimsin de bana ulan diye hitap ediyorsun?!" falan mı demesini bekledik . reha muhtar çok güzel söyledi o an da gereken cevabı kaç kişi verebilir ki ? saniyenin binde biri anda onu düşünüp hesap soracak adamı ben tanımıyorum bunun için ardayı bi çırpıda harcamak çok ayıp birşey .

    (bkz: biz hala buralardayız)*
  • 3434
    sakatlıktan kurtulduğu şu günlerde yine hakkında yeni spekülasyonlar çıkması ne kadar da tesadüf. (!) maalesef medya galatasaray'ın en büyük kozunu yok etmek için yırtınıyor, sazan taraftarlarımızda her yeme atladıkları gibi buna da atlıyorlar... mehmet topal'ı yuhalayıp ardından valencia'ya gidince maçlarda mehmet topal diye bağıran bir taraftar topluluğunun arda turan'ı yolladıktan sonra ne hallere düşeceği merak konusu.
  • 3437
    erman toroğlu ve program arkadaşlarının rövanş almak istediği kaptanımız. gelmeyin bu oyunlara. bir değil iki değil sürekli aynı şeyi yapıyorlar. arda terbiyesini bozmadı diye kaptanlık mı alınacak bir de? senin delnan başkanın her yerde kakara kikiri yapsı aziz yıldırımla, o da yüz bulur tabi kaptanına lan lun demeye. aziz yıldırım'ın densizliğini konuşmak varken arda'ya sırt çevirmek de nedir? arda hatasız demiyorum. acun, emre, rıdvan vs ne kadar fenerbahçe'nin ön planda ve taraftarın uyuz olduğu insan varsa kanka-abi-kardeş şekilde takılıyor. işlerin bu aşamaya gelmesinin sebebi budur. bunun hangi programda ve nasıl lanse edildiğine dikkat edin. tekrar söylüyorum oyuna gelmeyin. kaptanlık olayını da bu kadar büyütmeyin.

    chelsea kaptanı john terry kendisine sorulan "takımın saha içi liderinin lampard olması seni rahatsız ediyor mu?" sorusuna "frank'in kaptan olmamasının tek sebebi benim ondan önce burda olmamdır, yoksa takımın asıl lideri lampard'dır." şeklinde cevap vermiştir. yani senin saha içi liderin cana, neil, kewell veya ayhan olabilir, kaptanlık semboliktir ve arda'ya verilmiştir. tamamen pazarlama stratejisi ve fiyat artırma yöntemidir. aynısı psv'de affelay için de yapıldı. son hafta nasıl uğurlandığını izledik işte barcelona'ya. sonuç olarak gaza gelmeyin. hele olayları tek taraflı dinleyerek karar vermek yapılacak en büyük hata olur. sabah ola hayrola.
  • 3441
    önümüze atılan her yeme zıplamamamız gerektiğini gösteriyor. açılışa katılmış da, sevgiliyle demeç vermiş de, rakibin başkanı kendisine "ulan" demiş de...

    sahadaki oyuna bakmak gerek. ne çok yaymyam varmış aranızda arkadaş ya, adam yemeye ne kadar meraklıymışsınız. oldu olacak sami yen hazır terk edilmişken eski açık önünde kurşuna dizelim adamı... iyi misiniz ya? sikko sikko meselelerde beş para etmez adamların rövanş alma uğruna yaptığı haysiyetsizliklerin gazına geliyorsunuz.

    erman toroğlu'nun sarhoş olduğu her halinden belli, adam sallıyor, ahmet çakar gündem yaratma peşinde, serhat ulueren'in ne olduğunu zaten biliyoruz. mezar kazıcısı gibi adam. iyi misiniz oğlum? ne yaptığınızın farkında mısınız siz? böyle taraftarları oldukça galatasaray'ın düşmana ihtiyacı yok zaten. bir futbolcuya tepki verecekseniz saha içindeki davranışları yüzünden tepki verin, saha dışı bizi ne ilgilendirir?

    herkes metin oktay, metin oktay demiş. ulan metin oktay'ın sahaya içkili çıkmışlığı var, turgay şeren'le birlikle gündüz kılıç'ın ayağını kaydırdığı söyleniyor. şimdi olsa metin oktay'ı da çarmıha germiştiniz siz. "âlemci futbolcu istemiyoruz" diyenler metin oktay'ı örnek gösteriyor. islam çupi gelsin de rakı masalarını anlatsın... şimdi olsa recm etmiştiniz adamı.

    kısacası arda'ya "ulan" meselesi yüzünden takanların hiçbirinin samimiyetine inanmıyorum. bırakın bu işleri ya da gidin sarhoş sarhoş programa çıkan erman toroğlu'nun çırağı olun.

    edit:

    --- alıntı ---

    kendisine yasak geldiği halde açılışlara katılması ayrı bir konu ama. aziz'e "okkalı" cevap vermediği için gs'lılığı, kaptanlığı sorgulanmış. hayır yani, orada "ben de buradayım lan göt lalesi" demiş olsa en kral galatasaraylı mı olacaktı?

    --- alıntı ---
  • 3442
    ruh hastasi reyting ve rant kavgalarinin aleti olmaktadir. alakali alakasiz her gun bir sekilde haberlerdedir. buna kim sebep oldu? kendimi? ona hazir olmadigini gore gore kaptanlik veren baskan mi, yoksa baskanin kankasi mi bilemem?

    acik bir sekilde linc edilmekten bir media scapegoat kivamina gelen bu 23 yasindaki gencin aklinda kacip kurtulmaktan baska bir sey olacagini sanmiyorum. kendini onun yerine koyan herkes pnun gibi bu opsiyonu dusunecektir. gercekten adnan polat arda'yi kaptan yap tavsiyesini kimden aldi acaba cok merak ediyorum.
  • 3443
    aziz kendisine 'ulan' diye hitap ettiği için sapına kadar suçlu şahıs.
    şimdi çıkıp ' o aziz'in terbiyesizliği' diyen olursa bülent korkmaz da bu takımın kaptanıydı sizce bu herif ona aynı üslupla yaklaşabilir miydi?
    arda ve aziz arasında gereksiz bir samimiyet olduğu aşikar. bu samimiyetin nedenini de çok uzaklarda aramamak lazım, çubuklu tosuna ya da arda'nın diğer kankalarına bakmak yeterli....

    edit: yazım
  • 3444
    $u siralar sözlügü kasitsiz bir $ekilde cok pis gaza getirmektedir. birak sözlügü, dünyanin her yaninda galatasaraylilar tarafindan arda konu$uluyor sanirim. sebebi ise aziz yildirimin samimi hitabi.

    arda aziz yildirimin evladi ya$indadir. o ortamda arda yi görünce ya$ça ve kariyerce büyük olmanin (türkiyenin galatasaray ile birlikte, her ne kadar inkar edilse de, 2. büyük kulübünün ba$kani ve her türlü mafya ile baglantisi olan bir adam) avantajini kullanarak arda ya böyle bir yakla$im göstermi$tir. dikkat edilirse, arda da hic yadirgamami$tir. bu da demektir ki aralarinda bir samimiyet var.

    $imdi size soruyorum. örnegin siz pepsi de dagitim yapan bir elemansiniz, en samimi arkada$iniz da coca cola distribütör ü. görüsmüycekmisiniz onunla?

    ayni ortamda bulunmalari beni de rahatsiz ediyor acikcasi ama kalkipta vay efendim diye atip tutmayi dogru bulmuyorum. kendi kendime diyorum, ulan acaba bu azize, çubuklu tosun sayesinde arda yi ayartmayami cali$iyor. sonra da, yok lan diyorum, arda o, ne i$i var fener le falan..

    bo$una gerilmeyin, hiç bir $ey olmaz, 2. yari arda nin dönü$ü ile cimbom bomba gibi geliyor!
  • 3445
    galatasaray kaptanligini, mahalle esnafi ciddiyetine indirgemis futbolcudur.

    kaptan dedigin adamin bir agirligi, bir nufuzu olur. oyle her gecen naber lan sogan cucuuu diyemez.

    ama unutmamak gerekir ki, saygi hakedilince gorulur. saygiyi hakedecek ne kaptanligini gorduk arda'nin sorarim size. sen surekli ben avrupa'ya gidecegim ccc liverpool cok hosuma gidiyor ccc diye ortada gezersen (evet bana en cok koyan davranisi bu o yuzden hep bunu ornek veriyorum) tabii ki rakip takimin baskani sana saygi gostermez, ensene tokati, gotune parmagi atar.
  • 3446
    aziz yıldırımın bülent korkmaza veya hakan şüküre böyle bir şey dediğini düşünebiliyormusunuz? hayır, çünkü gerçek bir galatasaray kaptanı kendisini böyle bir olayın geçeceği ortama sokmaz, kendisiyle muhatap olan aziz gibi birisine o fırsatı ve ortamı vermez. galatasaray kaptanlığı bir mevkidir ve söylenen bu söz ardaya söylenmekle beraber aslında bu mevkiye gitmiştir. kaptanlık pazubandını takan hiç kimse bu mevkiye aziz yıldırım gibi bir adamın bu tarz sözler söylemesine izin ve-re-mez, verirse o kaptanlık ondan alınır, alınması gerekir.

    ne yazık ki galatasaray kaptanlığı ayaklar altına alınmıştır ve bu olay göründüğünden çok daha önemlidir. kutsal olan herşeyimizi çok iyi korumamız gerekirken, onların değerini ve anlamını unutuyoruz. ruhumuza sahip çıkalım, ve evet eğer bir protesto olacaksa arda bunu haketmiştir.

    bir sözüm de başkan adnan polata; nerde senin o eski çıkışların, hakkımızı savunmaların. bir şey mi içirdiler sana klonunu mu yaptılar neden bu kadar sessizsin, tepkisizsin herşeye? yok mu masaya yumruğunu vuracak bir adam. yok mu takım 9. sırada senin ne işin var gece açılışlarda diyecek. yok mu nedir kardeşim senin bu aziz yıldırımla samimiyetin diyecek?
  • 3447
    o ulan lafını yediği yerde ve zamanda galatasaray futbol takımı kaptanı olarak bulunmadığını düşündüğüm futbolcu. aynı zamanda insandır da. kulübün izninin olmadığı halde açılışa ya da düğüne* gitmiş olması oraya kaptan sıfatıyla gittiği anlamına gelmez. belli ki canı çok istemiş, kişisel bir mesele olarak algılamış gitmiş. e bu adamın emre belözoğluyla da aziz yıldırımla da sivil hayatta görüştüklerini bilmeyenimiz yok, bunun öncülüğünü de adnan polat yapmıştır zaten. e bizim kaptan dediğimiz adam gitmiş oraya kendi aralarında muhtemelen "oğlum, evlat, amca, abi" gibi hitapların döndüğü kişi* ulan demiş, der hatta kameralar yokken emre belözoğluyla neler diyorlardır bunlar birbirine. adam padişah değil ki özel hayatında da "ben galatasaray kaptanıyım ulan" diye bir ağırlığa sahip olsun kimseye ağzını açtırmasın.

    ha kaptanlığı elinden alınabilir, orası ayrı. bana göre kaptan olması, 1 dönem üstüne abi diye hitap ettiğin galatasarayın geleneklerine uyan bir şey değildir gitmek isteyen çocuğu oyalamak için al bak kaptanlık da senin 10 numara da senin diyen galatasaray yönetiminin yanlışıdır. bu yanlışı düzeltmek için yönetim ardanın kaptanlığını alabilir ama kesinlikle ceza olarak değil, kendi yedikleri naneyi düzeltmek için..

    edit: bu arada o ağırlığa sahip olsa, tutup "aziz başkan akıllı konuş önce karşında galatasaray kaptanı var" dese bu sefer ne saygısızlığı kalacak ne polat alemdarlığı kalacaktı. ki kalmadı zamanında unutmayın bu çocuğun insan olduğunu kendi özel hayatı olduğunu gittiği her yerde kaptanlık bandını taşımadığını unutmayın..
  • 3449
    medyanın gazına gelmiş taraftarımızın lincine maruz kalacak olan kaptanımızdır.

    adamlar size hedef gösteriyorlar. aha bak bu arda diyorlar... siz de paşa paşa yutuyorsunuz bu zokayı... protesto edilecek biri varsa o da aziz yıldırım denen şahsın ta kendisidir. arda turan'dan, galatasaray formasından ve galatasaray kaptanlığından özür dilemesi gerekir.

    aziz yıldırım isimli şahıs arda turan'ın babası yaşındadır. babası yaşında birine saygısızlık yapmak galatasaray etiğine yakışmaz. hele ki, haketmediği halde fenerbahçe gibi bir kulübün başkanlığını yaptığı kişiye saygısızlık yapmak olmaz. zira, bu ülkede galatasaray ve fenerbahçe'nin başkanı olmak meclis başkanı olmak kadar önemli bir iştir.

    o yüzden yine her zamanki gibi çok güzel gaza geldik ve arda turan gibi bir adamı harcamak için kolları sıvadık.

    yazıklar olsun size.
  • 3450
    captano birkaç gün evvel blogunda güzel bir yazı yazmıştı. arda'nın kaptanlığı konusunda hangi görüşe sahip olursanız olun okunması gereken bir yazı.

    arda turan'ın galatasaray kaptanı olması konusunda birçok farklı görüş var. özellike arda hakkında birçoğumuzda memnuinyetsizlik hakim. şimdi captano'nun derlemesinden yola çıkarak arda'ya verilen kaptanlığın doğru olduğunu düşünebiliriz, ki yanlış da sayılmaz. hatta arda'ya kaptanlık verilmesi en doğru karardı.

    o günün şartlarında arda'ya kaptanlık verilmesinin başka sebepleri de vardı.

    *arda'yı bir avrupa kulübüne satacak olmamız halinde fiyatı biraz daha yüksekten açmamızı sağlayacaktı,

    *arda'yı takımda bir süre daha tutmak adına gönlünü hoş edecek bir durumdu,

    *her ne kadar arda ben galatasaraylıyım dese de, tanju çolak'ın fenere gitmesi misali, arda'yı da kaybetmek istemedi ''manevi baba'' adnan. zira arda'nın fenere gitmesi demek, adnan polat'ın müthiş bir prestij kaybı anlamına gelir. galatasaray kulübü altyapıdan yetişen oyuncusunu elinden tutamıyosa, başkanı, yönetimi oturduğu koltuğu bırakmalıdır zaten,

    *arda'nın kaptan yapılması altyapıdaki hem mevcut hem de gelecekti futbolculara bir mesaj olacaktı. gerçi uğur uçar da vardı illa ki mesaj verilmesi gerekiyorsa ama arda'nın ulaştığı nokta ve muhtemel avrupa'ya transferi verilmek istenen bu mesajı daha anlamlı kılacaktı,

    bunların yanında;

    *arda'nn içimizden biri olması, senin benim gibi galatasaraylılığı gönülden hissetmesi,

    *efendi ve düzgün kişiliği, iyi bir aileden yetişmiş, kötü alışkanlığı olmayan temiz bir çocuk oluşu,

    *arda'nın galatasaray'ın potansiyel idolü oluşu,

    son olarak da, arda'nın doğru düzgün eğitim almamış, eğitim seviyesi yerlerde gezinen, iki kelimeyi bir araya getirip röportajlarda ne dediği belli olmayan diğer türk futbolculardan pozitif yönde ayrışması.

    dediğim gibi tüm bunları yanyana koyunca arda'nın kaptan yapılması en doğru karar gibi gözüküyor.

    başka takımlarda, avrupada'ki kulüplerde ya da bizden örnek verirsek, misal bir tavşanlı linyitspor'da kaptanlar nasıl seçiliyor? manchester united'da, chealsea de?

    bir takıma kaptan seçmenin çok fazla ölçütü olmaz kanımca. o takımdaki en eski oyuncuyu kaptan yaparsınız çünkü o takımda uzun süre foma giymiştir, bir nezbze de olsa benimsemiştir o takımı, formasını...daha eski olduğundan soyunma odasından tutunda da malzemecisine kadar birçok konuda bilgisi vardır. bir nevi usta-çırak yöntemini devam ettirebilir takım içinde. en azından kulübü tanıyordur, yöneticiler ile teması daha fazladır, bu açıdan yöneticilerin ya da teknik adamın işini kolaylaştırır.

    pek tabi kaptan yapacağınız kişinin biraz da abi rolünde olması gerekir. yol gösteren, gerektiğinde uyaran, liderlik vasıfları olan bir kişiliğe haiz olması beklenir. bunlar kaptalık rolünü layıkıyla yerine getirmesini sağlar.

    yukarıda yazdıklarım galatasaray için ne kadar geçerli? bu genellemelerin yanında işin bir de sarı-kırmızı tarafı var. dikkatli bakarsak her takımın galatasaray gibi geleneklere sahip olmadığını anlarız. bir tarihi ve çeşitli gelenekleri olan kulüp sayısı nispeten azdır.

    günümüz örneklerinde barcelona ajax gibi takımların kaptanlarını kendi bünyelerinden seçmelerinden daha doğal bir anlayış olamaz, tıpkı arda'ya kaptanlık verilmesi gibi.

    şu konuda anlaşalım yukarıda yazdıklarımı etüt edince (en azından kendi adıma söylüyorum) arda'ya kaptanlık verilmesi doğruydu yaşı ne olursa olsun.

    ancak gelinen nokta itibariyle arda'nın bugüne kadar ki kaptanlık, liderlik yöntemi takımı yanlış noktaya getirdi. pek tabi takımın ilk yarı itibariyle eksi averaja sahip olması arda'nın kabahati değil. arda'nın yanlışları başka başka yerlerde.

    arda captano'nun yazısında belirttiği eski kaptanlarımızdan belirgin bir şekilde ayrışıyor. arda efendi olabilir, düzgün bir kişiliğe sahip olabilir ama kimse kusura bakmasın arda takım içinde ağırlığı olan bir kişiliğe sahip değil.

    milli takımın geçtiğimiz yaz amerika kampı vardı. ntvspor, arda ile röportaj yapmıştı. taraftarın sılıklamasından tutunda başka başka konular hakkında sorular yöneltmişti. arda safi gülüyordu o röportajda, mutluydu.

    arda'nın futbolunu değil de, diğer röpotajlarını göz önüne getirin. kameralar önüne çıktığındaki halini bir düşünün. gözünüzü kapatın düşünün lütfen. misal guiza benim aklımda hep o üzgün ve ağlamaklı haliyle hafızamda kalacak. arda ise güler yüzlü haliyle. arda dediğimiz bu yetenekli futbolcu, güler yüzlü sevimli bir kişilik. en azından bende oluşturduğu izlenim bu.

    bir de cüneyt tanman'ı düşünün. o da eski kaptanlarımızdan. ben bu adamın güldüğünü sırıttığını hiç ama hiç görmedim. göz önünde olan ve bilinen diğer kaptanlarımızdan örnek verelim. turgay şeren. kendisi abuk sabuk insanlarla tv'de futbol programı yapmış ve bazı sebeplerden alay konusu olmuş olsa da, bu adamın ciddiyetinden kimse şüphe duyabilir mi? ki kendisi çok genç yaşta galatasaray kaptanı olmuştur.

    ya bülent korkmaz? bayrak adamı nasl hatırlarsınız gözlerinizi kapattığınızda? onu kameralar önünde yeni yeni görmeye başladık, kendisi ile tanışma şansım olmuştu. çok küfürbaz adamdı o zamanlar. artık söylemleri ve ekranlarda anlamsızca gülümsemesi sebebiyle antipatik biri olsa da, kimse onun kaptanlığına laf edemez. o da kaptanlığı özümseyerek yaptı.

    göz ününde herkesin bildiği tanıdığı kaptanları yazmak istedim. misal tugay da kaptanlık pazubandını takmıştır. televole gibi salak bir programın popüler olduğu zamanlarda, tugay'ın eşi birkaç kez gözönüne getirilmeye çalışılmış ama devamı gelmemişti. keza hakan şükür'ün ilk evliliği, torino'ya gidişi, havaalanında eşiyle kavuşmaları filan hep göz önünde olmuş ancak yine, sonrası olmamıştı. kimse bülent korkmaz'ın eşini de bilmez bilse de hatırlamaz.

    arda turan da ise herşey daha başka. arda turan'ı nasıl bilrdiniz desek, futbolu dışında konuşacak çok şey var.
    sayalım bunları;

    *sinema kapatması. bu kimseyi ilgilendirmez açıkçası, yazmış olmaktan dolayı da rahatsızım şimdi. ancak öyle ya da böyle, medya etkisiyle ya da değil bu gündeme geldi.

    *kız arkadaşı. yine kimseyi ilgilendirmez bu. ancak gündeme geldi çok konuşuldu. ister fener medya'sının, ister azize'nin talimatı deyin, ne olursa olsun arda turan kararlı olsaydı bunun da önüne geçilirdi. uzamazdı bu konular. tugay'da da böyle olmuştu devamı gelmedi. arda ise inmiyor magazin sayfalarından neden?

    *erman toroğlu'nun arda'nın sakatlığı hakkında söylediği söz ve sonrasında arda'nın röportaj sırasında gözlerinin dolması ya da ağlaması.

    * takımın avrupa'dan elenmesi sonrasında takım otobüsü ile florya'ya gitmek yerine taksiye binip eve gitmesi. geçenlerde ilovedonut söylemişti yanlış hatırlamıyorsam, evi havaalanına çok yakınmış. anket yapalım bunun için takım otobüsü yerine taksiye binmesi ne kadar doğruymuş diye. sonucun ne çıkacağı belli.

    *2010-2011 sezonu hazırlık kampı sırasında almanya'da oynanan galatasaray-fenerbahçe maçı sonrası takım otobüsünden inip taraftarla tartışması, kavga etmesi, hareket çekmesi, küfür etmesi ya da bunlardan herhangi biri. en azından tartışması...

    * arda turan'ın caner ile antrenmanda kavga etmesi, caner'in dudağın patlatmıştı yanlış anmısamıyorsam.

    şimdi arda turan'ı tekrar düşünün; röportajlarını, mizacını.. dediğim gibi gözümü kapatıp arda turan'ı düşününce sevimli ve güler yüzlü çocuktan başkasını görmüyorum. naçizane arda turan hakkında düşüncem budur. futbolculuğu da beni mest eder, çok severim. iki sene önce kapalı altta maç izlerken tam önümde, 3 kişinin arasından nasıl geçtiğini hala anlamış değilim. o gün rakip sağ kanat oyuncularının içinden geçti sanırsam aklım almıyor çünkü.

    dediğim gibi arda güleryüzlü neşeli biri, elbette güzel böyle olmak yanlış anlaşılmasın. ancak galatasaray kaptanının ciddiyete ihtiyac var. somurtmaya değil. zaman zaman arda'nın sahada somurttuğunu da gördük bir taraftan. misal ben bülent'in yüzünde hep hırs gördüm. istanbul'da bir dortmund maçımız vardı. bülent bir ıska geçti, kaybettik. halbuki çok iyi oynamıştuk o maçta. ama bayrak adam kaybetsek de hiç somurtmuyordu, hep hırslıydı. ne bileyim bu adamın saygın bir duruşu vardı. sevsekm de sevmesek de hakan şükür de öyledir misal. ciddi adamdır, konuşması, hareketleri davranışları. galatasaray gibi bir kulübün kaptanında olması gerekenler vardı onda da... fatih terim başlka bir örnek ciddiyet konusunda.

    arda ne kadar yetenekli olursa olsun işte tam da bu konuda galatasaray kaptanı olmak konusunda yeterli değil.

    ayrıca yukarıda yazdığım olaylar dışında dedikodu da olsa birçok konu vardı geçtiğimiz dönemde. elano'ya pas atmıyor, gibi... maçları sahada izleyen çok kişi bunun böyle olduğunu görüyordu bariz şekilde. bu daha sonra dos santos'a da pas vermiyor'a kadar gitti. 2009-2010 sezonu ikinci yarısında oynanan bir kasımpaşa maçı vardı. hatırlayanlar bilir. arda ve dos santos sahada idi. gio topu ne zaman alsa bmw'nin m5 modeli gibiydi, o kadar iyi hızlanıydu ki, rakip orta sahasını resmen delip geçiyordu. ancak top ne zaman arda'ya gelse yavaşlıyordu takım, haybeye depar atan ise dos santos oluyordu. o maçı 5 gol atıp kazanmıştık ve dos santos en iyi maçını çıkarmıştı. ancak arda'nın pas atmayışı tescillenmişti benim gözümde.

    bunun dışında arda'nın millyetçilik unuyla yoğrulduğunu hepimiz biliyoruz sanırım. kulüp takımlarında bunun hiçbir önemi yoktur ancak bu yabancı düşmanlığına varmamalıdır. sonuçta yaptığınız iş itibariyle milliyetinizden olmayan futbolcularla yanyana ya da karşı karşya mücadele ediyosunuz. medyamız malum yabancı düşmanlığı konusunda alıp başını yürüdü. rıdvan dilmen medyadaki en iyi yorumcu diye yutturuluyor ve arda da bunu yiyorsa, arda'nın da bilinçaltında böyle bir düşünce güttüğünü düşünmemek için hiç bir sebep göremiyorum. ki pas atmıyor gibi düşünceler ortada dolaşıyorken...

    yukarıdaki herşeyi geçtim, benim arda'yı en çok eleştireceğim nokta ise takım içindeki arkadaşlık ortamı.

    iki olayı tasvir edicem. bu iki tasvir arda'nın kaptanlık yapamadığının, asla kaptan olamayacağının ve kaptanlığı bırakmasının göstergesidir nazarımda. naltacaklarım sonunda arda'nın kaptan olmaya en uygun aday olduğunu düşünenler beni ve benim gibi düşünenleri aydınlatsınlar lütfen.

    2009-2010 ve 2010-2011 sezonu hazırlık kampı. altyapıdan genç oyuncular kampa katılmış durumda. bir kaç gün sonra takım içinde geleneksel saç kesme töreni yapılıyor... o görüntüleri izleyenler var mı bilmiyorum ama anlatayım. mustafa sarp, ayhan, emre aşık, sabri, arda karede... diğer yerli oyuncularımız da görünüyor çağlar birinci'den mehmet topal'a kadar. yabancı futbolculardan bir nonda bir de lorik cana şöyle bir görünüyor kayboluyor... peki nerde yabancı futbolcular? milan baros iki senedir takımda nerde?kewell da öyle o da yok. çağlar birinci, ali turan tören alanında, mustafa sarp bile en ön planda ama yabacn futbolcular yoklar...

    soruyorum neden?

    deplasmandaki karpthy lviv maçının ikinci yarısı. ali turan sahada. orta çizgiye yakın sağ kanatta bir mücadele. ali turan'ın kafasına darbe geliyor. öyle sağlam bir tekme değil pozisyon icabı mücadele işte. ali turan yerde birazcık numara yapıyor önce sonra kalkıyor tartışıyor rakip forvet ile. oraya ilk gelen lucas neill, hemen akabinde tartışmaya müdehale eden forma numarası 19. arda turan yok.

    iki tasvir dedim ama üçüncüsünü de yazalım. ankaragücü maçı. gol yiyoruz topu santraya diken isim kim? milan baros. rakip takım oyuncularını, gol sonrası fazla sevinmelerinden, zaman çaldıklarından dolayı hakeme şikayet ediyor bir taraftan. arda turan nerede? üzgün, kafası öne düşmüş, surat bir karış...

    çok ağır olacak bu sözler ama, takımda saç kesmekle kaptanlık yapılmaz. liderlik başka vasıflar içermeli ve bu safi sevimli çocuk olmakla gerçekleşmez. gelinen nokta itibariyle, arda turan'ın galatasaray'a yakışan kaptanlık yapamadığı görüşündeyim. bunları takımın ligde 9. sırada olmasından dolayı yazmıyorum bu arada yanlış anlaşılmasın.

    arda'nın kaptanlığını yeterli görmüyorum. çünkü diyeceğim en temel sebep arkadaşlık ortamını yeterli düzeye ulaştıramaması. ayrıca kaptan olarak ağırlığını da ortaya koyamadı.

    en basitinden servet çetin, rijkaard'ın üzerine yürüdüğünde, arda turan:

    ''ne yaptığını sanıyorsun, geç yerine oyna, o takımın hocası ne derse o olur''

    diyebildi mi?

    peki diyebilir miydi? dese ne olurdu? arda servet ile kavga edebilir miydi? eder miydi?

    mevcut durum itibariyle çözüm, arda turan'ın kaptanlıktan alınması değil. böyle bir durum arda'nın kariyeri açısında kötü olur. her ne olursa olsun arda'nın pırıl pırıl olması gereken kariyeri için bunun yazılmasını istemem. hepimiz arda için böyle isteriz zaten. arda her ne yaparsa yapsın bizim evladımız. yanlış yapsa bile. onu anlamsız bir hırsla eleştirmekle de bir yere varamayız zaten. ancak umarım daha fazla abuk sabuk işlere imza atmaz küçük hakan gibi.

    arda kaptanlıktan alınsın istemem bu işleri daha kötü hale getirir. ama arda turan eğer bu seviyede ya da daha kötü yapacaksa bu kaptanlığı yanındaki lorik cana ya da neill iyi bir alternatif. peki neden?

    klişelerle gitmeyeceğim. lorik cana ve neill her takımda kaptanlık yapmışlar, demek biraz da olsa yanlış. en başta bir takımdaki en eski ve liderlik vasıfları olan kişi kaptan yapılır demiştim. bizim gibi gelenekleri olan kulüplerde bu böyle olmaz tabi. ama olmayacağı anlamına da gelmez. bugüne kadar ki takım kaptanlarımızdan sadece ikisi yabancı oldu. hagi ve popescu bile bu takımın birinci kaptanı olmamıştı captano'nun dediği gibi... şimdi lorik cana ya da neill'ın birinci kaptan olmasını bazılarımız sindirmek istemeyecektir. başka başka eleştiriler de gelebilir bu yüzden.

    her ne kadar lorik cana kaptan olsun desem de şu ahvalde zaten lorik cana ya da lucas neill'in sabri'yi bile ekarte edip kaptan olmaları zor, neredeyse imkansız. gerçekçi olmak gerek.

    arda turan da ayhan da kaptanlığı vermez zaten. ayhan yönetimden böyle bir tavsiye, baskı filan olsa belki verir ama yönetimdekiler, biz almayalım arda kaptanlığı senden, sen kendi rızanla ver deseler de, vermez o pazubandını.

    bu açıdan arda turan ile ayhan takımdan gitmediği müddetçe kaptanların değişmesi çok zor.

    benim temennim arda'nın kaptanlığını yeterli görmesem dei takım kaptanı rolünü yerine getirmesi adına bazı meziyetlerini geliştirmesi ve düzeltmesi.

    ancak görünen köy kılavuz istemez.

    rıdvan, emre belözoğlu ve doğruysa acun gibi kişiliklerle samimiyet kurması arda'yı yüceltmez ancak onların seviyesine indirir. yıllar sonra da arda, rıdvan, emre, sergen yanyana program yaparsa hiç çekilmezler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın