• 103
    yabancı sınırını istemelerinin sebebi hükümet baskısı. napacak başındaki iş adamı? ihalelere baybay diyip vergi memurlarıyla mı uğraşacak. kimsenin türk futbolunu düşündüğü yok... yoksa onlar da biliyor bu kararın yanlış olduğunu.

    siyaset her yere elini kolunu sokarsa olacağı bu. akp'nin içine sıçtığı şeylerden biri futbol.

    eğitim sistemi her gün değişir. sınav tarihleri bile 1 senede 3 kere değişir.
    yargı 3 günde bir değişir.
    sit alanları, infaz kanunu, ihale kanunu, belediye yetkileri... yasalar dakikada bir değişir.
    futbolda değiştirebilecekleri ne varsa 3 günde bir değişir. hayır allahtan fifa, uefa var. yoksa taçı, korneri, golü değiştirecek adamlar.

    işin ironik tarafı her şeyi değiştiren bu adamlar değişime karşı...
  • 105
    maalesef ya tehdit edilerek ya da gönüllü olarak galatasaray'a negatif ayrımcılık yapmaktadırlar. hiç biri ile iyi anlaşmak zorunda değiliz.

    kulüp olarak bonservis ödememe kararı almalıyız. bize gelmek isteyen oyuncular bonservisini kendileri alır ya da sözleşmesinin biteceği sezon bir ilgi görürse uzatmaz. fatih öztürk, oğulcan ve emre kılınç tarzı transferlere devam etmeliyiz.
  • 106
    istanbuldaki birkaç ufak kulüp istisna olmak üzere dört büyükler dışındaki tüm türk kulüplerine verilen isim. birkaç sezondur bize karşı yurtiçi transferde negatif bir yaklaşım var doğru ama bu ilişkiyi sürdürmektense kırmanın yollarını aramalıyız. bir ara fener de ben tek siz hepiniz, 17'ye 1 vb. triplere girmişti ama bu yaklaşım onlara zarar verdi. ali koç'un şirket kozu varsa turkiyenin en büyük kulübünün elinde de bazı kozlar olmalı.
  • 107
    ali koç selefi aziz yıldırım’ın aksine seçildiği ilk günden bu yana anadolu kulüplerini (hatta beşiktaş da dahil) yanına çekip galatasaray’ı yalnızlaştırma yönünde bilinçli ve sistematik bir proje uyguluyor. esasen galatasaray camiası bu konuyu erken farketmiş olmasına rağmen önleme konusunda maalesef aynı oranda başarılı olamadı. fatih hocanın organize ama amatör bir kötülük tanımlaması kesinlikle bu algıya yapılan bir atıftı.

    esasen sivas, rize, malatya, alanyaspor gibi kulüpler zaten eskiden beri yöneticiler bazında fenerbahçe ile yakınlık kurmuş camialardı. ne var ki yukarıdaki girdilerde de isabetli şekilde izah edildiği üzere; ülkedeki ekonomik düzenin de etkisiyle koç ailesinin ve paranın yanında yer almak isteyen kulüplerin bir çoğu takımımıza karşı oluşturulan bu cephenin yanında durarak maddi menfaat (hariçten verilen paralar, sponsorluklar, sözleşmesi biten futbolcu için helallik parası vb) elde etme yarışına dahil oldular. bir anlamda taraf olmayan bertaraf olur sözünü haklı çıkarma yarışına giriştiler.

    üstüne üstlük yazılı ve görsel medyada (hatta bot hesaplar sayesinde sosyal medyada) bu projenin etkin şekilde kampanyası yürütülerek algı operasyonu son sürat devam etti. (tv reklam gelirilerini veren koç grubu olunca) spor kanallarında her muhabir ya da yorumcu kasıtlı olarak galatasarayın etik kurallara uymadığından tutun da hakemlerin galatasarayın rakiplerini doğradığı yönünde algıyı kamuoyu nezdinde iyice oturttular. gelinen noktada beşiktaş fenerbahçe yakınlaşması, ali koç ile ahmet ağaoğlu’nun birlikte gülerek röportaj vermesi, sivas başkanının mhy ile rize başkanın vedat muriqi ve oğulcan çağlayan transferlerindeki tutumları, başakşehirin geçen sezon mevlüt transferinde bize başka, fenere başka uyguladığı davranış biçimi, her maç sonrası aleyhlerine bariz hata olmamasına rağmen iddiası olmayan rakiplerin bile ortalığı yangın yerine çeviren beyanatları göz önüne alındığında bu sistematik projenin başarıya ulaştığını açıkça kabul etmek gerekiyor.

    bu saatten sonra başta yöneticilerimiz olmak üzere; camianın bu konu üzerinde artık ciddi şekilde düşünerek algıyı kırmaya yönelik aynı etkinlikte çalışmalar yürütmesi gereklidir. aksi halde fenerbahçe’nin yıllardır düştüğü yanılgıya düşer ve biz tek, siz hepiniz anlayışıyla onarılmaz hatalar yapabiliriz.
  • 108
    takındıkları tavır bize özel bir tavır değil. 3 büyüklerden hangisi hem ekonomik olarak diğerlerinden iyi olup hem de sportif olarak farkı açmaya başlasa benzer bir tavır takındılar hep. ben o yüzden çok şaşırmıyorum. fenerbahçe'nin bize göre bariz iyi olduğu 2004-2008 arası dönemde servet çetin, emre güngör, necati ateş gibi adamları sudan ucuza almıştık.
  • 109
    para kazandırılmaması gereken kulüplerdir. scout ekibi oturacak çalışacak anadolu kulüplerinden istediğimiz tipte oyuncuları hatta daha iyisini daha ucuza bulup hocanın önüne sunacak. yönetim de bu oyuncuları alıp getirecek. ondan sonra ağzı açık ayran budalası gibi izlesin anadolu kulüpleri ya da gitsinler beşiktaş ve fenerbahçe'ye peşkeş çekmeye devam etsinler oyuncularını.
  • 110
    düşman edinilmemesi gereken kulüplerdir. anadolu kulüplerini düşman edinip kazanabileceğin hiçbir şey yok. gerçekleşmeyen transferler içinde bu kulüpleri suçlamaya gerek yok, sonuçta parayı fazla veren alıyor futbolcuyu. kulüp başkanı veya yöneticisi başka bir takıma maç satıyorsa o zaman tepki gösterilmeli. onun dışında transfer konularında kızgınlık olmamalı. fenerbahçe taraftarı senelerdir bu kulüplere yukarıdan baktı, kazandığı hiçbir şey yok.
  • 111
    özellikle son günlerde birçok anadolu takımının transfer ettiği oyunculara veya adının olabilitesi geçen oyunculara baktığımızda bu yıl daha da zorlu, çetin ve merak ettiğimiz oyuncuları kendi liglerimizde seyredeceğiz gibi.

    14 yabancı bence en çok anadolu kulüplerine yarıyor çünkü yarışmacı takım haline gelebiliyorlar. açıkçası anadolu kulüplerimizin
    çıtayı yükseltmesi hoşuma gidiyor. eskiden 6-7 anadolu deplasmanı zor olurdu artık bu rakam 11-12 lere çıktığını görüyoruz. önümüzdeki sezon yabancı sınırı geldiğinde türk oyuncu oynatma zorunluluğu olumsuz anlamda en çok anadolu kulüplerini vuracaktır.
  • 117
    anadolu kulüplerine sempati duyuyoruz çünkü biz de anadolu’dan geldik ama kardeşim kendi aralarında yaptıkları maçları izlemek işkenceden farksız.

    bugün oynanan denizli spor - konya spor maçına biraz bakayım dedim üzüldüm. bu kadar yavaş, bu kadar pozisyonsuz, bu kadar kalitesiz maç olur mu? tabi ki bazı istisnai maçlar var ama anadolu takımları, büyüklerle oynadığı maçlar dışında kendilerini nadasa çekiyor. türk futbolunun kanayan yaralarından birisi de bu. halbuki bütün maçlarda aynı eforu sarfetme gayretinde olsalar bir gömlek hatta iki gömlek yukarı taşıyacaklar futbollarını. sorun mental yani. bizden bir şey olmaz, kendi aramızda idare edelim, büyük takım maçlarına motive olup kapağı oralara atalım (futbolcular açısından) gerisi ne olursa olsun. bu kafa bu mantalite bizi bir adım ileri taşımaz.

    maalesef...
  • 118
    yabancı kuralı kalktığı günden beri git gide 4 büyüklere yaklaşan kulüpler. eğer bir teknik direktöre inanıp kendilerini menajerlerin kucaklarına bırakmazlarsa başarı yakalamaları çok kolay. hatayspor, karagümrük, alanyaspor, gaziantep örnek verilebilir. son sezonlarda puan bareminin düşük olmasının sebebi bu kulüplerin futbolcu kalitesinin artmasıdır. daha önceden de söyledim, anadolu kulüplerinin yabancı kuralına karşı olması kadar saçma bir durum görmedim hayatımda.
  • 120
    (bkz: anadolu kulüpleri/#3036150)

    anadolu kulüplerini öven bir entry girmiştim. bu haftaki maçlardan sonra fikrim değişti. bu yabancı kuralının kalkmasını iyi değerlendiren kulüpler olsa da çoğunluğunun futbol kulübü olarak bulunması bile israf. doğru dürüst taraftarları yok, futbol oynama dertleri yok. tek gayeleri rastgele çıkıp topa vurmak. bu haftaki oynanan maçlardan antalya*, kayseri*, kasımpaşa* üç takımın da bir amacı yok. sadece demişler siz çıkın sahaya sen sağda dur sen solda dur. gaziantep, hatay, alanya nasıl umut veriyorsa bunlar beni futboldan soğuttu bu hafta.
  • 121
    son yıllarda gerek yönetim bazında gerek camia olarak çoğunluğu ile aramızın iyi olmadığı kulüpler.

    talip olduğumuz hatta kadrolarında düşünmedikleri oyuncularını bile bize vermekten imtina ediyorlar.
    mevlüt erdinç, salih uçan, emre akbaba, vedat muric, irfancan kahveci vs. ilk aklıma gelenler. bunda tabi maddi durumumuzun elverişsiz olması, diğer büyük kulüp yöneticileri tarafından yönlendirilmeleri de etken.

    benim asıl üzüldüğüm nokta ise bu kulüplerin bizi ve yönetimimizi yok sayıp korsan bildirileri yayınlayacak, maç önü veya sonrası bize sallayacak cürette olmaları ve özellikle transfer mevzularında yönetimimiz üstünden dalga geçer gibi hava atmak, prim kasmak derdinde olmaları.(ciner)

    önceki yönetimler olsa (daö hariç) bu kulüpler bizim kapımızda yatardı. bildiri imzalayamaz, bizimle dalga geçer gibi oyuncu saklayamazlardı.
  • 122
    şike tapelerinde fenerbahçenin tahkim ve disiplin kurulları için kullandığı bir tabir vardı. sayılar aklımda değil. 4-3 , 6-1 bizde gibi. fenerbahçe, anadolu kulüplerinin başkanları'na bakıp buna benzer cümle kuruyorlardır. sivasspor, malatyaspor, alanyaspor, kayserispor, rizespor, trabzonspor ilk aklıma gelenlerden.ve hepsinin fenerbahçe ile organik bağları var. bizim aramız onlarla kötü değil, onlar taşeron olmanın görevini layıkıyla yapıyorlar sadece.
  • 123
    anadolu kulupleri son yillarda o kadar igrenc bir sekilde ve siyasi baglantilarla yonetiliyorlar ki, lig yarisinin eskisi gibi sadece 3-4 buyuk kulup arasinda gecmesini ve anadolu kulupleri ile buyuk kuluplerin arasinda daglar kadar kalite, butce, seviye farki olmasini istiyorum. hic yoktan buyuk takimlar daha kaliteli, seviyeli ve avrupada daha basarliydi, anadolu kulupleri de boyle acik acik hadsizlik, cirkeflik yapamiyordu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın