• 524
    son 2 yılın euroleague şampiyonu.

    biralarında bir ara balkon demiri tadı vardı gerçekten ama son seriler fena değil. ben tuborg gold seviyorum, amsterdam seviyorum ama yeni seriler de fena değil ya.

    --- alıntı ---
    adam 11 tane sarı tuborg içiyor bana bir şey olmuyor diyor o. çocuğu götün yiyorsa 3 tane kırmızı iç, 3 tane kırmızı iç. adama ünye köyünde nasıl film çekiyorum bak

    --- alıntı ---

    :(
  • 424
    son maçlarında oynadığı takımlara 3. çeyreklerde adeta havlu attırıyorlar. bu takımların da csk moscova, fenerbahçe, macabi, olimpiakos gibi takımlar olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. açık ara euroligin en iyi oyununu oynuyorlar ve bu oyunu oynarken de hiç zorlanmıyorlar. şampiyonluğu hak eden bir performans gösteriyorlar ve inşallah başaracaklar.
    .
  • 398
    sezona* rezalet giren takım. euroleague'de 1/4 (tek galibiyet ligin en kötü takımı alba berlin'e karşı), yerel ligde 2/2 (biri göt zoruyla türk telekom'a, diğeriyse ligin gidicilerinden ormanspor'a karşı). maçlar kazanılır-kaybedilir, bu kısım çok büyük bir sorun değil, sorun efes'in duruşuyla alakalı. 6 ay öncesine kadar avrupa basketbolunun içinden geçen takım ne oldu da 6 ay sonra 180 derece zıt bir görüntü çizer duruma geldi? 4 maddeyle durumu özetleyebilirim kendi adıma. önem sırasıyla:

    1. mental kırıklık

    bir bina diktiğinizi varsayın. binanın her bir detayına muazzam derece itina göstererek bu işi yapıyorsunuz. sadece kaba inşaat da değil, estetik falan da enfes. 10 katlı olacak binanın 9. katındasınız, hemen hemen her şey bitmiş. ortaya çıkacak olan yapı gıpta edilecek, hayranlıkla izlenecek bir sanat eseri. işte siz tam işin sonuna geldiğiniz sırada devlet baba diyor ki, "burasını sit alanı ilan ettim, binanı yıkıyoruz, sen git binanı başka yere yap". şahsen hayal kırıklığı denen şeyi en üst seviyede yaşar, belli bir süre psikolojik açıdan kendime gelemem. o kadar emek veriyorsun, geceni gündüzüne katıyorsun, her şeyi ama her şeyi en güzel şekliyle yapıyorsun fakat bam! elde var sıfır. insanda şevk mevk kalmaz, üstüne üstlük bunun psikolojik çöküntüsü bir süre de devam eder. efes'in durumu da tam olarak bu; harikanın da ötesinde geçen bir sezon, hedefe ulaşma ihtimali o biçim yüksek lakin birden her şey tepetaklak. işin kötüsü ise sarf edilen emeğin hiçbir şekilde onore edilmemesi; efes'in euroleague'in marka değerine kattıklarının, ligin sonundaki takımların pasifliğiyle aynı potada eritilmesi, yazık. ayrıca efes bu açıdan pandemi sürecinde tek; bayern münih'ten liverpool fc'ye, los angeles lakers'tan burgos'a (fiba şampiyonlar ligi şampiyonu) hemen her hedefe yürüyen takım bir şekilde hedeflere ulaştı, en azından bu imkan ve ortam kendilerine tanındı. efes'in gördüğü muamele bu minvalde içler acısı.

    2. sezon öncesi hazırlık süreci

    genel menajer alper yılmaz'ından koç ergin ataman'ına, teknik ekibinden oyunculara, organizasyon tarihi bir hata yaparak efes'i hazırlık sürecine en geç başlayan takım kalıbına soktu. daha açıklayıcı olmam gerekirse; birçok euroleague ekibinin 6. hatta 7. hazırlık karşılaşmasını oynadığı esnada efes, istanbul'daki tesisinde yeni yeni toplanmaya başlıyordu. buraya şöyle de bir ek yapayım; yeni yeni toplanmaya başlayan oyuncu grubunda da chris singleton, shane larkin (hala yok), vasilije micic gibi adamlar yoktu, 2-3 hafta geç dahil oldular hazırlıklara. mart ayından beri üst düzey rekabetten uzak kalan bir oyuncu grubu nasıl bu kadar geç bir tarihte bir araya getirilir inanılır gibi değil. hayır bir de bahsini ettiğimiz kulüp efes, kusursuz organizasyon yapısı ve profesyonelliği ile nam salmış bir marka. 8 ekim 2020 anadolu efes fenerbahçe basketbol maçında ve 15 ekim 2020 zalgiris kaunas anadolu efes basketbol maçında rakiplerine fiziken ezildiyse efes -ki öyle-, bunun bir numaralı sebebi takımın fizik olarak hiç ama hiç hazır durumda olmamasıdır.

    3. shane larkin

    dönünce efes düzelecek mi? büyük oranda. dönünce efes eski efes olacak mı? hayır. öncelik şunu belirtmem lazım, efes'in külliyen larkin'e bağlı bir takım olduğu fikrine katılmıyorum. larkin, efes bünyesine katıldığı zaman yaklaşık 6-7 ay boyunca yokları oynamıştı, hatırlayan hatırlar. o dönem efes kendisinin yokluğunda gayet iyi bir basketbol oynamış, "artık ben de varım" mesajını vermişti açık açık. larkin'in efes'e katkısı ne mi oldu? larkin'siz efes 10 üzerinden 6-7'lik bir takımdı ise larkin bu skalayı 8-9'lara çekti, oyuncu grubuna seviye atlatan faktör oldu. yani ortada "larkin'siz efes çöp" gibi bir durum hiçbir zaman olmadı geçtiğimiz 2 sezon boyunca. larkin avrupa basketbolunun gördüğü en üst seviye 3-4 kısadan biri hatta belki de birincisi. böyle bir adam var ise kadronuzda bu adam eksenli bir oyuna yönelmeniz son derece doğal. efes'in yaşadığı sıkıntılı durum bunla da ilişkili biraz. an itibarıyla ilk adımı sayesinde rakibini eksiltecek, savunma dengesini bozarak özellikle diplerde boş pozisyon yaratacak oyuncusu yok efes'in. belki rodrigue beaubois fakat onun takım kurgusundaki asıl görevi daha farklı. durum böyle olunca efes hücumları son derece sıkışık, temposuz, yavaş bir portre çiziyor. sofiane feghouli - ryan babel ikilisinin galatasaray futbol takımına yaşattığının bir benzeri diyebiliriz. :( işbu entry'nin gss'ye salındığı günden 10 gün kadar sonra dönüyor larkin. ritmini bulması vs. derken kafadan 1,5-2 ayı var, hem kendisinin hem de takımın. varmak istediğim nokta; aralık sonu-ocak başı dönemine kadar eski efes'i görebileceğimizi düşünmüyorum ne yazık ki. bir de şunu eklemem lazım, yazmazsam olmaz; anadolu sağlık merkezi aka johns hopkins elinin altındayken larkin'i birleşik devletler'den döndürmemek nedir allah aşkına...

    4. ergin hoca ve vasa

    takım hazır değil, başta vasa olmak üzere oyuncular hazır değil; ancak ergin hoca da hiç ama hiç hazır değil. larkin'in olmayışı sebebiyle takım içi rotasyonun komple bozulması belli ki ergin hocayı da ciddi şekilde etkilemiş. vasa'nın müthiş formsuz olduğu bir dönemde buğrahan tuncer'i, erten gazi'yi neredeyse hiç denemiyor oluşu kendi hatasıdır. vasa zaten ritimsizken üstüne bir de o biçim yoruluyor ki bu adamlar iyi bir kamp dönemi de geçirmedi hani, bu gidişle sakatlık makatlık ayağına vasa'yı da kaybedecek hoca, farkında mı bil(e)miyorum.

    avrupa basketbolunun 1 numaralı avrupalı all around baller'ı bana kalırsa vasa. yalnız kendisinin yaz döneminde yaptığı bir hata şu an oyununu tamamen etkilemiş durumda; en az 6-7 kilo fazlayla gelmişti istanbul'a. bunun sebebinin ise kas kasmak olduğunu öğrendim muhtelif kaynaklardan. zamanında aktif basketbol oynarken benim de yaptığım bir hataydı bu, kaslanmak. oyun kurucu ve/veya şutör iseniz orantısız bir adalelenme hali tüm bilek hassasiyetinizi siker atar sevgili sözlükçü dostlar. şahsen benimkini sikip atmıştı, vasa'nınkini de sikip atmış belli ki. şu tweet her şeyin özeti:

    https://twitter.com/.../1316818220549050369

    larkin'in olmadığı bir ortamda vasa'nın kötü oynama hakkı ve şansı yoktu ama damage is done, maalesef.

    efes adına sezon başlangıcının yegane olumlu detayı krunoslav simon. çok fazla yazmıyorum zira nazar değmesinden korkuyorum. bryant dunston da aç başlayanlardan.

    sonuç: efes ritmini bulacak fakat bunun için önünde en az 2 ay olduğunu düşünüyorum. bu süre zarfı ne kadar az kayıpla geçilirse o kadar iyi, elbette. 2019-20 efes'i gibi dominant bir basketbol takımı avrupa basketboluna nadir gelir, dolayısıyla karşılaştırma yapmamak daha iyi olur. lacivert beyazlılar ocak'tan sonra formunu yakalayabilir ve oyunu belli bir seviyenin üstüne çekebilirse ipi göğüsler, bundan eminim. nasıl yani? cska moskova, fc barcelona lassa ve real madrid baloncesto, efes'le birlikte ligin favorilerinden, iyi başlamadılar. özellikle real madrid'in durumu berbat (miadını doldurmuş bir takımdan fazlası değil). bu ekiplere ilaveten olimpia milano da yine bekleneni veremeyecek gibi, en azından ben böyle sezinledim. haliyle efes efes gibi oynamaya başlarsa yol berrak. gidişatı sadece ama sadece kendileri belirleyecek.
  • 515
    taraftarımızın empati yeteneğinin olmadığını gösteren, türk basketbolunun lokomotifi. şirket takımı olmaları deplasman takımına sevecen yaklaşmalarını mı gerektirir? bu yaşananlar fenerbahçe vb. takımlara karşı olsa "helal olsun be, ergin hocammm." gibi entryler girilirdi.

    hangi takımın taraftarı olduğu fark etmeksizin, basketbolu türkiye'ye sevdiren kulüptür benim gözümde.
  • 389
    geçtiğimiz sezonların aksine yeni transfer dönemine sessiz mi sessiz giren organizasyon. planlamayı sezon biter bitmez yapmak, transferde geç kalmamak efes organizasyonunun alametifarikalarındandır. bu sefer ise durum daha başka. bütçe anlamında devasa bir belirsizlik hali olmadığını biliyorum, birtakım tasarruflara gidilecek elbette ama bu öyle %50'ler olmayacak. e o zaman ne bekleniyor? cevap için:

    (bkz: shane larkin vasilije micic ikilisi)

    her iki oyuncunun da kontratı devam ediyor ancak nba çıkış maddeleri mevcut ikisinin sözleşmesinde de. oyuncuların çıkış haklarını kullanıp kullanmayacaklarını temmuz'un 31'ine kadar bildirmeleri gerekiyor yönetime. bildirirler mi? 2 gün önce bu soruyu kendime sorsaydım "%75+ bildirirler" derdim; ancak dün itibarıyla nba'in şimdisi ve geleceği netleşince düşüncem değişti. nba sezonu 31 temmuz'da kaldığı noktadan devam edecek, yeni sezon* ise 1 aralık'ta başlayacak. shane'le vasa'nın nba tercihini kullanması demek bu oyuncuların tamı tamına 9,5 ay boyunca maç yapmamış olmayı göze almaları demek. bu kadar uzun bir süre üst seviye rekabetten uzak kalmak shane için de vasa için de ciddi risk. olay sadece bu ikilinin tercihleriyle de alakalı değil tabii, bakalım nba takımları bu oyuncuların uzun süre basketboldan uzak kalmış olmalarını tolere eder bir fikir birliği içerisinde olacaklar mı? ilaveten 2021'e ertelenen tokyo 2020 de var; shane vatandaşı olduğu türkiye'yle, vasa ülkesi sırbistan'la tokyo 2020'de olmak isteyecektir ki bunun için de olabildiğince hazır olmalılar. bu faktör biraz daha yan faktör gibi kalıyor elbette. kısacası efes, larkin'le micic'i bekliyor.

    6 oyuncunun sözleşmesi bitti; alec peters, buğrahan tuncer, james anderson, rodrigue beaubois, sertaç şanlı ve tibor pleiss. 2 oyuncu için ise 1 yıllık opsiyon mevcut ve bu opsiyonlar kulübün inisiyatifinde; chris singleton ve tolga geçim. efes'in buğrahan'la, sertaç'la ve tibor'la yeni sözleşme yapacağını düşünüyorum. chris'in +1'lik opsiyonunu da çok yüksek ihtimalle kullanacaklar. alec (banko), james ve tolga gidici, bobua muamma. ek bir bilgi: krunoslav simon birkaç gün önce superbasket'e verdiği röportajda, "kulübün sözleşmemi 1 yıl daha yenileme hakkı var ancak bunu 30 haziran'a kadar yapmalılar. dolayısıyla şu anda kimse ne olacağını kesin olarak söyleyemez." şeklinde bir söylemde bulunmuştu. ben kruno'nun sözleşmesinin opsiyonsuz olarak 2021 sonunda biteceğini biliyor(d)um.

    https://www.anadoluefessk.org/...mon-ile-iki-yil-daha

    kim gelecek?

    genel menajer alper yılmaz yabancı sayısını 10'dan 8'e hatta 7'ye düşürmek istediklerini söylemişti 10 gün kadar önce. shane'in kalması halinde yerli statüsünde oynayacağını hesaba katarsak efes'in 2 yabancı hamle hakkı var. bunlardan biri muhtemelen* ryan broekhoff'a gidecek, diğeri ise sürpriz. :( yerli olarak da bir şehmus hazer beklentim var efes'ten ama bakalım.

    shane'le vasa'nın takımda kaldığı senaryoda gerçekleşecek olanlar üç aşağı beş yukarı bundan ibaret. efes'in yolu berrak bir anlamda. amma velakin bu ikili ayrılırsa ya da en azından biri nba hakkını kullanırsa her şey bambaşka olur.
  • 549
    fenerbahçe'ye koyanlar unutulmaz.

    fanatik fenerli fenerbahçe'nin anadolu efes'i bitirme projesi olan erdem can'ı gönderdikten sonra doğru yola girdiler. ha umrumuzda mı? evet. fenerbahçe'yi yendikleri sürece dikkate alabiliriz.

    (bkz: 8 nisan 2024 fenerbahçe anadolu efes basketbol maçı)

    yalnız dikkat etsinler biraz daha yenerlerse genç takımla maça çıkmaya başlarlar.
  • 550
    tomislav mijatovic'le devam etmeyip xavi pascual overrated'ı ile söz keserlerse büyük hata ederler.

    oyuncu grubu* tomislav'la sağlam bağ kurdu, epey iyi toparladılar son 2 ayda. sezon sonu yapmaları gereken şey shane larkin'i takımda tutmak ve will clyburn'le kontrat uzatmamak. aynı şekilde dümdüz 4-5 yabancıya sahipler, bir an önce kurtulmaları lazım. yerlerine 2-3 has adam yeterli olur.
  • 441
    euroleague 2020-21 sezonunda final four'a olabilecek en iyi şekilde yükselmiş takım. çeyrek final serisinde eğer real madrid'i süpürseydi bu kadar umutlu olmazdım. tabii ki bu durum istenen şekilde olmadı fakat, olay bittikten sonra en iyisi oldu diyebilirim kendi açımdan.

    öncelikle anadolu efes oyuncuları kendilerinin dokunulmaz ya da yenilmez olduğu yargısından kurtuldu. ispanya'daki iki maçı da rakibin geriden gelerek kazanması oyunculara bu seviyelerde disiplini elden bırakmamak gerektiğini açıkça gösterdi.

    4 mayıs 2021 anadolu efes real madrid basketbol maçı'nın yani serinin 5. maçının da son anlarda kazanılması da takıma son dakikaları oynayabilme, eğer son dakikalarda başa baş kalırsak ne yaparız stresini erkende yaşama fırsatı doğurdu. bununla da başa çıktıkları görmek oyuncular için ayrı bir özgüven oluşturacaktır.

    yine 4 mayıs 2021 anadolu efes real madrid basketbol maçı, final four maçı gibiydi. kazanırsan devam, kaybedersen evine dön. bu havayı da real madrid gibi tecrübeli bir ekip karşısında vermeleri çok yerinde oldu.

    yine 4 mayıs 2021 anadolu efes real madrid basketbol maçı'nda takımın en önemli oyuncusu shane larkin'den son periyodun belirli kısmı hariç neredeyse hiç fayda alamamışken singleton ve simon'u oyuna dahil edip, maçı kazanmak, final four için önemliydi. oyuncular birileri kötü olduğu zaman, daha güvenli şekilde şut tercihinde bulunabilirler. aynı zamanda uzunlardan da neredeyse katkı alınamadı. tibor da en azından kendisini daha hazır hissedip final four'da yine acil durumda kullanılabilir olduğunu gösterdi.

    uzun lafın kısası, yol biraz yorucu oldu ama sonuç olarak olabilecek en iyi şekilde oldu. hem oyuncular, hem teknik ekip için daha iyi final four'a hazırlanma fırsatı olmazdı.

    umarım kupayı kazanırlar.
  • 238
    futbol endüstrisinden tonla para kaldıran bir camianın taraftarlarınca eleştirilmesi doğru değildir. anadolu efes yalnızca bir basketbol takımıdır ve doğal olarak kendini finanse edebilmek için sponsora ihtiyaç duyuyor. anadolu grubunun takımı olmasının yanlış bir tarafı yok, eleştirilecek bir yanı da. galatasaray camiası, doğru yönetilecek kaynaklarıyla, anadolu grubu'nun efes'e yaptığı yardımdan çok daha fazlasını basketbol branşına aktarabilecekken, gelip burada antin kuntin "ama arkalarında sponsor var" demeyin. adamların arkasında sponsor var ancak camia yok.

    inkar etmiyorum, bana basketbolu sevdiren nba'de utah jazz, bu tarafta da efes'tir. o yüzden efes'in maçlarına gider, basketbolda onları desteklerim. evet insanlar bu tutumuma kıl oluyor, burada da buna kıl olanlar olabilir. basketbolda, iğrenç futbol taraftarlığının hüküm sürmesine karşıyım. o "üstten bakıyor" dediğiniz taraftarlar en azından tribünde tekbir çekip savaş ortamı yaratmıyor, adam insan gibi desteğini veriyorlar. futbol maçlarına gitmeye devam ettikçe, basketbolda efes'e olan sevgim de orantılı olarak artacak. bunun nedenini başarıda, parada değil, o iğrenç düşük seviyeli barbar tribün zihniyetinde arayın.
  • 394
    basiretsiz ve bir o kadar korkak, tırsak türkiye basketbol federasyonunun; para harcayacak diye ödü kopan euroleague yönetiminin kurbanı olan türk basketbol devi.

    hidayet türkoğlu "biz avrupa'nın en iyi iki liginden biriyiz" komedisini dillendiredursun, adamlar*** her türlü önlemi alarak liglerini yeniden modelleyip rekabeti çatır çatır devam ettirdiler, ettiriyorlar. euroleague yönetiminde ise bok gibi para var ama sorumluluk alacak yürek yok. basketbolu biraz düşünseler şu işi bir şekilde yeniden organize edip sezonu sonuca bağlayabilirlerdi. her takım uygun değil mi? o zaman o takımlara feragatname tarzı bir şey imzalatılırdı ve yola, devam etmek isteyen takımlarla (efes dahil 7 takım istiyordu) devam edilirdi.

    ergin ataman o kadar haklı ki:

    --- alıntı ---

    ispanya basketbol ligi (acb) muhteşem bir final maçı ile sonlandı ve barcelona'yı 69-67 yenen baskonia şampiyon oldu. benim gibi bu maçı izlerken vicdanı sızlayanlar oldu mu acaba? tebrikler baskonia, tebrikler barcelona. tabii ki en büyük tebrik ise geri adım atmadan ülkede basketbol heyecanını son saniyeye kadar yaşatan acb organizasyonuna.

    --- alıntı ---

    https://www.eurohoops.net/...sizlayanlar-oldu-mu/
  • 341
    ergin hocam sanırım bu sene istediği o kupayı kazanacak. asvel gibi zor deplasmanı kayıpsız geçip bir de milano gibi dişli bir ekibi maç boyu takiplerine rağmen yenmek bazı şeyleri ortaya koyuyor.

    umuyorum hocam istediğini alır, hem güzel efes ülkemize bu büyük başarıyı kazandırır hem de görece düşük bütçeyle...

    yürüyedur ergin hocam, yürüyedur efes!
  • 366
    son 9 euroleague maçını kazanan takım, bunların arasında; cska, madrid ve barca deplasmanları da var. bu maçların hiçbirinde dunston yok, moerman çoğunda yok, micic de yarısına yakınında yok.

    micic sakatlıktan çok iyi döndü, moerman savunmada eskiye dönüş sinyalleri verdi, dunston da umarım iyi döner, işte efes o zaman bir tık daha yukarı çıkar. çok keyif veriyorlar, yürüyedursunlar.
  • 343
    şu an avrupa'nın en formda takımı.
    sadece euroleague'in puan olarak zirvesinde olmakla kalmayıp, oyun olarak da avrupa'nın izlemesi en keyifli ve en dominant oyununu oynamaya başladıar.
    sahada kim olursa olsun tıkır tıkır işleyen bir sistemleri var ve euroleague'in en iyi oyuncusuna sahipler (bkz: shane larkin)
    bu sezon takım sağlıklı kalırsa euroleague'i kazanmaları ihtimali hiç de uzak değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın