• 478
    yaşasaydı bugün doğum gününü kutkayacaktık. iyi ki doğmuşsun abi keşke çıkıp şaka desen... nurlar içinde uyu.

    alpaslan abiyi bilmeyen galatasaraylı yoktur neredeyse ama okumayan varsa eşi suna hanımdan birkaç yıl önce yazılmış bir metin.

    --- alıntı ---

    sene 1985...
    fenerbahçe şampiyonluğu için fenerbahçe'de, fenerbahçe lisesinde okuyan,fenerbahçe de yaşayan henüz liseli bir kız var lise ikide mi ne okuyor henüz, üzerinde sarı lacivert forma arkadaşlarınla sözde şampiyonluk kutluyor...
    belvü cafe de otururken, karşılarında aniden duran arabadan birkaç asık suratlı genç iniyor. ilgilenmiyor kız. içlerinden biri masaya yanaşıp, tanıdığı ortak arkadaşınla selamlaşıyor, masaya gelip kızın karşısına oturuyor. selamlaşma faslı sonrası masadakilerin hepsi fenerli olmasına rağmen bu genç fenere saydırıp duruyor, kız da "bu deli'nin burada işi ne ki!" diye içinden geçiriyor. bir şekil sohbet başlıyor, yakışıklı biri yemyeşil gözler, kız tom cruise fanatiği, birden bire çocuğun havasını ona benzetiyor
    sohbet sardı mı ne birden! ilk gözleminde tuhaf bir galatasaraylı olduğunu düşündüğü bu kişi birden gözünde tom cruise oluyor. bu güzel başlayan hikayenin sonu 2008 eylül'e kadar devam ediyor. sözde fenerli bu kız, yürekten özde galatasaray'lı oluyor
    oysa bu tanışma hikayesini birilerine anlatınca önce bana kızardın, sonrada gülerdik şimdi
    değerli kardeşlerimize anlatıyorum...
    seninle takım tutmanın ilk kez ne demek olduğunu anlamıştım.ilk kez bir takımın tarihini, futbolcular kimdir nedir öğrenmiş etkilenmiştim. ! o kadar çok sarı kırmızı anımız olmuştu ki beraber büyürken. çünkü ben yürekten galatasaraylı olmuştum artık...
    sensiz; 20 aralıklar yokluğun ve varlığın birbirine karışmış şekilde geçiyor, tam hayatımızı oturttuğumuzda mutluluk içindeyken bazen nazara geldik düşüncesindeyim. mükemmel bir ilişkiyi, doğrular ve yanlişlardan geçip oturtmuşken dağılmıştı hayatımız. ikinci çocuğu düşünüyorduk herşeyimiz mükemmeldi, bir dediğim iki olmazdı sen de, şımartan, sahiplenen, güvenen eştin, ellerinle besler, kapı çalınca kim o dediğimde babanız derdin....
    mükemmel eştin, mükemmel babaydın...
    tabiki kızdın mı parlıyordun, ama saman aleviydin, bende atarlıydım, karadeniz damarımı attırma derdim gülerdin, koca orduya laf geçirir ah bu yok mu bu derdin.belki de o yönümü seviyordun, neydi adım dediğim dediks )) hatta kızınca az mı dedim git ali sami yen de kal diye....
    gerçek sevgiydik, karşılıksız iyi kötü günde birbirinin yanında, hayat sınavlarından el ele kenetlenip çıkan. yaşarken insan tam anlasa da meğer anlamıyormuş elindeki değeri, sonradan çevremiz veya genel ilişkilere bakınca ne çok şanlı olduğumuzu daha çok anladım, çünkü biz herşeyden çok önce, herşeyi paylaşabilen iyi iki dosttuk...
    kader buymuş, dünya hiç kimseye sonsuz değil, ama işte keşke keşke 40 lı yaşları seninle yaşasaydım hak etmiştik bunu, gerçi bizim farkımız ne ki vakit gelince emir büyük yerden...
    geçen gün kötüleştim, acilden gidip ameliyat oldum, daha evvel alman hastanesinde olmuştum sen varken ve orada yaşadığımız anımız tüm güzelliğinle orada gece gözümde canlandı bana o koca koca camlı oda da kar manzarasıyla beraber ne güzel anılar bırakmıştın, süprizler yapıp çocuk gibi sevindirmiştin. gözümde canlandı sabaha kadar hastanede yatarken o yaşadığımız güzel anlar, persembe sabahı ameliyat'a alırlarken nasıl bir etkilenmişsem, birden bire narkozcuya ağlayıp senden bahsetmeye başladım,adam hemen uykuya yolladı beni, nereden bilecek ki öyle zamanlarda elimi hiç bırakmadığını ve geceden beri orada yatarken bunlari düşünüp o anımızla mutlu olup teselli olduğumu... seninle kazadan 7 saat evvel gittiğimiz yerdi bu hastahane yine 2. kat... belki onunda etkisi olan narkozcuya oldu çattık demiştir içinden...
    bazen insan çocuklaşabiliyor ve en sevdiğinden güç almak istiyor öyle anlarda...
    dik durduğum kadar, acım her an taze, kah mutlu, kah karışık ruh hali, hem kabullenmiş hem büyük özlem sana doğru. başardım ama sağlığım bazı başarılarımı engelledi, korkum yok hayata, bir ara kopmuştum çünkü, oda iyi oldu, hayati ve insanlari tanıdım...
    biz çok iyiyiz buda senin için en güzel hediye olsun doğumgünün de...kendimiz ayaktayız çok şükür. dolu dolu sevenin senden bize kalan en güzel hediye, can kardeşlerimiz var, çoğu bildiğin, çoğu seni tanımadan seven, senin sevginle yolunda giden, bize en güzel hediye olan karşılıksız sevgileriyle...
    dünya'da ardından büyük bir sevgi ve saygı seli bırakmaktan daha çok, bir insan daha ne isteyebilir ki?
    kaç kişiye nasip olur ki bu güzellik. işte bu bizim acımızın en büyük tesellisi, seni seven kalpler...
    hepsine sonsuz minnettarız var olsunlar....
    sosyal medya da özel şeyler yazmayı sevmem, bunlar samimi ve anında düşünülmeden içten duygularım, sizlerle paylaşmak istedim eşimin doğum gününde, iyiki varsınız yüreğiyle yanımızda olan güzel insanlar...
    iyiki doğdun alpaslanim

    --- alıntı ---
  • 481
    ölümünün üzerinden bir sene daha geçmiş olan abimiz. verdiği eforun hesabı tutulamayan, yeri kolay kolay doldurulamayan insanlardı...

    hala daha onun tek başına yaptığı işleri 2-3 kişi çok büyük eforla halledebiliyor...

    istanbul'da yaşayan taraftar için, kendi arkadaş çevresi ve "tribüncü" kadro harici pek bir anlam ifade etmemesi normaldir. ancak istanbul dışında yaşayan taraftar, en ultraslan düşmanı dahil, bugün bir şekilde onun açtığı yollardan kanallardan bir şekilde geçmektedir günlük hayatında.

    ruhun şad olsun...
  • 486
    ankara tayfası olarak kendisini ankara ve diğer deplasmanlarda gördüğümüz zaman biraz şımarıp taşkınlık yapardık, eğlenirdik. "lan oğlum durun yapmayın, sakin olun" diye bizi yatıştırırdı. biletsiz istanbul'a gittiğimiz zaman bizi ali sami yen stadı'nda maça alırdı ama önce çalıştırırdı. bi ramazan ayında oruçluyuz, ankara'dan istanbul'a maça gitmişiz, biletimiz yok, bize iftar kumanyalarını emanet etti, kapalı tribünde millete dağıttık, sonra maçı izledik.

    allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun.

    geçen ayın başında entübe edilip, yoğun bakımda 2 hafta direnebilen sonra vefat eden, ankara gs tribün abilerinden alp büyükkuşoğlu abimizi de bu vesileyle anıyorum. allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun.

    https://x.com/ultrAslan/status/1780148472387187080

    24. şampiyonluk kendilerine de hediye olsun.

    alp abi, alpaslan abinin bize göre sağında. fotoğraf, kulübün 100. yılı anıtkabir ziyaretinden.

    https://gss.gs/4zr.jpg
  • 489
    aramızdan ayrılalı tam 16 sene olmuş… ruhun şad olsun büyük galatasaray'lı alpaslan dikmen!

    “yıllar yılı hiç bıkmadın,
    büyük bir aşkla bağlandın,
    yeri geldi sabahladın,
    bütün ömrünü harcadın.
    şimdi söyle nerdesin sen,
    oldu mu bırakıp gitmen?
    keşke çıkıp şaka desen,
    ne olur alpaslan dikmen!”

    https://www.instagram.com/p/CcPnZcgrnYl/

    https://www.instagram.com/p/Cpp15Aho2ew/

    https://www.instagram.com/p/CWFuyktlv56/

    https://www.instagram.com/p/CTkugotLmjh/

    https://www.instagram.com/p/CRmVqiqLFvM/

    https://www.instagram.com/p/CVllNi2Lap0/
  • 492
    ultraslan ilk kurulduğunda kendisiyle tanışmış olduğum güzel insan. kendisinin verdiği ultraslan kartı hala eski evimizdeki odamda duruyor. o zamanlar mecidiyeköy semalarındaydık ve ultraslan ilk başlarda bambaşkaydı. kurucumuz ali sami yen'in eşi fahriye yen'i ziyaret etmiştik ve daha nice organizasyonlar yapılıyordu. çok güzel anılar biriktirdim kendisi sayesinde, ali sami yen kapalısı başka bir güzeldi o zamanlar...keşke çıkıp şaka desen..huzur içinde uyu, ruhu şad olsun.

    https://x.com/.../1839560864845750753
  • 495
    "sivilize" taraftarın bugün hayatın her alanında sahip olduğu imkanların neredeyse %95'inin mimarı olan kişi. o güzel bestede dedikleri gibi bir süpermen edasıyla ilmek ilmek bu örgütlenmeyi kurup bu kadar güçlü bağları kurmasaydı, bugün "hakkımız ulan bu bizim" diyerek hoyratça yaptığımız pek çok şeyi bu kadar kolay yapamazdık.

    zamanla uzayan mesafeler gibi, yıllar geçtikçe ortaya daha alternatif alpaslan dikmen hikayeleri çıkıyor ve alpaslan dikmen "persona"ları yaratılıyor. onun o devirde, o imkanlarla tek başına göğüslediği şeyleri aradan geçen 16 yılda ne tek başına, ne de ekip halinde aynı oranda göğüsleyebilen çıkmadı.

    o hayatını kaybettiğinde kendini bilemeyecek yaşta olanlar hatta daha doğmamış olanlar bile çıkıp "alpaslan abi yaşasaydı tribün böyle olmazdı" diyebiliyor mesela. bazen, özellikle kamuoyunda ultraslan aleyhine bir tepki doğduğunda ortaya atılan ve çok da tutan bir söylem...

    öyle bir konumu yoktu, öyle bir gücü de yoktu. öyle bir niyeti de yoktu.

    alpaslan dikmen de bu tribünün neferlerinden, isimsiz kahramanlarından biriydi. bu hiyerarşinin içinden gelen, ona saygı duyan biriydi. çıkıp da tayfa kavramına ya da "reis"e kafa tutacak, karşısında duracak ya da hakir görecek biri değildi.

    onu eşsiz kılan ve gittiğinden beri aynı oranda becerilemeyen özelliği müthiş bir köprü olmasıydı. bunu da ortayolculuk gibi bir algılayıp negatifleştirmenin alemi yok. hayatta bir araya gelmeyecek, gelse kalamayacak, kalsa birbirine girmeden duramayacak kişileri/grupları yan yana getirebiliyordu. bunu da zoraki değil samimi bir şekilde tesis etmeyi başarıyordu.

    arada sıkıntılar olmuyor muydu, elbette oluyordu. bugün artık aşırı sivilize taraftarın bile bildiği şeyler o günlerde de yaşanmıyor muydu, elbette yaşanıyordu. ancak onun mahareti, fedakarlığı ve süpermenliği buralardaydı işte. bir şekilde ipler kopma noktasına gelmiyordu. alpaslan abi, tribündeki alpaslan olmaktan çıkıp da alpaslan abi olduğundan beri bunu başarıyordu işte...

    onun vefatından 3 sene bile geçmeden tribündeki alt grup olayının bitirildi mesela. ki bu sürenin içinde, vefatı sebebiyle yaşanan matemin yol açtığı durgunluk ve eylemsizlikle geçen zamanlar da var. o dönemler ultraslan'daki "görev tanımı" genel koordinatör idi. vefatından sonra kısa süreler içerisinde pek çok isim denedi bu görevi devam ettirmeyi, hatta ekip olarak idare edilmesi bile denendi. sanırım en uzun süre bu işe devam edebileni bile dört mevsimi tamamlayamadı.

    en son haliyle sanırım onun yaptığı işi üç dört kişi omuzlayabiliyor. ki onların da altında, aynı işi küçük ölçekte "sorumluluk sahası"nda yapan isimler var ve hali hazırda artık kökleşmiş bir teşkilat şeması(!) dahilinde yapılıyor...

    bunu, o dönemin şimdiye göre kısıtlı iletişim kaynaklarıyla tek başına yapıyordu. hem de olmayan bir teşkilat şemasını sıfırdan oluşturarak...

    işte bu yönüyle süpermen gibiydi rahmetli.

    kurucularından olduğu ultraslan çok eleştirilse de bugün hepimiz, ultraslan'a sallarken/sallayabiliyorken bile, onun açtığı yolun bize sağladığı imkanları kullanıp taraftarlığımızı yaşayabiliyoruz. türk tribünlerinde bugün deprem yardımlarından kan bağışı kampanyalarına, kütüphane açmaktan huzurevi ziyaretine kadar binbir türlü sosyal konuda da yaşanabiliyorsa; bu değişimin başladığı yerde işin başında olanlardan belki de birincisiydi.

    doğum günü kutlu olsun...

    doğum günü vesilesiyle böyle bir video hazırlanmış. yüz yüze olmasa da ismen ve eşgalen tanıdığımız bazı insanları yıllar sonra görüp "liseden 15 sene sonra ocakbaşında toplanmış" duygusallığı yaşamak bile onun bize bıraktığı bir miras işte...

    https://x.com/...YRMauaBGbpQ&s=19
  • 496
    eğer hayatta olsaydı; son haftalarda galatasaray'a karşı yürütülen sistematik savaşa karşı ön cephede savaşırdı, biz de peşindeyiz deyip takip ederdik kendisini. ultraslan tff'ye protesto yürüyüşü yapmaktan aciz, twit atmaktan aciz, yurtta ve cihanda karaborsanın dibine vuruyor.

    alpaslan abinin eksikliğini çok hissediyoruz. mekanı cennet olsun. tanıştığım en güzel galatasaraylı.
  • 497
    ultraslan kurucusu, güzel insan. kendisinin ultraslan ilk kurulduğu vakitler yaptığı organizasyonlardan en özeli fahriye yen organizasyonlarıydı. sayesinde çok güzel insanlar tanıdım. hâlâ eminim tribünlerde olanlar, yürüyedur olayından sonra kapalıya küsenler (bu başka bir yazının konusu tabi bilenler bilir ek: (bkz: #4197754) veya tamamen tribünden emekli olup hayat koşuşturmasına devam edenler vardır fakat şuna eminim ki benim gibi hiçbirinin galatasaray aşkı bitmemiştir. kendisinin payı çok büyüktür, tekrar ve tekrar ruhu şad olsun.

    (bkz: #4197572)

    edit: ekleme ve düzeltme.
  • 499
    mekanın cennet olsun abi, halatı kalanlarla hep birlikte çekmeye devam edeceğiz.

    --- alıntı ---

    yıllar yılı hiç bıkmadın
    büyük bir aşkla bağlandın
    yeri geldi sabahladın
    bütün ömrünü harcadın
    şimdi söyle ner'desin sen?
    oldu mu bırakıp gitmen?
    keşke çıkıp "şaka" desen
    ne olur alpaslan dikmen

    --- alıntı ---

    https://youtu.be/SBthYV9kKOk?si=ThKi0JWfdncKLBMl
App Store'dan indirin Google Play'den alın