resim
Adnan Polat
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 3504
    kendisinin galatasaray'a, aziz yıldırım'dan daha fazla faydası olmamıştır.

    milyon dolarlara sattıkları ali sami yen arazisinn üstüne türk telekom arena'yı bize lütufmuş gibi gösteren, stadın yollarında iki haftada bir gelmişini, geçmişini andığım zaat. kendisinin galatasaray'ı düşürdüğü duruma, dursun özbek dahi düşürmemiştir. çok nazik bir şekilde gönderilmiştir. yargılanmada dahil, her türlü mahkemenin önünün açılması gereklidir. neden mi?

    2010-2011 sezonunda dönen şikeyi bilmeme ihtimali sizce var mı? ligi 8. sırada bitirdiğimiz sezonda, önümüzdeki fenerbahçe, beşiktaş, eskişehirspor, gaziantepspor, trabzonspor'un ismi şikeye karışmıştır. bu zaat-ı muhterem hesap sormak yerine kankası aziz yıldırım'ı kanatları altına almış, adeta şov yapmıştır. şimdi soruyorum bu arkadaşa. kankan aziz yıldırım'a sahip çıktığın kadar, camianın efsanesi fatih terim'e neden sahip çıkmıyorsun. kişisel kavgaların yüzünden mi? şike yapınca, galatasaray'ın haklarını gözetmeyen adam, kendi kavgaları yüzünden hocaya demediğini bırakmayacak bir insan. egoist, iş bilmez, yalaka, ne olduğu belirsiz bir adamsın.

    galatasaray'da bir çivi çakmış herkese dua ederim. dursun özbek'te dahil. ama bu arkadaş bu dünyada cezasını çekmezse, öbür dünyada iki elim yakasında. galatasaray'ı düşürdüğün durumların binlerce katını sen yaşarsın umarım.
  • 3505
    kendisiyle fotoğrafımın olduğu ibra edilmemiş eski galatasaray başkanı.

    anısı da enteresandır, anlatayım.

    19 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı. türk telekom arenanın ilk derbisi.
    gitmesek olur mu? olmaz.

    çorum'dan kalkım gecenin bir yarısı yola düştüm otobüste. yanımda bir arkadaş da vardı. gittim önce mecidiyeköy'e, stad yıkımı yanlış hatırlamıyorsam başlamamıştı. önünde bir fotoğraf çektirmesek olmaz. *

    https://scontent.fesb3-2.fna.fbcdn.net/...3f1d&oe=5EA2FF44

    şimdilerde anlıyorum bunun ne kadar kıymetli olduğunu bir fotoğraf olarak. hey gidi sami yen be.

    sonrası standart, nevizade'de biraz kafa çekip feneri güzel güzel anmalar falan. ebedi dostluk sonuçta. *

    stada geçtim peşine. bilet bulduğum yer locaların önündeki sıralar. yani ne alt tribündeyim ne üst. tam arada. o zamanki pegasus tribününden sahaya baktığında sağ tarafta kalan alanda, sonradan öğrendim digiturk yayın odasının tam önündeki koltuklar. hatta yanımdaki 2 koltuk boştu, maç başlayacak kimse yok gelen giden. sonradan o maçta yorumcu olan sinan engin ve büyük kaptan bülent korkmaz gelmişlerdi yanıma. ilk yarısını kaptanla izlemiştim maçın, onunla fotoğrafım yok çünkü hem telefonun hem makinanın şarjları bitti o kadar fotoğraf çekinince. ne bileyim yanıma onun geleceğini. *

    neyse, stada vardık oraya çıkacağız ama geçirmiyorlar. locaların arkası, restorant var oranın içinden geçmem lazım ya da locaların birinden. kapıdayız içeri almıyorlar bilet var gösteriyorum yok diyorlar. o ara adnan polat geldi güvenlik anlatınca tamam geçsinler buradan geçmeleri lazım zaten dedi bizim orası için. ben direk zıpladım tabi "başkanım nasılsınız" falan diye. "iyiyiz çok şükür şu maçı alsak daha iyi olacağız" dedi, "inşallah" dedim. fotoğraf dedim çok kişi var şimdi tamam desem hepsi gelecek fenerbahçeliler var onların yanına geçmemiz lazım dedi o ara bir iki taraftar daha lafa girdi bir şeyler sordular ben de makinayı arkadaşa verdim dedim yapıştır olum bu an kaçmaz.

    https://scontent.fesb3-1.fna.fbcdn.net/...cfc4&oe=5EA56CCA

    bellidir zaten polat'ın yüz ifadesinden hiç beklemediği, ben alacağımı aldım diğer arkadaşın fotoğrafını çekemeden hemen uzaklaştı yanımızdan. *

    neticesi el kadar alex de souza gökhan zan ve servet çetin'in arasından kafayı vurdu attı maç gitti. çorum'a 2 hafta dönemedim istanbul'dan ayrılamadım sinirimden.

    bu da böyle bir anımdır işte. zaten ondan kısa süre sonra da ibra edilmedi.
  • 3506
    başkanlığı öncesinde kendisinden beklenti ve başkanlık performansı itibariyle ali koç'un bizdeki versiyonudur. çok parlak, rakiplere karşı agresif, iş bitirici profiliyle taraftarların gönlündeki başkandı. gönüllerdeki başkanın gelişi, bir an evvel bitmesini dört gözle beklediğimiz özhan canaydın dönemiyle de birleşince bizim için ideal senaryo oluşmuştu. ama o 'şahin yönetici'den güvercin bir başkan çıkmış, galatasaray'ın haklarını hiçbir alanda savunamamış ve oturduğu makamın en önemli sorumluluğu olan temsil sorumluluğunu yerine getirememişti.

    daha önce samimiyetle gitse ve çok muhterem adnan sezgin'inden vazgeçmeyi göze alabilse olumlu yanıt alabileceği fatih terim'e ancak ve ancak sezonun ortasında ateşe düşünce gitmiş ve hoca'nın "samimi bulmadım" dediği teklifi reddedilmişti. adnan bey bu cevaba epey içerlemiş olacak ki üzerinden yıllar geçtikten sonra dahi hoca'ya kinini her bulduğu fırsatta kusmakta beis görmez.

    çok hayaller kurduğumuz adnan polat başkanlığında (mart ayında devraldığı 2008 şampiyonluğu hariç bırakılırsa) 2008-2011 yılları arasında 5 teknik direktörle çalıştık, şampiyonluk göremedik, fenerbahçe'yi yenemedik. çok iyi bir ikinci adamdan çok kötü bir birinci adam çıkardık.
  • 3507
    sesiyle ters orantılı bir başkanlık performansı vardır kendisinin.* ses demişken, yani bir insanı ilk kez görürsün de sesi, yüzü vs. aklına hafızana kazınır ya işte ondan bahsediyorum. valla adnan başkanın sesi başkan olmadan önce de güven veriyordu yani. hani çoğu kez açıklama yaparken tv'nin bulunmadığı odalarda olsak bile elimiz kumandaya gidip ister istemez ses ayarı yapıyorduk. fakat velakin, başkanlığı sesi kadar gür ve kararlı olmadı. tam tersine her zaman sorgulanan, abuk sabuk kararların alındığı, galatasaray markasına zarar verilen yıllar oldu. kendisi aziz yıldırım ile mücadele etmek gibi saçma sapan bir uğraş içine girdi ve camiasının tabiatı gereğince saf dışı bırakıldı.

    kendisi hakkında söyleyebileceğim özet ise, onca yıllık mesaiye rağmen galatasaray'ı tanıyamamış olmasıdır.
  • 3508
    iyidir kötüdür o kısımları bir kenara koyarsak bir başkan olarak taraftara veya diğer bir tabirle tribüne oynamayı türkiye de en çok seven başkanlardan birisi olmuştur.

    nitekim (bkz: 20:45) ve 2009-2010 sezonunda gerek transferler* ve rijkaard gibi o zamanlar da ki en önemli teknik direktörlerden birini göreve getirmesi o zamana göre oldukça heyecan verici olmuştur.

    stat açılışı ve o sezon ki 8. bitirmemiz kendisine olan saygıyi tamamen bitirmiştir. bunlar olmamış olsa (bkz: 20:45) gibi bir hareketi hep akılda kalıp kendisiyle anilirdi.
  • 3509
    bu girdi sadece ve sadece taraftarın şu anki yönetim hakkında satış yapamıyor, transferde en kötü yönetim düşünceleri için yazılmıştır. kendisinin basarilarina vs herhangi bir yorum getirilmemiştir.
    dursun aydın özbek için;
    (bkz: #2976323)
    ünal aysal için;
    (bkz: #2976316)
    kendisi döneminde galatasaray futbol takımı imza parası, bonus ve maaşlar hariç olarak bonservise 57.94m euro harcarken 31.5m euro satış yaparak bize eksi 26.44m euro transfer bırakmışlardır. ama sorsak transferde en başarısız mustafa cengiz yönetimidir.

    2008-2009 sezonu;
    gidişler 6.15m euro
    gelişler 12m euro
    5.85m euro zarar

    2009-2010 sezonu
    gidişler 2.6m euro
    gelişler 16.44m euro
    13.84m euro zarar

    2010-2011 sezonu
    gidişler 22.75m euro
    gelişler 29.5m euro
    6.75m euro zarar

    total;
    gidişler 31.5m euro
    gelişler 57.94m euro
    26.44m euro zarar
  • 3511
    3 sezonluk galatasaray başkanlığı dönemi bir tarafa, yalnızca ünal aysal'ın seçildiği seçimli genel kurulun olduğu sezonun dönemi başlı başına hatalarla doludur. bu sezondaki akıllara zarar kadro planlaması, garip oyuncu transferleri ve ayrılıklar, rijkaard-hagi-bülent ünder gibi birbirinden alakasız teknik direktör tercihleri, adnan sezgin'den bir türlü vazgeçememesi gibi kötü olaylar yeterince başarısız olmaya yeter de artar bile. bununla birlikte, sportif ve yönetimsel başarı ve başarısızlıklar bir yana, türk telekom stadyumu'nun açılışındaki olaylar sonrasındaki tavırları bile en hafif tabirle bir galatasaray başkanına yakışmamıştır. en son kameralarla beraber dönemin başbakanını protesto edenleri tespit ettirip gereğini yaptıracaktı. ne oldu acaba merak ettim, bir netice alabildi mi...
    ancak yiğidi öldürüp, hakkını verelim. başarıyla gerçekleştirdiği çok kritik bir şey vardı: sportif aş ve futbol aş'yi birleştirmek. diğer tüm icraatlerini eleştirir, yerden yere vururuz. neredeyse hepsine katılırım da. ancak 2010 yılındaki şirket birleşimlerinin sıkıntısız şekilde birleşmesi kendisinin gayretleri doğrultusunda olmuştur.

    adnan polat'ın haricinde genel olarak söylemem gereken bir şey varsa, o da son 25 senede herhangi bir galatasaray başkanı konusunda olumlu yönde hemfikir kaldığımız isim olmaması epey düşündürücü ve endişe vericidir. alp yalman, faruk süren, mehmet cansun, özhan canaydın, adnan polat, ünal aysal, duygun yarsuvat, dursun özbek ve mustafa cengiz'in başkanlık yaptığı bu dönemde taraftarlar herhangi bir isimde başarılı anlamda mutabık kalamıyor. birinin övüp sevdiği ismi öteki taraftarımız epey başarısız ve kötü yad edebiliyor.
  • 3517
    dursun özbek, mustafa cengiz, duygun yarsuvat, burak elmas, metin öztürk gibi başkan veya başkan adaylarından çok daha fazla yönetim tecrübesi olan, kulübe iyi hizmetleri olsa da son düzlükte felaket yönetmiş başkandır. saçma sapan bir tüzük değişikliği yapmış ve o tüzük değişikliği ile kendisinin başkanlığı bitmiştir. o dönem için idari ibrasızlık doğru karar olsa da, bugün için içinden çıkılamayacak sorunlar doğurmuştur. 2011 yılından beri 4 başkan seçilmiş ve duygun yarsuvat'ı bir kenara koyarsak diğer 3'ü görev sürelerini tamamlayamamıştır. bunun sebebi o gün verilen idari ibrasızlık kararıdır. bu idari ibrasızlık keyfi bir uygulama haline gelmiş ve bence kulüp için sorun çözme değil, sorun yaratma mekanizması olmuştur.
    ayrıca polat'ın genel kurulda hiç de azınsanmayacak bir gücü vardır.
    1992 yılında kalli'nin gelmesiyle ülkedeki yetenekli genç futbolcular toplanmaya başlamıştır. bunda fatih hocanın etkisi çok yüksektir ama adnan polat o dönemin futbol şube sorumlusudur.
    gerçi iyi yaptığı şeyleri bozmak gibi bir huyu olduğu için safting, kuzmanovski, mapeza gibi oyuncuları da transfer etmiştir.
    aynısını yine 2008 yılında da yapmıştır.
    velhasıl finali kötü yapsa da, başarılı yöneticilik dönemleri olmuştur.
    yönetici ve başkanlık yaptığı dönemde 4 lig kupası kazandığımızı unutmamak gerekir.
  • 3518
    türk telekom arena ali sami yen spor kompleksinin açılışında yaptıkları ile bir daha galatasaray'a bırakın başkan olmak
    camianın önünden geçmemesi gerektiğini ispatlayan eski başkan. tabii bunun öncesinde ve sonrasında galatasaray başkanına yakışmayan duruş ve tavırlarıyla.

    galatasaray liselileri ve diğer kongre üyelerini çok konuda eleştirebiliriz. ama bunu unutacaklarını zannetmiyorum. zamanında mali ibrasızlığın gerçekten mali açıdan olmadığını biliyoruz.

    mehmet karlı da sevilmez ama adnan polat'ın neden ibra edilmeyeceğini anlattığı aşağıda linkini verdiğim tarihi konuşmasını hatırlamakta fayda var.

    https://youtu.be/keWLkKdPkI8
  • 3519
    2005-2006 sezonunda yönetici değilken, takımın maddi anlamda çok zor durumda olduğunu görmüş ve bir bağış kampanyasının öncüsü olmuştu. o sezon yapılan seçimde ünal aysal'ın üyelik süresi başkanlığa yetmediği için "kurtarıcı" sıfatıyla derin galatasaray'ın (düşünün çaresizliklerini) ve özellikle taraftarın ısrarına dayanamayarak, yönetime girmiş ve futbolun patronu olmuştu.

    o dönemi hafife almamak lazım. şöyle söyleyim sezonun en kritik zamanlarında futbolculara verilen çekler karşılıksız çıkabiliyordu. https://www.hurriyet.com.tr/...ek-cildirtti-4187540 ancak, tüm zorluklara ve olumsuz koşullara rağmen, son maçta 20:45'ten sonra şampiyonuz demiş ve dediği gibi olmuş, neredeyse 1 yıl içinde taraftar gözünde efsane statüsüne yükselmişti.

    rekor oyla seçildiği başkanlık döneminde ise beklentilerin aksine maalesef sportif anlamda başarılı olamadı, bir istikrar ve sistem oturtamadı. saymaya kalksak birçok hatasını da buluruz ama kimsenin elini taşın altına koymadığı bir dönemde sorumluluk alması ve aldığı zaman ile bıraktığı zaman arasında en azından ekonomi anlamında ciddi bir iyileşme olması sebebiyle her zaman saygı duyarım.

    ayrıca, sportif açıdan çok başarısız bulmama rağmen, kendisi ve yönetiminin ibra edilmeme şeklinin galatasaray kulübüne hiç ama hiç yakışmadığını düşünüyorum. (bir ara youtube'da videoları duruyordu, hala duruyorsa bakmanızı tavsiye ederim. naçizane bir taraftar olarak yaşananları görünce utanmıştım.)

    bunun dışında, tekrar başkanlığı düşünür mü bilmiyorum. ancak, bir gün tekrar başkan olursa ben yine mutlu olur yine umutlanırım ama fatih hoca olduğu sürece olmasını istemem. çünkü, 2010-2011 sezonunda kendisinin yaptığı teklifi reddettiği için konuştuğu zaman hala fatih hoca ile ilgili olumsuz ifadelerde bulunuyor.

    galatasaray'ın başkanı kim olursa olsun "fatih terim bizim kırmızı çizgimizdir" anlayışıyla devam etmesi gerekiyor bence. çünkü, fatih hocaya iyi bir çalışma ortamı sağlandığı sürece galatasaray'da başarı için her zaman en doğru isim olacaktır.
  • 3520
    elano'nun galatasaray'ı antrenman kulübü gibi kullanmasını sağlamış eski başkan. geçmişte ne yaparsa yapsın sadece bu bile her şeyi götürüyor bence. bonservisine 7 milyon euro senelik 3.5 milyon euro verdiğimiz futbolcu ayda 3 maç gibi bir sınır koyuyor dünya kupasına hazırlanmak için biz bunu üstüne kabul ediyoruz ve bunu da yıllar sonra kendisi açıklıyor açıklamasa bilemeyecekti hiç kimse. biz bugün neden mali olarak kötü durumdayız dediğimiz zaman bu tarz transferlerin etkisi yadsınamayacak kadar büyük.

    --- alıntı ---

    2010 dünya kupası'na bir yıl boyunca hazırlık yaptığını anlatan elano, "manchester city'den ayrılarak galatasaray'a gittiğimde, sözleşmeme turnuvaya hazırlanabilmem için bir ay içinde en fazla üç maçta oynama maddesi ekletmiştim. yani birçok maçta yedek kulübesindeydim. brezilya basını bu durumu öfkeyle karşıladı çünkü anlamamışlardı. ama ben evde hazırlıklarımı yapıyordum. psikolojik ve fiziksel olarak hazırlanıp beslenmeme dikkat ediyordum. dunga da bunu biliyordu. türkiye'ye giderken de ona danışmıştım." dedi.
    --- alıntı ---

    https://www.goal.com/...g9ponp31andbl2zaccnz
  • 3521
    bir zamanların efsane yöneticisidir. takımda yönetici ve hatta ikinci adamken çok faydalı olmasına rağmen başkanlığı döneminde aynı başarıyı gösterememiştir. aslında iyi niyetli işler yapmasına rağmen sonuçları beklendiği gibi olmadı. o dönemler aziz yıldırım'ın gücünün zirvesinde olduğu dönemler tabi adnan polat'ta aziz beyle çok sıkı fıkı. bence iyi niyetinden kaybetti. sonuçta döneminde frank rijkaard , harry kewell , milan baros , elano blumer , meira , keita , lucas neill , jo , giovanni , lorik cana , insua , misimovic gibi ismi bilindik birçok adam geldi. bunlara yerli ve potansiyelli adamlarıda koyarsan aslında kendisi elinden geleni yapmış diyebiliriz. bazen aşı tutmaz ya kendiside aynısını yaşadı. ben gene onu 20:45 ile hatırlar öyle anarım.
  • 3522
    arena'nın açılışında yaşananlar sonrası başkan kalmamalıydı, zaten kalamadı. evet ülkede iktidara karşı gelmek kolay bir iş değil özellikle de bir iş adamı için ama bu krizi yönetemediği de bir gerçek.

    ibra edilmediği kongre galatasaray'la bir kez daha gurur duymamı sağlamıştır. sportif başarısızlığı konusuna hiç girmiyorum. benim için tek artısı basketbol takımında mahmuti dönemini başlatmasıydı.
  • 3523
    dosta güven düşmana korku veren bir ses tonuna sahip. 40 yıl günde 1 paket sigara içmiş gibi tok bir ses.

    adnan polat'ın başkanlığı da sigara içmek gibiydi. başta keyif verdi, sonra sağlığımızdan aldı. sağlığımız elden gidince bıraktık bırakmasına adnan polat'ı ama verdiği keyfi de aklımızdan çıkaramadık. her seçim döneminde bir dal sigara gibi hatrımıza düşüyor hala.

    https://gss.gs/44F.jpeg

    kamu spotu: sigara ve sigara etkisi bırakan bilumum her şeyden uzak durunuz.

    ekleme 2: gerçi biz dursun aydın özbek'le bile sınandık, adam kulübe altın vuruş yaptı. hal böyle olunca başkanlık için adı geçen isimler içinde adnan polat sigara etkisi ile ehven-i şer gibi duruyor. neyse en iyisi biz 5. günün şafağında doğuya bakalım, belki başkanlığa gandalf gelir.
  • 3525
    iyi galatasaraylı'dır, ama iyi yönetememiştir.

    kadıköy'de uefa kupası finaline giderken devre arası meira'yı gönderip, yerini de dolduramayıp kewell'ı en kritik maçta stoperde görmemize sebep olmasaydı (kewell bunun için barış ve ayhan'a söyledim, onlar kabul etmeyince ben geçtim stopere demişti. o da ayrı bir dava) biraz daha iyi hatırlayacaktım da... keita'nın da tadının damaklarda kalmasına neden olmuştur adnan polat. çok saçma bir karardı. böyle birçok örnek var.

    rahmetli özhan canaydın yönetimine can suyu olmuştu, ancak kendi yönetiminde iyi iş çıkaramadı. zannımca adnan sezgin de çok örselemiştir kendisini.
App Store'dan indirin Google Play'den alın