• 601
    okan buruk ve icardi'nin el ele vererek mağlubiyeti tattırdığı maç oldu.

    puan kaybı yaşanabilir, ama sinir bozucu olan kısmı teknik ekibimizin amatörlüğü ve kocaelispor taraftarının hasmane tutumu.

    galatasaray ile hiç bir platformda rekabet edemeyecek bir camianın ağza alınmayacak küfürler etmesi, galatasaray'ı bazı terör elebaşları ile aynı pankartlarda göstermeleri kabul edilemez. ülkenin köklü camialarının her zaman süper lig'de olmasını destekleyen biri olarak tutumları bu çizgide devam ederse kocaelispor'un en kısa sürede eski kötü günlerine dönmesini diliyorum.

    bize gelecek olursak, acayip bir gol yiyerek puan kaybı yaşadık. serdar dursun topu golü atacak oyuncuya indirecekken net bir şekilde ofsayttan gelerek indiriyor. kale vuruşu olduğu için golün kabul görüyor olması ve doğal deniyor olması inanılmaz. bu durumda her maç osimhen ofsayttan gelerek sane'ye topu indirsin ve gol atalım.

    okan buruk da acayip bir teknik direktör. olağanüstü bir karnesi var. ama ne yapıp ediyor, her yıl bir kaç maç bölgesel amatör küme hocasından hallice maçlar çıkartıyor. icardi'nin 90 dakika boyunca sahada kalması kelimelerle anlatılamayacak büyüklükte bir saçmalık.

    galatasaray'ın rakiplerinin tek amacı ilk alanda galatasaray'ı şok presle bezdirmek ve eksik yakalamak. tıpkı senin bodo/glimt maçında attığın ikinci gol gibi. sen ne yapıyorsun, 4-2-3-1 taktiği ile çıkıyorsun, oyun kurulumu için lemina stoperlere yaklaştığı anda orta alanda top yapabilecek bir allah'ın kulu kalmıyor. neden? çünkü icardi geriye gelerek topu alıp verecek oyuncu değil, zaten gelmiyor da. icardi'nin bu takımda 10 numara ya da gizli santrafor oynayabileceği yegane senaryo, topun ezici şekilde senin elinde olduğu ve maçı rakip yarı sahaya yığdığın bir maç. oysaki ilk yarı rakip senden daha fazla topla oynadı, oyun daha çok senin sahanda ve orta alanda geçti. böyle bir maçta icardi'den nasıl bir fayda bekledin okan hoca? artık bazı şeyleri deneysel takılarak öğreneceğin bir dönemde değilsin ki, bu takımın başında dördüncü yılın.

    icardi'ye gelecek olursak kızabileceğim tek nokta kendine hiç bakmaması. profesyonel bir futbolcunun, hem de on milyon eurolar kazanan bir futbolcunun bu kadar kondisyonsuz ve fizik olarak eksik olması kabul edilemez. belki de sözleşme uzatma ihtimalini bu maçla beraber sonsuza kadar çöpe attın.

    herkese geçmiş olsun, ama galatasaray'ın artık ligin bayern'i olma iddiası varsa böyle maçlarda bu kadar amatör hatalar yapmaması lazım. en başta da okan buruk'un...
  • 603
    belli ki hatalar yaparak öğreniyoruz. başka bir açıklaması yok. yapacak bir şey de yok.

    şampiyonlar ligi dönüşünde deplasman maçına yorgun takımı çift forvet mi çıkıyoruz artık? bekler ve orta saha yorgun. o yüzden bekleri değiştirip çıkıp orta sahayı da üçleyebilirdik.

    bazı şeyleri önceden görmek de bir yetenek. her ne olursa olsun böyle saçma sapan puan kayıpları olacaktır. dünyanın en iyi takımı da olsan kayıpsız gidemezsin. haziranda şampiyonluk yaşadığın vakit bu maçları hatırlamıyorsun bile.
  • 605
    bu kadar ciddiyetsiz oynanmaz,fatih terimin dedigi gibi,siz bu takıma bu sene bir kupa daha kazandırmak icin her maçı final görmelisiniz. oyuncular resmen küçümsemiş kocaeliyi,iyi oldu,biraz sarsılmak gerekiyor,her maçı liverpool maçı gibi ciddi oynamak gerekiyor,yoksa o maçta oynadığımız futbolun bir anlamı olmaz,aynı eforu sarfetmeleri lazım ama bugün tel tel döküldü takım ve teknik heyet.kaza falan değil bu resmen cinayete teşebbüs.
  • 608
    aslında bu maçın fragmanını bu seneki eyüpspor maçında yaşamıştık ama ders almadık. o maçta da icardi’yi oynatma sevdası yüzünden uzun süre maç 0-0 gitmişti. eyüpspor’un kötü olması sayesinde maçı kazanabilmiştik. icardi gol atınca da herkes övgüler yağdırmıştı. oysa o maç icardi ile çift forvet olmayacağını, olmaması gerektiğini açıkça göstermişti. bu fanteziyi şampiyonlar ligi dönüşü, gerçek bir deplasmanda, iyi bir rakibe karşı denemek okan hocaya yakışmadı. umarım bu sene de kadiköy’de kazanarak işleri tekrar yoluna sokar. kolayı yapamayıp zoru yapmayı seviyor kendisi.

    icardi ile ilgili daha önce de yazdım, yine yazacağım. kendisi canımız ciğerimiz. bize yaşattıkları paha biçilmez ama maalesef artık olmuyor. o eski icardi değil galasaray da eski galatasaray değil. bir şekilde yedek kalmayı, oyuna sonradan girmeyi kabul edecek. osimhen varsa tek forvet olarak osimhen’in oynayacağını kabul etmek zorunda. yoksa hem kendisine hem de takıma daha fazla zarar verecek bu gidişle.
  • 609
    maç bir bütün olarak başımı ağırttı da; özellikle ilk yarıda, golü yediğimiz o andan hemen önce yansıyan pas istatistiği çok net olarak gösteriyordu durumu. kocaeli lehine 110-108'di. o 108 pasın çok büyük kısmı uğurcanla savunma arasındakilerdir mesela. ileri doğru kaç defa 3 pas üst üste yapabildik? hocayı, taktiği geçtim oyuncuları kendi haline bıraksan böyle bir rezillik olmamalıydı.

    artık yorgunluk mu maç mı seçiyorlar kendi içlerinde de bir analiz gerekli. iyi diyebileceğim bir adam yoktu.
  • 610
    yorgun ve konsantrasyondan uzak kadromuzun, konsantre olmuş ve planını sahaya iyi yansıtmış bir kocaelispor’a, taraftar baskısının yoğun olduğu bir deplasmanda 3 puan bıraktığı maç olmuştur.

    maç anı ve sonrasında çok kızgın ve üzgün olsam da negatif havanın dağılma eğilimine şimdiden girmiş olduğunu görmek yüreğime biraz su serpti. rakibin az olduğu ligde puan kaybı opsiyonlarımızın hatrı sayılır bölümünü 5 haftada kullanmış olsak da ligin en iyi takımıyız. avrupa’da çok iyi devam ediyoruz ve milli ara sonrası takımın çok önemli bir parçası olan ilkay yavaş yavaş kadroya dönecek.

    bu takım 4 sene üst üste şampiyonluk rekorunu egale etmeden bırakmaz bu sezonu. takıma inancımız tam. sadece artık formaya aidiyeti olmayan ya da düşündüklerini sahaya yansıtacak meziyetten uzak kalmış oyuncularımızın aldığı süre konusunda gösterdiğimiz inadı bir kenara bırakıp formayı hak eden oyuncularımıza daha çok yer verme vaktidir.
  • 611
    skandal bir hakem/var kararı ile golümüzün iptal edildiği maçtır. bana hiç kimse sara hem kalecinin hem defans oyuncusunun gerisinde iken aktif alanda sayılıp golün iptalini anlatamaz. kural öyle diyorsa, o kural da yanlıştır. sara şut çeken değil, kalecinin önünde değil, defansı engelliyor değil. o zaman neyime ofsayt? sırf galatasaray yenilsin diye, niye olacak? daha yenilen golde de iki defa faul olması gerekmiyor mu? abdülkerim'in ayağına basılması, serdar dursun'un jacobs'a müdahalesi.. bunlar faul değil mi?
  • 613
    avrupa'da maçlar 90 dakika, türkiye'de 45 dakika mantalitesiyle oynanmalı. bu takım ligde skor üstünlüğünü aldıktan salıyor mu dinleniyor mu hiç fark etmez, ilk golü atacak yahut devreyi önde kapatacak. bu işin çaresi bu. en rezil maçımız alanyaspor deplasmanıydı. o bile bir şekilde 3 puan oldu. neden çünkü maçın başında o golü attın. psikolojik üstünlüğü alacak, zaman çalacak rakibine zaman çaldırtmayacak en temel şeyi hallettin. bu takım bu maçta koca bir ilk yarı ne yaptı diye düşünüyorum. cevap boş küme. ikinci yarı da o rüzgar dönmedi bize zaten. dönecek olsa bile döndürtmeyen birileri de vardı. bile bile lades olduk.

    hem avrupa'da hem ligde istikrarlı sonuç almanın zorluğunun gayet farkındayım. bu takım her maçını kazanacak diye bir dayatmam da olamaz. ama ligdeki maçlarda bir plan, strateji veya dokunuş da görmüyorum. lige fazlayız diyoruz, asıl hedef de avrupa diyoruz ama ligde bu kadar hırpalanmayı hesap edemiyoruz. ben sıkıntıyı kötü maç başlangıçlarında görüyorum. beşiktaş, göztepe, trabzonspor ve kocaeli maçları. hepsinde ilk yarıları çöpe attık. madem kafamız başka yerde. ilk yarıyı çöpe atma, atacaksak ikinci yarıyı çöpe atalım. ne dersin okan hoca.
  • 614
    hata yaptık. cezasını da çektik. az çok takımımızı da tanıdık. illa ki bir yanlış yapıp onu sonrasında telafi ediyorlar.

    ligin daha ilk yarısı bile bitmemiş. lideriz. şampiyonlar liginde ise 9 puan toplamışız. tabii ki potansiyelimiz daha yukarda ama bunu da kadro zafiyetine bağlıyorum.

    haziranda şampiyonluk kutlamaları yapacak takımın bu haftalık üzmesi deyip geçmek gerek. takımı düşürmek yerine sahip çıkmak bizi ileri taşır.
  • 615
    çok hatalı bir ilk 11 ile başladığımız mücadele. icardi ilk 11 başlamalıydı evet ama santrforda başlamalıydı. osimhen yedekte oturmalı gerektiğinde sahaya atilmaliydi.
    forvet arkasında barış, sallai ve sane olabilirdi. merkezde torreira, sara ile başlasak birşey kaybetmezdik.
    stoperde haftalardır dökülen sanchez yerine kaan başlasa bence fark olmazdı. serdar dursun'u durdurabilirdi heralde.
    sol bekte yorgun jacobs yerine eren oynasa da birşey olmazdı.
    en azından kenardan osimhen hamlen elinde olurdu. lemina hamlen elinde olurdu. rotasyon sayesinde de kısmen daha diri bir takım olurdu sahada.
    kocaelispor öyle alanya, samsun gibi çok da tehlikeli bir takım değildi.
    neyse bu da nazar boncuğu olsun diyelim. ama hatalardan ders çıkaralım.
  • 617
    bu tarz kayıplar olur, keşke olmasaydı ama olur yani bu maçtan bir gün önce 16/16'yla giden bayern münih, u.berlin deplasmanında uzatmalarda beraberliği kurtardı, bu maçla aynı gün real madrid iç sahada kayıp yaşadı. bu hafta kayıp yaşamayan yerel ligde zirveye oynayan takımlarda bundan önceki avrupa haftalarında ya da sonrakilerde puan kaybı yapacaktır. hepsinde de aynı şey geçerli; fiziksel yorgunluk ve konsantrasyon sorunu birleşiyor.

    okan hoca ile ilgili genel eleştirilerim yok. geçen sene avrupa kupası ve lig arasında ciddi açı farkı olması ve diğer eleştirilerim bu sene yapmam saçma olur. maç maç hatalar olabilir her maçta 10 puanlık hocalık yapılması gibi bir beklentim yok. genel olarak söylenecek şey takımın rotasyonun darlığı. rotasyon zaten dar sözde rotasyonun içindeki bazı oyuncular da yok. mesela yusuf demir; hem ilkay hem yunus yokken topu ayağına alıp yaratabilen oyuncu olarak hiç denenmeyecek ise bu adam yok demektir. var ama yok yani. berkan kutlu ya da; torreira sakatlanıp çıktı, lemina da iyi değildi burda hiç süre alamayacaksa o zaman yok sayılır. ahmed kutucu da aynı. şurda 20 dakika denenmeyecek gibiysen sende yoksun. yani hoca geniş kadro istemiyor olabilir herkesin yoğurt yiyişi farklı ama rotasyonda yer alan bazı oyuncular da fiilen yok ki yani.
  • 618
    gün bitti, ertesi gün oldu fakat hala hazmedemiyorum bu maçı.

    şu iğrenç futbol ortamında; düşman başkanlar, düşman hakemler ve düşman troll ordularıyla çevrelenmişiz, ama etik alışkanlıkla okan buruk'a ve çift forvet tercihine, takımın eksik konsantrasyonuna, oyuncuların maç seçmesine falan takılıyoruz.

    şampiyon takım bahanelerle uğraşmaz, kabul. biz bunu yapan bir camia değiliz, olmayalım da kabul hatta hakemi de yenelim; buna da kabul. fakat biraz da insaf ya artık.

    - öte tarafta bu ligin açık ara en madrabaz oyuncusu skriniar, sadece koluyla şarj yapan adamın ötesine balıklama atlayıp penaltı kazanırken, davinson'un sırtını kütletmeye gelmiş gibi arkasından sarılıp düşürüldüğü pozisyona penaltı verilmiyor.

    - adamların attığı golde, serdar dursun ofsayt; aut vuruşundan gelse bile jacobs'u itiyor. gol hatalı.

    - iptal edilen golümüzde, sara, topa vurulmadan önce kalecinin alanından çekilip arkasına geçiyor. ofsaytla alakası bile yok artık çünkü pozisyonun içinde değil.

    ayrıca, bilgisayar oyunu mu lan bu? zorluğu ayarlayıp rahat rahat ve farklı kazanamazsınız her maçı. takım iyi oynamamış olabilir- ama allah aşkına, böyle sistemli ve kör göze parmak doğranma olur mu?

    takımımıza, bunca emeğe ne zaman sahip çıkacağız? zalimlere karşı susarsak, güvendiğimiz ilahi adalet bizi hangi noktada koruyacak?

    bu ligi kirleten, sevdiğimiz sporun adalet duygusunu salt kazanç uğruna zayi eden ne kadar kifayetsiz varsa karşılarına dikilmemiz gerek.
  • 619
    görkemli ajax galibiyetinden sonra ne yazık ki hiç hazırlanılmamış bir maç. kocaeli belli ki haftalardır bu maça bilenip gelmiş ama galatasaray teknik ekibinden futbolcusuna tamamen ciddiyetten uzak bu maça çıkılmış.

    okan buruk'un ilk on bir seçimi de değişiklikleri de hatalıydı. öyle veya böyle elinde sallai varken yürüyerek oynayan icardi ile başlaması, atletizm olarak takımın osimhen ile birlikte en iyisi olan singo'yu ilk hamlede çıkarması hep rakibin işine yaradı.

    iptal edilen gol haksızdı ama bu oyunla galatasaray en fazla 1 puan alırdı. umarım ders olur bu maç. çünkü tüm rakipler galatasaray'a ekstra bilenip çıkıyor. her zaman hazır ve tam konstantre oynamak zorundasın.
  • 620
    ajax galibiyetinden sonra ortada bir ciddiyetsizlik olacağı belliydi. tıpkı okan hocanın dediği gibi motivasyon teknik ekibin sorumluluğu ama bazen olmuyor işte. demek ki önce teknik ekibin motive olması gerekiyormuş.

    buna ek olarak anlamadığım şeyler var. rotasyon yapmamız gerektiği ayan beyan ortada. osimhen yerine maça icardi ile başlasak kimse itiraz etmezdi. jakobs-eren değişimi olabilirdi ilk 11 için. olmadı.

    bir de şu yusuf demir meselesi var. ne abicim bu adam? koy oynasın işte. biz bu çocuğu nerede değerlendireceğiz? kiraya vermedik, sezon başı hoca memnunum dedi. e o zaman koy bir görelim nedir ne değildir. her maç geniş kadroda, aldığı bir dakika süre yok.

    dar rotasyon yapacağız diye elimizdeki topçuları çatlatacağız yakında. ama aman yeni birileri kadroya dahil olmasın. aman elimizdekileri kullanmayalım nasıl olsa transfer yaparız.
  • 621
    lig konsantrasyonu maalesef uyarı veriyordu. nasıl avrupa konsantrasyonunda frankfurt maçı bir uyarıydı. lig içinde kocaeli maçı uyarıdır. senin rakibin 11 kişi ile defans yapıp geçiş arayacak ve savunma arkana hızlı adamlarla sarkacak neredeyse bütün anadolu bu oyunu oynayacak sana. bu o kadar belliyken maalesef rakibe iyi hazırlanılmamış, maç kâğıt üstünde hafife alınmış.
    bu maçı çeviririz dediğimiz bir sekans hiç olmadı.
    gereken dersleri alıp lige yeniden başlama zamanıdır.
    ciddi anlamda lig yeniden başlamıştır.
    icardi-osimhen aynı anda olamıyor artık.
    orta saha ve defans takviye istiyor.
    milli araya bu şekilde keyifsiz gitmek hiç iyi olmadı.
    gereken dersleri acil almamız gereken bir maçtır.
  • 623
    başından sonuna sorumlusunun okan buruk olduğu maç. ciddiyetsiz, lakayit olduğu kadrodan belli. transfer işleri de kendisine bırakılmamalı bu saatten sonra. yedek kulübesinden girecek adam yok. neymiş transfer istemiyormuş. okan buruk kendisinden umutlanmaya izin vermiyor. 3 senedir şampiyon olup 4. sene liderken avrupada iyi gidiyorken bile şüphe ettiriyor. kimse kusura bakmasın bu taraftarla alakalı değil okan burukla alakalı. 4 senede şu ligde gümbür gümbür top oynadığımız kaç tane bölüm sayabilirsin? bu bütçedeki bir takımın oyun gücü yok zayıf rakiplerine karşı. aynen bayern münih oldun aynen. bu kafayla hiçbir nane olmaz sizden. kendi ayağına sıkıyorsunuz başka yaptığınız bir şey yok.
  • 624
    “hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!” diyordu bugün ebediyete intikalinin yıl dönümünde saygı, özlem ve minnetle andığımız mustafa kemal atatürk... dün de kocaeli stadında oynanan maçtan önce topçular sahaya çıktıklarında bütün tribünler tek bir ağızdan "mustafa kemal'in askerleriyiz" diye bağırırken, galatasaraylı taraftarlar da deplasman tribününde açtıkları devasa pankart ve kartonlarla yaptıkları gösteri ile ulu önder'i anıyordu. tabii, ev sahibi taraftarların maç başı ve sonunda ettikleri küfürler bu güne gölge düşürürken, bu maçın bir de sami yen'de rövanşı olacağı bir kenara yazıldı.

    transfer döneminde taraftarlar "transfer şampiyonası" yaparcasına herkesi takıma kazandırmak ister, takımın sistemi ya da uyumu düşünülmeden "batan geminin malları" misali ne bulunursa transfer edilsin isterler. oysa ki bir çok hoca ise "az ve uz" oyuncu ekibiyle yarışta olmayı ister. galatasaray'ın elinde ıcardi, osimhen, sane gibi yıldızlar olunca, okan buruk da takım içindeki olumlu havayı korumak için tüm topçularına şans vermeyi isterken, uzun aradan sonra kocaeli deplasmanında ıcardi ve osimhen gibi iki forvetle başlıyordu. televizyon başındaki bizler için "gereksiz" bir fanteziydi ama bir gün önceki idmanın "mükemmel" geçtiğini belirtiyordu başarılı teknik adam. öte yandan bu tercih selçuk inan'a sorulduğunda "galatasaray'ın bütün oyun planlarını çalıştık ama en fazla çift forvetli oyun üzerine durduk" cevabı, oynanacak maç için içimizde bir endişe yaratmıyor değildi.

    iki takımın da istekli ve arzulu başladığı oyunda, galatasaraylılar alışık oldukları düzenden çıkınca, birbirlerinin yerlerini bulmaya çalışan acemiler gibi bolca pas hataları yaparken, koacelispor ise önce ikinci dakikada tayfur'un auta yolladığı kafa vuruşu ile taraftarını heyecanlandırıyor, ardından uğurcan'la karşı karşıya kaldığı pozisyonda sarı-kırmızılı file bekçisi "ahtapot gibi devleşiyordu". galatasaray daha kayda değer bir atak yapamazken, serdar dursun'un uzaktan şutu uğurcan'da kalırken, savunma arkasına atılan bir pasta sane topu mükemmel sürerken ceza sahası içine kadar, pası da bir o kadar kötü atıyordu. istenilen oyun oynanmayınca, hakem de sert oyunla faulsüzlüğü karıştırınca osimhen tepki veriyor, çağdaş altay da sarı kartı çıkarıyordu nijeryalıya... ilk devre biterken icardi'nin auta yolladığı kafa vuruşu dışında osimhen'in karambolde önüne düşen topa vuruşunda kalecinin kornere yollaması dışında galatasaray etkili olamazken, atılan bir aut atışında serdar dursun'un jakobs'u bozarak kafayla agyei'ye düşürmesi ve onun galatasaray savunmasını geçip uğurcan'ın tuttuğu köşeden fileleri havalandırması ile ev sahibi öne geçiyordu.
    jakobs'a yapılan müdahaleye düdük çalmamasına şaşmamak gerekir hakemin zira sanchez ceza sahası içinde yaka paça indirilmişken, oralı bile olmamıştı hem kendisi hem de var'daki ali şansalan. ama bu ikili maçın bitmesine 10 dakika kala galatasaray'ın osimhen ile bulduğu golde "kaza kaza" ofsayt kararı çıkarıyordu. herkes çekilen çizgiye takılmış, rakip savunma oyuncusunun ayağı kaleye daha yakın derken, kalecinin kalesinde olmadığı pozisyonda çizginin 2 numaralı savunma oyuncusundan değil belki de kaleciden ya da yanındaki savunmacıdan çekilmesi gerekiyordu. burada var o söz konusu çizgiyi yanlış çizerken, kalecinin arkasında "pasif" pozisyonda olan sara'nın kaleci ve savunmacıyı nasıl etkilediğini hala anlamış değilim. galatasaray'ın 8-10 puan önde götüreceği ligin "ekonomik" yandan bir getirisi olmayacağı gerçeği ile böyle ufak tefek müdahalelerle lig yarışını kızıştırmak istenildiği düşüncesi gelmiyor değil insanın aklına bu kararları gördükçe.

    maçın ikinci yarısına dönersek, galatasaray biraz daha derli toplu gözüküp, kocaelispor'un kalesini çok adamla koruduğu bir oyunda 48de sallai'nin uzun pasında osimhen kaleciyle karşı karşıya kalırken, şutu kornere çıkarken, 65'de ise osimhen'in paralel pasında barış'ın golünü önce kaleci sonra da tarkan çizgiden çıkarıyordu. ev sahibinin farkı arttıracak net pozisyonunda da sanchez savunmanın üçe bir yakalandığı bir anda can'a yerinde müdahale ederek, takımının maçın içinde kalmasını sağlıyordu.
    milli aradan önce kocaeli'de alınan yenilgi zirve yarışında fenerbahçe ile aranın bir puana inmesi anlamına gelirken, okan buruk ve ekibinin maçların olmadığı bu dönemde yapacakları analizler ile ulusal takımlara gitmeyen topçuların özel çalışmalarla daha güçlü dönecek olması, ki sane'nin başakşehir maçı hala akıllarda, ve sakatların iyileşecek olması gelecek maçlar için umudu korumamıza yetiyor...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-0galatasaray.html
  • 625
    kocaeli tribünlerinin tam göbeğindeydim. dayak yememek için ben de bayağı bağırdım. tezahürat ettim. adamlar hala eski amatör sistem. numara denen olay yok. devamlı bu yüzden kavga çıktı. maçı seyredenlere küfür ediyorlardı. takım çok yorgundu. oshimen devamlı icardiyi alttan aldı. ne derse ağamsın dedi. ancak icardi sakatlığı nedeni ile haklı olarak ön alan baskısı yapamadığından tüm takım sistemi çöktü. aslında herkes elinden geleni yaptı. ancak vücutları bu kadara izin verdi. bu arada 1-1 olsaydı. gol verilseydi 1-2 biterdi. golle tüm momentum bize dönmüştü. hayırlı yenilgi olarak gördüm ben.
App Store'dan indirin Google Play'den alın