*

1988-89 UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası 2. Eleme Turu Rövanş Maçı
13:30 Ali Sami Yen Stadyumu
5 - 0
  • 14
    bendeniz jupp'un , galatasaray aşkına düşüşünün "resmi kabul edilen" tarihidir... yeniden doğuşum,ikinci doğumgünümdür.
    bir maçla aslan olmadık elbette.o maçın öncesinde cimboma göz kırpan hareketlerim,galatasaraylı olduğumu belli eden bir aslanlık sergiliyormuşum.bunu da bjklı olan peder beyin, ilk maçta beni kızdırmasından anlıyorum.yoksa niye uğraşsın adam el kadar çocukla?

    üzüntümü hala hatırlarım 0-3 biten ilk maçtan sonra.hatta bize gol atan bir xamax oyuncusunun reklam panosunu teperek yaptığı kutlama bile aklımdadır.aslan olacağımız varmış ki, bendenizde bir sahiplenme bir coşku,"kaç kaç biterse yeneriz?" gibi çocuksu sorular vs.vs...

    velhasıl başta da dediğim gibi, "cimbomluyum,cimbomluyum" diye zıplayan çocuktan, galatasaraylı çocuğa geçişimdir xamax'la oynanan rövanş maçı.5-0 kazanmasaydık da aslan olurduk ama hızlı oldu ,güzel oldu. aşk, mabedine; mabet, ruhuna;ruh da 6 yaşındaki bir çocuğun bedenine kavuşmuş oldu erkenden.ne güzelsin sen galatasaray...
  • 16
    bu maçtan önceki lig maçında ali sami yende (altay maçıydı sanırım) sürekli olarak

    nöşetele nöşetele nöşetele nöşetele nöşetele nöşetele beş
    (lay layl lay lara lay lara ha- kan şü-kür melodisiyle)
    tezahüratının söylenmiştir. inanmıştı herkes. daha lise 2 deydim. okuldan kaçıp sabahın köründe gidip ancak kaynak yaparak maça girebilmiştim. 1987 sezonun son maçı eskişehir maçından sonra gördüğüm en kalabalık maçtı. tezahürat yapmak için kolunuzu bile zor kaldırıyordunuz açık tribünde.
    ordaydım ulan, canlı canlı seyrettim diyen şanslı kişilerdenim.
  • 118
    ali sami yen denilince özellikler babalarımızın neslinin saydığı ilk 3 maçtan birisidir.

    galatasaray'ın türk futbolunun avrupa'daki makus talihini değiştiren türk spronun kilometre taşı niteliğindeki maçtır.

    o gün eğer yanlış bilmiyorsam 37 bin aşkın kişi ali sami yen'i hınca hınç doldurmuş ali sami yen atmosferinin avrupa'da nam salmasını sağlayan maçlardandır.

    ben yetişemedim o devirlere babam anlatır. o zaman alp yalman yayın ihalesini satmamış herkesin stada gelmesini istemişti. şimdi bu kararı yorumlamayacağım.

    o yüzden maçın sadece radyo yayını varmış. kendisi 65'lidir bu arada o gün köyün kahvesinde adım atacak yer yokken bile camın bir köşesinde sıkışarak duman altı bir ortamda maçı dinlediğini anlatır. ilginç güzelliklerden birisi de o maçın ortamı aynı tribün gibiymiş. topu kapınca alkış top rakipteyken ''hadi ulan basın, alın şu topu'' gibi naralar yükselirken top kaleye yaklaşırken ise kahvede bir uğultu yükseldiğini anlatır. ''hadi oğlum hadi lan yürü'' şeklinde. özellikle videolarda ünlü olmuş. o maçtaki 5. golden bile o maçı radyodan anlatan abimizin maçı ne kadar hissederek anlattığını anlayabiliriz. düşünün tüm türkiye o radyodaki adam kadar heyecanlı istekli coşkulu...

    dinlerken yazarken hep beni zorlayan şeyler bunlar. çok özel şeyler, bilmiyorum ama ali sami yen çok başkaydın be :(((
  • 145
    türk futbolunun makus talihinin delik deşik olduğu, galatasaray'ın yükselme devrini başlatan efsanevi maç.

    levent özçelik'in beşinci goldeki efsanevi radyo anlatımı dünyanın en güzel cinneti olabilir. yaş geldi 30'a dayandı hala daha dinlerken gözümden yaş geliyor. haziran 1989 doğumlu olduğumu göz önüne alınca da bu maç gözüme bir başka görünüyor açıkçası...
  • 228
    tüm takıma galatasaray'ın kuruluş amacı ile birlikte hafta boyunca izletilmesi, bütün sosyal medya hesaplarından da taraftarlar için bolca kesitler paylaşılması gereken mücadeledir.

    bu sayede hem takıma hem de taraftara yeniden bir ümit verilebilir ancak. anlıyorum bu sezon özelinde lig de önemli fakat ikisini birden götürebilecek bir kadromuz artık var ve ikisine birden asılmak zorundayız.
  • 138
    8 mart 2017 barcelona paris saint germain maçından sonra akillara gelen müsabakadir.

    hem de öyle uyduruktan penalti falan da yok. söke söke! yirta yirta! bileginin hakkiyla!

    $imdi 8-9 ya$larina bir çocuk dü$ünün. babasi 3-0 ve 5-0lik nö$atel maçlarini vhs kasede çekmi$ olsun ve bu çocuk yilba$i ve yaz tatillerini çizgi film seyretmek yerine bu maçlari izleyerek geçirmi$ olsun. *
  • 55
    galatasaray - neuchatel xamax 5-0 içimde uktedir

    bugünlerde içimde ukde kalan maçları yazıyorum, aklımızdaki safraları atalım da yeni sezona format atılmış halde girelim.

    galatasarayın efsane maçlarından biridir. içimde ukde olmasının sebebi, bilinenin aksine tribünde olmamamdır, neyazık ki. düşünsenize fenerli mehmet demirkol bile tribündeymiş, ben yokum. 1.000 kişinin gittiği balkan kupası maçına bile okuldan kaçıp giden ben, nöşetel maçında yokum, adalet mi bu?

    okuldan atılmıştım, af çıkana kadar pederlerin yanında edirne'de bir okula girdim, maksat zaman geçsin. bir dolu maça edirne'den kalkıp gelmeme rağmen bu maça gelemedim. neymiş sınav varmış, yemişim sınavını aslında, zaten istanbul'da da bu yüzden atılmıştım. ama işte pederin yanında olunca olmuyor. sınava girilecek gir. halbuki halı saha turnuvası için, arkadaşlarla rakı içmek için bile istanbul yollarına düşmüştüm. sınav. bir kere daha adalet mi bu?

    ilk maçta hiç de kötü oynamamıştık ya da gol yemediğimiz için bana öyle geliyor, iyi hatırlamıyorum şimdi, normaldir 23 yıl geçmiş üstünden.

    ikinci devre golü yedik sonra yine direnç başladı. takımın bütün direncini kıran pkk'lıların ikide bir sahaya girmesiydi. o zamanlar avrupa henüz pkk'nın nasıl bir bela olduğunu bilmiyordu, şimdiki gibi falan bile değildi yani. kafalarına göre sahaya dalarlar, polis stad dışına çıkarır, konu kapanırdı. bu maçta sahaya giren pkk'lı yavşaklar takımın bütün direncini, moralini aldı götürdü.
    takım ilk golden sonra toparlandı, ama son 10 dakika mıydı neydi simoviç'in olduğu kale arkası yine karıştı. yine birileri sahaya girdi, bir polis köpeği simo'ya saldırdı, simo kaçtı falan. ama simo'da bet beniz attı. bacaklarının titrediğini görebiliyorduk.
    takım asıl bundan sonra dağıldı. 1-0 bitecek maç 3-0 bitti. çok gergin, lanet ve üzücü bir gündü. aynı zamanda sinirden, hırsımızdan delirecek gibiydik. maç sonrasında gördük ki, bütün takım bizle aynı şeyleri hissediyordu. ve mustafa denizli'nin kehanetlerinin başlıngıcına şahit olduk. “biz bunlara ali sami yen'de 5 atarız”. baba sen ne yaptın ya. çok dalga geçen oldu, inanmayan oldu. galatasaray taraftarındaki hırsın futbol takımında olduğunu görüyorduk.

    istanbul'daki maç ve sonrası türk futbol tarihinin dönemeci olacaktı, hiç birimiz böyle bir kederin içinde olduğumuzu bilmiyorduk elbette.
    nöşetel'e top göstermeden 5-0 aldı maçı galatasaray. şampiyon kulüpler kupasında çeyrek finale çıkmıştık. efsane videolar çıktı bu maçtan. hatta bunların en güzeli; gollerin görüntülerinin üstüne levent özçelik'in radyodan alınan sesiyle yapılan videodur.
    işte ben o levent özçelik'in sesinden maçı canlı dinledim. zaten tribüne gitmeyen herkes sadece radyodan dinleyebildi. mustafa denizli maçı tv'nin vermesini istememişti, tribündeki kalabalığı risk etmek istemiyordu. yine haklı çıktı.
    aslında maçı tam da dinledim sayılmaz. sınava girmeden önce temizlikçinin odasında el radyosundan biraz dinledim, gol mol yoktu. sınava girdim, gürültüler geldi falan. hocaya sordum, “sorulara bak, boş ver maçı” dedi. ulan peder olmayacaktı ki ben sana gününü gösterecektim. neyse, yine gürültü falan geldi. meraktan ölüyorum, kağıdı verip çıkıcam, hoca kağıdı almadı, pedere söylerim falan dedi. vay anasını, herif kaşınıyor arkadaş. geri döndüm, çabuk çabuk soruları bitirdim, hoca baktı “tamam” dedi, çıktım. (75 mi ne aldım o sınavdan).
    temizlikçinin odasına girdim, “kaç kaç” , “3-0” . “ulan seni öldürürüm, dalga mı geçiyosun” lan diye herife bi saldırdım, duvara yapıştırdım. koşup gelip adamı elimden aldılar. nooluyo falan derken ben zaten radyoyu kapmış, kulağıma dayamıştım bile. bir de baktım adam haklı beyler !!! maçı sonuna kadar dinledim.
    peder adamını göndermiş, gidin bakın şu çocuk nerelerde, niye gelmedi, maçtan haberi var mı diye. ondan sonrası tufan zaten. kampüste her önüne gelen tebrik ediyor, sarılıyor falan. vay anasını herkesin bu kadar galatasaray manyağı olduğumu bilmesi ilginç, nasıl bir imaj çizdiysem artık. pedere gittim, uçuyor adam. neredeyse rektörlük binasına galatasaray bayrağı asacak, o kadar sevinçli. rektör-mektör umurunda değil.

    gece tura çıktık. çıkmaz olaydık, burnumdan geldi. arabayı ben kullandım, milim milim giderken arkadaşlar camlarda bayrak sallıyor, bağırıyor falan ben bir ayak debyajda bir ayak gazda diğer ayak frende (bu tam olmadı galiba). öğrenmiş olmama rağmen monaco maçında aynısı yine başıma geldi. siz siz olun konvoya girerseniz arabayı siz kullanmayın, adam hem çok yoruluyor hem de hiç zevk alamıyor, aman diyim.

    sevincimiz kısa sürdü tabii. maçın sonlarına doğru numaralıdan nöşetelli bir oyuncunun alnına para mı, çakmak mı öyle bir şey geldi. biraz kanadı. hani hatırlarsınız, gerets'in kadıköyde alnı kanamıştı, gerets'in yarasının 10'da 1'i kadar bir kanama olmuştu. maçtan 2-3 gün sonra uefa maçın iptal edildiğini, yeniden oynanacağını açıkladı. ve kıyamet koptu.
    uefa e-mail, pardon faks ve telefon yağmuruna tutuldu. kulüp dünya sporu konusunda uzman bir avukatla anlaştı, turgut özal dahil bütün türk diplomatları, türk iş adamları bile devreye girdi. bunların içinde ali şen de vardı. ama fenerli basın o zaman da fenerliydi ve bunu ali şen tek başına galatasaray'ı kurtarmış gibi yazdılar, adiler.
    sonunda baskılara dayanamayan uefa maçı tescil etti. bize 1 maç başka ülkede, 1 maç işte ne bileyim istanbul'a 400 km. azakta oynama cezası verdi. ikinci monaco maçını almanya'da ve steau maçını izmir'de oynama sebebimiz buydu.

    türk futbolu ve hatta türkiye ne zaman başını kaldırsa kafamıza kürekle vururlar ya, işte bu maç da bunun örneklerinden biridir. ama bu sefer yemedi.

    edit : uefa'da galatasaray'ı savunan avukat federal alman* rauball.
  • 184
    ilk maçta 3-0 kaybetmemize rağmen olmaz denileni yapıp bu maçta sahamızda 5-0 kazanarak tur atlamıştık. 4 atmamız gerekiyordu ama +1 attık.

    şimdi yıl 2021. 15 mayıs 2021 galatasaray yeni malatyaspor maçı var önümüzde. bu maçta da şampiyon olmak için en az 4 gol atmamız gerekiyor. zor. malatyaspor bu kadar golü birden kalesinde uzun süredir görmedi. en son sanırım bir türkiye kupası maçında sahasındaki 25 nisan 2019 yeni malatyaspor galatasaray maçı'nda bizden 5 gol yemişti. 2 gol de bize attılar.

    bu maç her zaman inanmanın gücünü bize hatırlatmıştır. şimdi yine zorlu bir maç var önümüzde ve bu skorla o maçı kazanırsak şampiyon olacağız büyük ihtimalle.

    zor olmasına rağmen biz inanalım. olmazsa önceki maçlarda atmadığımız gollere yanarız.

    bizim genlerimizde bunu başarmak var.

    edit: o maç da yine kendi sahamızda. yeni bir destan yazma vakti geldi.
  • 31
    "her hangi bir maçta rastlanacak sakin, sağlıklı bir atmosfer yoktu. tam aksine avrupa’nın bir çok stadyumlarında maça çıktım; barcelona, madrid, münchen, hamburg gibi. o gün karşılaştığım hava çok sağlıksızdı.

    çok iyi hatırlıyorum, hava alanında daha uçak pistteyken, ki orada kimsenin bulunmaması gerekir, karşımızda koskoca bir pankart vardı; üzerinde de “galatasaray cehennemine hoş geldiniz” yazıyordu. düşünün bu insanların piste çıkıp pankart açmalarına izin verilmişti. ikincisi cehenneme gelindiğinin anonsu yapılıyordu. ve doğrusu, 36 saat süreyle kaldığımız istanbul’da gerçekten cehennemde yaşadık."

    gilbert giresse
    dönemin neuchatel xamax teknik direktörü
App Store'dan indirin Google Play'den alın