galatasaray'a geldiğinde burun kıvırdığım ama şu anda kendisini arar hale gelen 
engin baytar'ın sorumsuz ama empati yaparsam benimde aynısını yapabileceğim bir hareketi sonucu, akabinde 
elmander gibi güçlü bir forvet elemanının saçma sapan bir ceza ile yok olacak olması ile maç hakkındaki olumsuz düşüncelerim yoğunlukta. ama en iyi zamanımızda alınan mağlubiyetler ve kötü zamanımızda alınan galibiyetleri de göz önünde bulundurursak; (bkz: 
galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır). 
fernando muslera'nın kalede verdiği güven, 
ujfalusi'nin güven vermesi, 
gökhan zan ve ya 
servet çetin'in yüksek ihtimal oynamayacak olması, 
eboue'nin yavaş yavaş kendine gelmesi ve taraftar desteğini alması, 
felipe melo'nun ise taraftar faktöründen etkilenip artı motivasyonunu unutmazsak, 
colin kazım'ın fenerbahçe maçında artı motivasyonu eklenince umutlarım tekrar yeşeriyor. ayrıca benim için güven veren ama o gün ki performansı diğer takım arkadaşlarına çok bağlı olan 
milan baros ve 
selçuk inan'ın gününde olması ibreyi bizim yönümüze çevirir. eksi olarak düşünürsek 2 ağır adam, 
hakan balta ve 
riera'nın verimsiz olması buna karşın rakibin 2 hızlı oyuncusu 
gökhan gönül ve dia'nın orayı ne hale çevireceği merak konusu.