• 734
    galatasaray – şikeciler : 3-1 … bank asya’dan önce son çıkış

    emre çolak’ı ilk 11’de oynatarak fenerbahçe’yi yeniyorsan, hem de böyle yeniyorsan bayramlarda elini öptürürsün. kimin? tabii ki fatih terim’in. aslında bundan sonra ne yazsak boş ama seviyorum yazmayı.

    evet, beklenen gün geldi. sezon başında beri attıkları gollerde “bu da mı şike” diye bik bik konuşanların defterinin dürülme günü.

    bilirsiniz, ben bu sezon galatasaray maçından başka lig maçı izlemiyorum. geçen hafta fenerbahçe maçını izleyeyim dedim link patladı, vazgeçtim. ha, bu diğer takımları takip etmiyorum demek değil. tamamını olmasa da bazen netten, bazen özetlerden izliyorum maçları.
    fenerbahçe neredeyse bütün maçları hele deplasmandakileri aynen bu akşam ki gibi oynuyordu. oyunu kendi sahasında kabul edip, kontradan, duran toptan gol bulma taktiğiyle. bugüne kadar beşiktaş maçı dahil başarılı oldular, sanırım sivas hariç. bugün papaz pilav yemedi. benim bildiğim fatih hocanın papazla falan ilgisi olmaz zaten.

    hep diyorum ki, derbi maçı diziliş, şu oynadı bu oynadı kazanmaz. maçı kazanacak futbolcular kazanır. hoca bunları seçer oynatır, budur. kendi takımına, taraftarına,rakibine, takıma, hocasına mesaj verirsin tahtaya yazdığın kadroyla. eğer taraftarsanız futbolun bilgisayar oyunlarındaki gibi bazı özelliklerin alt alta toplanarak sonuç alınacak bir oyun olmadığını biliyorsanız, havayı koklayarak maçı kimin alacağını tahmin edebilirsiniz. ama maç başladıktan 1 dakika sonra, öncesinde değil.

    biz bugüne kadar fenerbahçe’ye çok maç kaybettik. nasıl? baroni 40 metreden vurdu, selçuk şahin 30 metreden vurdu, ki fenerbahçe’de futbola devam etmelerinin sebebidir. 6-0lık maçta bile çok daha fazla pozisyona girmiştik. zaten johnson’un frikikten attığı gol işin ne kadar acayip olduğunu anlatıyor. ben buna benzer konuları işimde inceliyorum, çözümler sunuyorum. ama işte henüz kitlesel olarak çözümü verecek düzeyde değilim.
    neyse, fatih terim, emre çolak’ı ilk 11 oynatarak net mesajı verdi. fenerbahçe’yi her türlü yenerim. takım emre’yi sırtında taşımak zorunda kalmadı bile.

    galatasaray sezon başından beri asy arenada ne oynuyorsa aynısını oynadı, biraz daha güçlü, hırslı, dikkatli şekilde. ilk yarı fenerbahçe’ye top göstermedi takım. fenerbahçe bugüne kadar böyle büyük bir baskı görmemişti.

    şimdi efendim takım eksik kaldı, adam sattık, moralimiz bozuktu falan diye bik bik (böyle dedim diye kızdılar) cik cik ötecek olanlar vardır illa ki. sanırım bunların sorumlusu galatasaray başkanı. şike yapan, mafyayla birlikte hareket eden, hakemlerin soyunma odasın basan, ha? değil mi? o zaman neyin bahanesi bu.

    kısaca maçtan bahsedeyim. galatasaray kazanmak istediğini daha 1. dakikada gösterdi, kazandı. çok farklı bakın hakikaten çok daha farklı, yani tarihin bugüne kadar yazmadığı kadar farklı bitebilirdi. iki takım arasında o kadar fark vardı sahada. sezon başından beri de var zaten, ama biz galatasaraylılara anlatamıyoruz ki, diğerlerine anlatalım.

    bir şey net ortaya çıktı. galatasaray-fenerbahçe maçlarında futbolcunun kafasına yumurta, bozuk para, şişe, anahtar, çakmak, ses bombası, su şisesi, su atılmazsa, taraftar sadece takımına destek olur rakibini bozmaya çalışırsa galatasaray bu maçları alır. içerde, dışarıda. bugün yaşanan ortamın aynısı olsun, sadece taraftarın sesi olsun, biz deplasmanda da maçı alırız. ha bir de hakem ortaya çalsın be abi. soyunma odasının basılacağından korkup galatasaray aleyhine çalmasın, yeter.

    tabii ki bu sezon ikinci bir maç olursa. şikeciler deyince kızıyorlardı, iddianamede dediğimize geleceksiniz diyorduk dinlemiyorlardı. fenerli arkadaşlara yöneticileriniz sizi yanlış yönlendiriyor, bırakın bunların, aziz yıldırım’ın peşinden gitmeyi dedik, yok usta. cemaat, tayyip diye kendilerini kandırdılar. tff başkanı büyük fenerli maa’nın açıklamaları yine bizi haklı çıkardı.

    en çok sevindiğim şey. fenerbahçeliler bu maçı alsalardı “bizi düşürüyorsunuz ama 6 puan farkla lideriz, galatasaray’ı da yendik” diyeceklerdi. ve bir çok salak buna hak verecekti. şimdi, böyle bir ihtimalde kalmadı. geçen yazıda dediğim gibi, bank asya takımlarından fenerbahçe.
    maçtan sonra fatih terim de “fazla büyütmeye gerek yok” dedi, kibar olduğundan, en azından kameralar önünde öyle görünmek zorunda olduğundan bu kadar söyledi. hoca haklı, dakika 88 olmuş, 3-0 galibiz volkan demirel avut atışında vakit geçirirken bütün stad ıslıklıyordu. bunu passat medyası yazar mı, yazmaz. onlar volkan asy arenada yine protesto edildi diye yazar.

    haaa, bir de binüçyüzküsurgün diye bir muhabbet çıkmış. çok olmuş, özlemişler cim bom’u demekki.
    biz bu galibiyeti özledik tabii, yalan yok. ama usta biz bursa’yı, kayseri’yi, sivas’ı ve onlar gibileri de yenmeyi özledik. başkanımız aziz yıldırım olsa, özlemezdik.

    yazıyı gripin’in galatasaray şarkısından sözlerle bitirmek istiyorum, fenerbahçeli dostların rahatsız olmasına gerek yok. hani şeref, namus falan geçiyor ya, o bakımdan…
    sonuna kadar sadığım yeminime, namusum, şerefim ve bu renkler üstüne.

    o diil de, melo’nun golü şeyiyle attığını söylüyorlar, doğru mu lan. oha !

    *
  • 43
    doğum günümden 133 gün sonra, diğer bir deyişle 232 gün önce oynanacak maçtır.

    maç galatasaray lehine giderse şikeciler 12 kişi, gitmezse yine 12 kişi oynayacaklardır. şikecilerin 12. oyuncusu her hafta olduğu gibi o hafta da federasyon ve mhk tarafından atanacaktır.

    sarı lacivert formalı şikeci takım, kaleci hariç topa elle dokunabilir ve mutlak golü önleyebilir.

    sarı kırmızı formalı onurlu takım ise top çalarken, kontra atağa çıkarken ya da tehlikeli bir hücum yaratacakken, oyun şikecilerin 12. oyuncusu tarafından durdurulacak, kutsal formayı taşıyan oyunculara kartlar gösterilecektir.

    maçın henüz başında, sarı kırmızı formalı onurlu takımın kritik bölgelerdeki (özellikle savunma) oyuncuları kart görecek ve 90 dakika boyunca etkileri azaltılacaktır.

    11'e 11 oynanacak adil bir müsabakada ise maçın tek ve mutlak favorisi, sarı kırmızılı şerefli takımdır.

    gerisi yalandır, dolandır.
  • 836
    --- gereksiz ön bilgi ---

    uğursuz geldiği defalarca yaşayıp görüldüğü için maç öncesi konuşmayı, tahmin yapmayı, havaya girmeyi bırakalı uzun yıllar oldu

    --- gereksiz ön bilgi ---

    televizyonda maçın başlamasına 10 dakika kadar kala tribünleri gösterince kazandığımızı taa 1000 kilometre öteden hissettiren maç. o gün stada gelen taraftarın içindeki inanç ve destek, öylece duruyorken bile hissedilir derecede yüksekti. 3 küsur yıl sonra alınan ilk fener galibiyetidir ki bu istatistik, o gün orada olan taraftarın niteliğini çok önemli oranda arttırmıştır. oynanan oyun olsun, atılan goller olsun tatmin duygusunu köküne kadar hissetiren ender fenerbahçe maçlarından biri, hatta iddialı olmasın ama birincisidir. ezelden beri rakibinden çok eşsiz balına yenilen; tıngır mıngır giden topu boş kaleye yuvarlamalarla, yapılan ortayı kendi kalesine atmalarla, ceza sahasına bile girmediği maçta baraja çarpan frikiklerle ezeli rakibine mağlup olan bir camia için her biri birbirinden tatminkar üç golle kazanılmıştır. aynı muhteşem futbolu oynayıp, sıradan gollerle 6-0 kazansaydık, muhtemelen bu kadar zevk vermeyecek bir maçtı. yobo'nun kadrajdan çıkıp bir an için kayblduğu pozisyonda bıyıklı tosunun bacak arasından geçip kaleye giden top, bilica'nın kayıp kaçırdığı topun ardından adım başı dönüp etrafına baka baka kaleye yanaşan ulu johanın şutunun bıyıklı tosunun ellerine çarpıp tıngır mıngır kaleye girmesi ve tabii ki böyle maça yakışan bir final olan küçük melo'nun usta işi vuruşu...
  • 543
    an itibariyle guney alt tribunden bildiriyorum: tum koltuklarda ultraslan bayrakları(gsyiad tarafından hazırlanan) ve taraftara not var, notta yazanlarda en olumlu husus top fenerbahçedeyken tum tribunlerin yapması gereken ıslık ile ılgli, umarım tum stadda etkıli olur. son olarak stada gelene kadar maç hakkında diger yazarlar gibi fazla olumlu dusunemeyen bıri olarak diyebılırim ki bugun aslantepede, koltuklarda, taraftarda 1 yıldan beri goremedıgımız bir 'ruh' var gıbı insana ali sami yen'i hatırlatan, sozluk cok net soyluyorum bu maç bizim.
  • 753
    aslında dün maçtan gelince yazacaktım ama hem müsait olamadım, hem de yorgunluktan dolayı çok bi şey yazamazdım herhalde. pegasus 411. bloktan izledim maçı ve hem skor hem oyun anlamında bu maçı yerinde izlemiş 52 bin küsürü mutlu azınlıktan biri olduğum için bayağı şanslı sayıyorum kendimi.
    öncelikle fatih terim' e helal olsun. sahaya hem çift forvet hem ofansif orta sahalı bir kadro çıkardı. ayrıca süpriz bir şekilde emre çolak' ı ilk onbirde oynatarak bir genci daha takımımıza tam anlamıyla kazandırdı. maç boyunca da bu ofansif oyunu ikinci yarının ilk on dakikası hariç hiç bozmadı.
    televizyondan nası göründü bilmiyorum ama dün tarihi fark kaçtı resmen. daha ilk yarı 5-0 olsa kimse şaşırmazdı. inanılmazın da ötesinde pozisyonlar kaçtı. buna karşılık fenerbahçe' nin ilk yarıda şutu dahi yoktu. ikinci yarı anlamsız bir şekilde takım geriye yaslanınca onbeş dakika falan fener' in yalancı bir baskısı hissedildi, stoch' un topu direkten döndü ama o kadar. bundan maçın sonuna kadar maçı domine eden yine galatasaray oldu. ilk yarıdan ayrı olarak sırf ikinci yarı bile 5 gol daha atabilirdi galatasaray. bu futbolu devam ettirirse ligin tozunu olduğu gibi alıp şampiyonluğa koşar cimbom.
    maçın en iyi oyuncusu konusunda bayağı bir kafalar karışmış olmalı. eboue mi, emre mi, elmander mi, melo mu bilemedim. ama ben nacizane kendi adıma melo' yu seçtim. orta sahayı tek başına teslim aldı. çıldırttı sahadaki tüm fenerli futbolcuları. çüküyle attığı golle de volkan' ın kıçıyla tuttuğu topa gönderme yaparak "öyle göte böyle yarak" cevabını verdi.
  • 941
    26.03.2000'de galatasaray'ın tel kale oynayıp, fenerbahçe'nin saçma sapağan bir frikik golüyle kazandığı maçtan sonra, galatasaray'ın fenerbahçe'ye karşı en dominant oynadığı ikinci maç budur izlediklerim içinde.
    aslında tek tek bakarsanız bugün son derece yetersiz diyebileceğimiz oyuncular vardı o gün kadroda...
    semih, emre çolak, colin kazım gibi...
    ancak, melo ve selçuk öyle baskındı ki orta sahada, onlara elmander'in pres gücü ve takım hâlinde rakibi çıkartmayışımız; takım hâlinde agresif oyunumuz eklenince fener şans eseri 3 golle kurtulmuştu.
    yoksa o oyunun hakkı kesinlikle 3-1'den fazlasıydı.

    futbol her geçen gün dünyada daha hızlı oynanırken, galatasaray'ın 2011'deki halinden daha yavaş oynayan bir takıma evrilmesi de galiba çözülmesi gereken en önemli konu...
  • 659
    ne gerek vardı o son gole. neyse aslında oynadığımız oyunun hakkı 3-1 değildi, ilk yarı son vuruşları iyi yapsak 4-0 ile soyunma odasına giderdik. bugün oynayan oynamayan, tribünde alkışlamaktan elleri yorulan sabri sarıoğlu'na kadar herkese teşekkür ediyorum. umarım bu güzel oyunumuz sezona, sonra da şampiyonluğa ulaşacağımız olan play-offlara da yansır.
  • 480
    her ne kadar mottomuz daimi olarak, kasımlar fener'in, mayıslar bizim olsun anlayışı olsa da; bu maç mutlaka galip gelmemiz gerekiyor. şartlar çok müsait görünüyor, her şey lehimize ve kazanamaz da berabere kalırsak dahi müthiş bir hayal kırıklığı yaşayacağız bana kalırsa ki bunu düşünmek bile istemiyorum.
    haydi aslan futbolcular, haydi fatih hoca, kazanalım şu maçı da; beni de inandırın phoenix, namı-ı diğer anka kuşu efsanesine.
  • 1003
    35 senedir falan izledigim tum derbi galibiyetlerini iyi kotu aklimda tutarim, fener'i 4'luk, 5'lik yaptigimiz maclar da dahil en ustun oynadigimiz, en sahaya gomdugumuz mac buydu sanirim. normal sartlarda 6-0, 7-0 bitip efsane olmasi gerekirken, bir de son dakikada alex'ten gol yiyerek 3-1 gibi ortalama bir skorla tamamlanmasi tamamen galatasaray'in fenerbahce'ye karsi yasadigi bahtsizliklarin bir baska ornegidir. fenerbahce bizi ayni sekilde yakalasa su mac 4-0'tan asagi bitmezdi ne yazik ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın