*

  • 499
    haziran ve temmuz aylarında transfer gündemini rachid ghezzal, valentin rosier, mohamed elneny, nicolae stanciu gibi futbolcuların oluşturduğu galatasaray futbol takımında; 21 temmuz 2021 akşamı şampiyonlar ligi ön elemesinde psv eindhoven'a 5-1 kaybedilmesi sonrası, birden/aniden "biz günü kurtarmak için, iki maç kazanmak için galatasaray'ın geleceğini tehlikeye atmayı düşünmüyorduk zaten. biz gençleşmeye gideceğiz" gibi süslü cümlelerle gündeme oturtulmaya çalışılan ve var olduğu iddia edilen planlama. "iki maç kazanmak için" denilen ve küçümsenen maçlar da şampiyonlar ligine giriş bileti sağlayacak maçlardı bu arada...o dönem bu planlamanın uzun bir süredir akıllarındaki varlığından bahseden dönemin başkanı burak elmas'ın, böyle bir planlamaya yönelik atıfta bulunduğu seçim sürecinde tek bir söylemi yok. aksine, "bütün hazırlıklarımızı yaptık. göreve geldikten sonra 10 gün içerisinde bütün transferlerimizi tamamlayacağız. yıldızlarla görüşüyoruz, ön anlaşmalar yapıyoruz" şeklinde havalı bolca demeci mevcut. temmuz 2021'in son haftasında, aniden bu planlamayı uzun süredir tasarladığını ifade eden fatih hocamızın da ocak 2021'de transferlerini en çok istediği oyuncular 2019-2020 sezonunda başakşehir'i şampiyon yapan ve o günlerde de (ocak 2021) başakşehir'in sözleşmeli futbolcuları olan irfan can kahveci ve edin visca. yine fatih hocamızın haziran-temmuz 2021 döneminde transferlerini en çok istediği oyuncular ise bu kez 2020-2021 sezonunda beşiktaş'ı şampiyon yapan oyuncular olan bonservisine leicester city'nin sahip olduğu rachid ghezzal ve bonservisine o dönem sporting lizbon'un sahip olduğu valentin rosier. boey'ler, morutan'lar, cicaldau'lar veya diğerleri. haziran 2021'de veya temmuz 2021'in ilk üç haftasında adı dahi galatasaray'la geçmeyen oyuncular bunlar. galatasaray'ın gündeminde dahi aslında olmayan futbolcular. nasıl olduysa, ne olduysa; 21 temmuz 2021 akşamından sonra büyük bir planlamanın parçasıymış gibi bahsedilen ve galatasaray'ın gündemine sokulan futbolcular.

    bu sefer kısa bir özet geçmeye çalıştım konuya dair çelişki yumağını ortaya koymak adına ama bu konu bir başarı hikayesiymiş gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirildiğinde tutamıyorum kendimi. uzun yazıyorum. "bakın sacha boey'e, bakın victor nelsson'a. helal olsun bu planlamayı yapan fatih hocaya" demek, "allah kerim fatih terim ulan" sloganları atmak çok kolay ama ben konuya bu kadar düz bakamıyorum. boey'i boey yapan fatih hoca değil, okan hoca bu arada. nelsson'dan "25 milyon euro'dan aşağısı asla olmaz" dememizi sağlayan performansı alan da 2021-2022 sezonunda fatih hoca değil, 2022-2023 sezonunda okan hoca. var olduğu ifade edilen ancak hiçbir detayı ne basın toplantısında ne divan kurulunda açıklanan bu planlama doğrultusunda yapıldığı söylenen diğer transferlerin de durumu ortada. morutan'ın saf potansiyeline en az 8, cicaldau'nun oyun görüşüne en az 10-12 milyon euro verecek italyan kulüpleri olacağı iddia ediliyordu ve rahat olunması söyleniyordu ama bu oyunculardan biri ankaragücü'nde, diğeri konyaspor'da şu an. o kulüplerde bile vasatı aşan bir performansları söz konusu değil. ama bunlar konuşulsun/tartışılsın istenmiyor pek sözlükte. 2020 ağustos'unda transfer edilen kerem aktürkoğlu'nun da aslında üç yıllık planlamanın bir parçası olduğunu düşünmek, yazmak; bu kavramın ortaya çıkmasından bir sene önce yapılan transferden dahi var olduğu iddia edilen planlamaya destek atmak daha makul geliyor sanırım insanlara. halbuki gerçekler böyle değil. 1998 doğumlu ve 2020 yılında transfer edilen kerem aktürkoğlu 2021 temmuz ayında ortaya atılan planlamanın ne kadar bir parçasıysa; 1986 doğumlu ve 2020 yılında kasımpaşa'dan transfer edilen kaleci fatih öztürk de üç yıllık planlamanın o kadar bir parçası. kerem'i koyabiliyorsak bu planlama ve gençleşme kavramının içerisine, 34 yaşında transfer ettiğimiz fatih'i de koyabilmemiz lazım. öyle değil mi?

    yine uzattım sanırım konuyu. 24 haziran 2022 cuma günü gerçekleştirilen imza töreninde okan buruk'a bu planlama ile devam edip etmeyeceği net olarak sorulmuş, hoca da "galatasaray her zaman şampiyonluğa oynar" cevabı ile bu soruya net olarak hayır cevabını vermişti. ilerleyen dönemlerde de zaten hoca 2022 yazında teslim aldığı kadroda muslera dışındaki her bölgeye transfer istediğini açıkça ifade etmişti. "elimizdeki kadro aslında çok iyi ama hakemler bizi mahvetti. iki orta saha transfer edilse bu takım uçar gider" tezine inanan çok büyük bir kitle vardı o dönem (hala daha buna inananlar var) ama fiiliyatta hiç de öyle geçmedi 2022 yaz transfer dönemi ile 2023 ara transfer dönemi. kadro baştan aşağıya değişti. birkaç istisna hariç, 2021-2022 sezonundan kimse takımda bırakılmadı. 2010-2011 sezonundan sonraki 2011 yazına benzer bir radikal değişiklik yapıldı. ki doğrusu da buydu. 2021-2022 sezonu kadrosu bir planlama ürünü değildi, geleceğe dair vadettiği hiçbir şey de yoktu. galatasaray'ı yönetenler de bu şekilde düşünerek doğrusunu yaptılar. allah onlardan razı olsun.
  • 63
    sanırım biraz yanlış anlıyoruz. ve aslında hiç de yanlış anlamıyoruz. çünkü bu yapılanmanın ne olduğunu bilmiyoruz. ortada fatih terim'in söylediği birkaç söylem var, icraate geçmiş bazı transferler var.

    peki ama bu 3 yıllık planlama dediğimiz şey ne? kimse açıkladı mı? söz gelimi... bu yapılanmanın vizyonu nedir? misyonu nedir? yol haritası nedir? amacı nedir? nedeni nedir? hedefi nedir?

    biliyor mu kimse? hayır. elimizde sadece söylenmiş sözlerden ve yapılmış hareketlerden çıkarımlarımız var. ve bu çıkarımlar, doğası gereği kişiye özgü. bu yüzden aslında hem yanlış anlıyoruz hem de yanlış anlamıyoruz. çünkü ortada yanlış anlamayı işaret edecek somut bir argüman yok. onun yerine başkasının çıkarımları var.

    ortada bir yapılanma olup olmadığını, sözde veya özde olduğunu iddia edebilir ya da bunları iddia edenlere "o iş öyle değil" diyebilirsiniz. bu iki tarafı da yanlış yapmaz.

    dediğim gibi ortada elle tutulur bir veri yok. birkaç açıklama doğrultusunda sadece 1 transfer döneminde yapılmış birkaç transfer var. ee? bundan ne çıkarabilirsiniz. olumlu veya olumsuz anlamda. yapılanma yok diyebilir veya diyemeyebilirsiniz. yapılanma var diyebilir veya diyemeyebilirsiniz.

    buradaki belirsizliği gidermenin iki yolu var gibi:
    1. şeffaflıkla bu projenin her yönüyle açıklanması. (kısa vadede durum anlaşılır.)
    2. 3 yıllık bu süreçte atılacak adımların takibi. (uzun vadeye yayılır.)

    şu anda biz ikinci yoldan ilerliyoruz. şu anda ise içinde bulunduğumuz sürecin bir yapılanma olup olmadığını söylemek erken bana kalırsa.

    diyelim yapılan transferler ışığında, fatih terim ufak söylemlerinden yola çıkarak yine fatih terim'in aklındakileri okuma yoluna girerek bu sürecin uzun soluklu bir yapılanma olduğunu kabul ettik.

    yine hocanın söylemlerine kulak verelim mesela. hatırlarsanız hoca, mostafa mohammed hakkında ilk geldiği halinden eser yok minvalinde bir söylemde bulunmuştu. eğer bu transfer üzerinden yapılan bir yapılanmaysa ve transfer ettiğimiz futbolcuların gelişimlerine bir katkımız olmayacaksa ve hatta geriye gitmelerine neden olacaksak bu nasıl bir yapılanma? evet. genç ve potansiyelli oyuncular alıyoruz. peki ama o iş burada kalacaksa ne olacak bu yapılanmanın hali?

    transfer edilen oyuncuların, kendi oyuncularınızın, akademi oyuncularınız gelişimi konusunda nasıl bir yapılanmanız var mesela? mostafa mohammed üzerindeki örneğe bakacaksak böyle bir şey yok. ama olabilir de... çünkü tek oyuncu için yapılan söylem üzerinden yapıyorum bu çıkarımı.

    bu bir yapılanmaysa şu anki haliyle eksik bir yapılanma. antrenör ve eğitmen departmanı konusunda...

    hatırlatalım.

    bu (şimdilik muallakta) yapılanmanın temel taşlarından biri, emre utkucan'ın başında olduğu scout departmanı olarak görünüyor. biraz geriye gidersek o scout departmanının yapılanmasına öncülük eden de yine fatih terim'di. emre utkucan'ı getirmesinden ve onun üzerinden scout departmanının yapılanmasından önce galatasaray'da yine bir scout ekibi vardı. hatta emre utkucan gelmezden evvel cüneyt tanman'ın sorumluluğundaydı. fakat kişilere bağlıydı. şimdilerde kurumsal bir hafızası olan bir departman olduğunu söyleyebiliyoruz.

    yani fatih terim'in var böyle şeyleri. gelgelelim sıkıntı şurada. hoca öyle bir gereksinimimiz olduğuna inanmıyor. yine hocanın daha birkaç hafta önce yardımcı antrenörler konusunda, "bizim öyle bir sorunumuz yok" minvalindeki söyleminden çıkarıyorum bunu. burada olayın yardımcılar üzerinden gitmesi de sıkıntılı aslında. evet. galatasaray'da yardımcı antrenör sorunu olmayabilir. ama çok belli ki bir antrenör departmanı sorunu var. belki de bu ikisini birbirinden ayırmak gerekiyordur. çünkü öyle olmazsa hocayı zinhar ikna edemeyeceğiz.

    yapılanmanın bir başka ayağı ise altyapıdır. akademiden bahsetmiyorum. stadyum, antrenman sahaları, ekipmanlar, teknoloji, insan kaynağı, iletişim...

    peki bunların hangileri hakkında elle tutulur bir proje kapsamı duydunuz, okudunuz?

    evet. iletişim konusunda söylenen birkaç kelam var. evet insan kaynağı üzerinde yapılan birkaç transfer var. (gerçi insan kaynağı dediğim gibi futbolcu üzerinde kalacaksa sıkıntı büyük.) başka kulüplerle yapılan bazı anlaşmalar var.

    bunların hepsini zaten yapıyorduk. bu kısa süreç içinde yapılanlar neredeyse hiçbir şey anlatmaz. ama hiçbir şey anlatmıyor da değil.

    özet geçeceksek: ortada fol yok yumurta yok. hele durun daha ne içtik?

    son: (bkz: jupp derwall)
  • 263
    gençler üzerinden yapılmayandır.
    dünkü kadro ve oyuna girenler*:

    ismail çipe: 27
    ömer: 30
    luyindama: 28
    babel: 35
    berkan: 23
    cicaldau: 24
    morutan: 22
    boey: 21
    nelsson: 23
    halil: 22
    emre kılınç: 27
    arda turan: 34
    ışık kaan arslan: 20
    oğulcan çağlayan : 25
    aytaç kara: 28

    yaş ortalaması: 26

    eksik olan ve 11'e girmesi ya da yedekten oyuna alınması yüksek ihtimalli futbolcular
    muslera: 35
    feghouli: 33
    van aanholt: 32
    diagne: 31
    marcao: 26
    mohamed: 25
    taylan: 27
    kerem: 23

    ortalama: 29

    takımımızın 10. sıralarda bulunmasını gençlere bağlamak kadar saçma bir şey yok. türkiye ligi haricindeki her yerde normal bir takımın yaş ortalamasının oluru budur zaten. hatta biraz göz açmak gerekecek ama avrupa ortalamasına göre epey yaşlı bir takımız. gençleşmeyi tersten anlıyoruz.

    ayrıca bu listeyi en saçmalaştıran kısım şurası. altyapıdan çıkardığın futbolcu sayısı 3. biri çipe. biri arda. düğünlerde bile oynamayacak isimler.

    yarım yamalak bir sözde planlamaya kapıldık, aldanıp gidiyoruz.
  • 466
    artısıyla eksisiyle 2021-2022 yılında fazlasıyla tartışılmış, deyim yerindeyse taraftar arasında savaş çıkmasına sebep olmuş planlamadır. bu başlıkta şöyle 3-5 sayfa geriye gitsek zaten söylenebilecek her şeyin geçtiğimiz sene söylendiğini görebiliriz. kısa süre içinde lig maçlarının tekrar başlayacağı ve galatasaray'ın en yakın rakibinden 6 puan önde olduğu bir senaryoda hala bu planlamanın konuşulması gereksizdir, boşa harcanan enerjidir. tüm sinerji 2022-2023 yılının şampiyonluğu üzerinde olmalıdır bana kalırsa.
  • 237
    fatih terim’in 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçı öncesinde “projemize sadık kalacağız” sözüyle atıfta bulunduğu “sözde” planlama. keşke bu ülkede bir tane spor muhabiri çıkıp bu proje nedir diye sorabilse de verilecek cevabı bir kere olsun duyabilsek!

    ortada en en en başta olması gereken sağlam bir altyapı sisteminin bile kurulmadan başlandığı söylenen, yüksek maliyetle genç futbolcu transfer etmek dışında zerre içeriği olmayan ama başarısızlıkların üstünü örtmek için başkanından teknik direktörüne hatta bir kesim taraftara kadar bir güzel kullanılan şey.
  • 479
    transfer özelinde 26 milyon euro bonservis harcama yapılarak takımı gençleştirmek için yapılmış planlama. bugün sacha boey ve victor nelsson olası satışlarından 45-50 milyon euro gelir bekleniyor. bu 2 oyuncunun yanında barış alper yılmaz da bana göre potansiyel olarak çift haneli bonservisi hak ediyor. elimizde kalanlar ise cicaldau, morutan ve mostafa oldu. bunlara toplam 14 milyon euro harcandı ki bu parayı geri dönüşüm olarak çıkarmamız imkansıza yakın. berkan kutlu da 4 milyon euro etmeyecek bir oyuncuydu.

    tabi bu planlamayı sadece rakamsal olarak görmemek gerek. aldığınız oyuncuları hangi kurguyla oynatma planınız vardı? bu oyuncular bir futbol aklı himayesinde mi alındı, öncelikli başarı mı yoksa porto, benfica modeli al-sat mantığıyla mı alındı, hem kâr edip hem başarı kazanmak mi amaçlandı? bunların hiçbirinin net bir cevabı yok. planlama devam etseydi de net bir cevabı olmayacaktı. içinde bu kadar soru işareti bulunan bir modellemede planlamadan bahsedemezsiniz. en çok şaşırdığım konu ise fatih terim gibi bir futbol efsanesi nasıl olur da böyle bir içi boş planlamayı onaylayıp icraate dökecek hamleler yapar. türkiye’de bir devrim yapmak istiyorsanız bir senede bunu gerçekleştiremezsiniz. adım adım giderek, net bir amaç belirterek inşaya başlamanız gerekir. biz, jeoteknik olarak zemini sağlamlaştırmadan yapı kurmaya kalktık. sonu da ilk seneden hüsran oldu. bir ara ciddi ciddi düşme hattına doğru gidiyorduk. avrupa’da başarılı bir sezon geçirmiştik. bunu biraz oynadığımız oyunun avrupa’ya uygun olması ve kulüp geleneklerine bağlıyorum. misal bu sezon basel takımı isviçre ligini 8. bitirmesine karşın avrupa konferans liginde finalin kıyısından döndü. her ne kadar ligde kötü sezon geçirseler de kulüpteki avrupa kültürü, avrupalı genetiği sizi avantajlı kılabiliyor.

    tekrardan maddi boyutuna gelecek olursak; birçoklarımız sacha boey ve nelsson transferlerinden tüm harcamaların iki katı para beklediğimizden yola çıkıp bu planlamayı başarılı görebilir fakat kesinlikle katılmıyorum. bu iki oyuncudan da bu kadar verim alabilmek bir hoca başarısıdır. geçtiğimiz yazki transfer dönemini hatırlayın. boey’e 3-5 ne varsa teklif gelmesi durumunda satacaktık. nelsson da netice olarak ligi 13. sırada bitirmiş bir takımın stoperiydi. premier league takımları bu adamlar için sıraya giriyorsa altın pay okan buruk‘undur. bu durum sırf planlamayı övmemiz gerektiği anlamına gelmez.

    takım kurgusunda genç oyuncular mutlak suretle olmalıdır. euro kurunun 22’lerin üstünde olduğu şu günlerde yapılacak 20 milyon euro ve üstü satışlar ligdeki rakiplerimizle aramızdaki makası çok açar. şu an kadro olarak 10 birim üstü paraya satabileceğimiz birçok oyuncu var. bu sayıyı artırmak gerekir. ancak özellikle takım omurgasını tecrübeli veya orta yaştan kaliteli oyuncularla kurarsanız daha sağlam bir yapınız olur. geçmişte örnekleriyle mevcuttur. bu dengeyi kurabilmek için üstün futbol aklıyla hareket etmek gerekir. bu sezon özelinde erden timur, okan buruk ve scout ekibinin bu mühendislikte başarılı olduğunu düşünmeyen yoktur herhâlde. bu sezonki adı konulmamış planlamanın bile üç yıllık planlamaya kıyasla ne denli daha planlı, derli toplu bir organizasyon sonucu bizi başarıya kavuşturduğunu görüyoruz.

    sadede gelecek olursak bu ülkenin futbol dinamiklerine tamamen ters, adı planlama olan fakat işin özünde planlamayla pek bir alakası olmayan bir denemeydi. en başından tutmayacağı da belliydi.
  • 519
    sportif başarısızlığın sebebi kadronun gençlerden kurulması değil eksik kurulması ve kendi taraftarımızın bile 10 maçlık doğranmalara ses çıkaramayacak kadar rezil bir döneme girmiş olmasıdır. avrupa'da ucl seviyesi gruptan namağlup lider çıkan ve barcelona'ya ecel terleri döktüren takımın 13. olmasının başka hiçbir açıklaması yoktur. gençlerin üst üste doğranmalarının ardından götü başı dağıtacağını iyi bilenler her şeyi muazzam şekilde ayarlamıştı. ayarlamaya da devam ediyorlar fakat biz artık kadroyu gençlerden veya düşük mentale sahip topçulardan oluşturmadığımız için hiçbir şekilde kırılmıyoruz. bunun en iyi örneği geçen seneki alanyaspor maçında yaşanan boey'in gördüğü kırmızı kepazeliği sonrası gösterilen reaksiyondur. üstelik gençlerimiz de oldukça tecrübelendi bu sürede. o sezon içerideki fenerbahçe maçında yapılanlara bile doğru düzgün ses çıkaramayacak pısırıklıkta bir yönetim gördükten sonra da herkes salmıştı zaten. bir gedson bir 6 numara bir de forvete sportif sonuçların da düzeleceğini herkes biliyordu. uefa'da iyi gidiyorduk ve o sene uefa'yı alan takım aynı bizim gibi bundesliga 13. sü ve kupada alt lig takımına elenmiş frankfurt oldu. terim'i gönderip ne idüğü belli olmayan bir tane barcelona holiganını ''hala anlam verilemeyen şekilde'' pornografik paralara kulübe hoca diye getirmesek belki de 2. avrupa kupamızı kaldırmış olacaktır kim bilir.

    galatasaray'da başarısızlığa tahammül yok bu yönden de sene başı bu eksik mevkiler ile sezona başlamak de ülke futbolunun rezil yapısını göz önüne getirince net hataydı. ancak bu dönüşümü de birinin yapması gerekiyordu ve bunu yapabilecek tek kişi de fatih terim'di. bir bakıma galatasaray kredisini yakmayı göze alarak geleceğimizi ipotek altına aldı. yaptırdığı transferlerin büyük bölümünde haklı çıkarak bize boey, nelsson, barış alper hatta marcao ve kerem gibi mükemmel asetler bırakmış oldu. bu asetler de ne idüğü belli olmayan biri yerine okan hoca'nın eline geçtikten sonra neyin ne olduğu ortaya çıkmış oldu.

    3 yıl kadar sürmese de yarım dönemlik bu planlamada emeği geçenlerden ve bu potansiyelleri ortaya çıkaran okan hocadan allah razı olsun. an itibariyle galatasaray rakipleriyle farkı açtıysa bunu fatih terim ve okan buruk'a borçludur.

    galatasaray'a hem şampiyonluk hem de şampiyonluklardan fazlasını kazandıran planlamadır.
  • 532
    çözdüğümüz durumdur.
    1) iyi iskelet kur
    2) her sene güncelleme getir ve bölgesel olarak bir üst seviyeye taşı
    3) çalışıyorsa bozma.

    üçlemenin ilk senesi avrupa yok, bir öncesi sezon 13. olmuş bir takım var. kadro çöp yerli ve yabancılardan oluşuyor. üstüne üstlük fener isimli bir hoca ile anlaşmış. kalede efsane var. stoperde kötü kadrodan kalan tek iyi onucu victor yanına bardakcı hamlesi (süper lig standartının üzerine çıktı) orta sahaya lucas, sergio, mertens (süper lig standartının üzerine çıktı) rashica, kerem, öne icardi. yedeği gomis. takım türkiye standartının üzerine avrupa için ise b seviyesi bir takımdı. nitekim kimya tuttu. icardi önderliği, kerem, lucas, apokerim, mertens, rashica gibi isimlerin öne çıkması ve hocanın emre taşdemir, mata vs. ile süpriz katkı alması ile şampiyonluk geldi.

    üçlemenin ikinci senesi iskelet korundu. sanchez ile ligin en az gol yiyen takımının en iyi parçalarından biri olan savunmasını geliştirdi. totalde b ya da b- olan savunma sanchez hamlesi ile b+ seviyesine çıktı. problemli parça sergio denklemden çıktı yerine demirbay alındı. kenara barış alper eklendi. gol kralı, asist kralı, en az gol yiyen, en çok gol atan, rekorlar kıran bir takım ortaya çıkıp şampiyon oldu. üstelik icardi 10 hafta sakat oynadı ve bu sezon içinde bayern maçları, manu galibiyeti gibi avrupa'ya kendimizi hatırlattığımız performanslar gösterdik. hoca barış alper'den canavar çıkardı. sergio gibi ölü bir adamdan bile rize deplasmanında sürpriz gol katkısı alarak kenardan katkı sağlandı. dayı'nın skor katkısı da bambaşka oldu.

    üçlemenin üçüncü senesi kerem aktürkoğlu gibi skor yükünün önemli parçası, batman'in robin'ini kaybettik. ancak batshuayi, sara vb. hamleler ile eksik yerlere geliştirme yapıldı. osimhen'in gelişi ile santrafor hattımız icardi-osi- bats oldu. daha sonra da morata eklenmesi ve bats'ın gitmesi ile avrupa standartında bile a hatta a+ seviyesi bir santrafor hattımız oldu. bu daha önce hiçbir türk takımında yaşanmadı. devre arası lemina, morata, eren eklemesi ile hücre yenilemesi tamamladı. galatasaray gelişerek, hücre değiştirerek büyüdü. bu sezonun parlayan yıldızlarından biri ise yunus akgün oldu. barış alper bir stara dönüştü, lemina savunma güvenliğini arttırdı. hoca lucas'tan sürpriz gol katkısı aldı. ve en önde bir ejderhamız vardı.

    üç sene sonunda her bölge yenilenerek bir üst seviyeye çıktı. bu sebeple artık hedef takımın tamamen a ve a+ seviyesine çıkmasıdır.
  • 7
    ben üç yıllık planlama yapılırken içinde bulunduğumuz dönemde yaşı nispetten futbol için ileri futbolcularla da görüşülmesinde sorun görmüyorum. futbolda beni en çok heyecanlandıran genç, dinamik, adı fazlaca bilinmeyen, potansiyelli futbolcu transferleridir. ama her mevkiye böyle bir oyuncu bulup yerleştirmek hem maddi açıdan zorlayıcı olur hem de tecrübe eksikliği saha içinde başımızı fazlaca ağrıtır.

    ha bu üç yıllık plan işi de bana göre safsatadan öte değil. çünkü oynadığımız kaos futbolunun içine kimi atarsan at futbolu ilerlemez, geriler*. belirli bir sistem ve planlama üzerinden böyle demeçler verilse inandırıcı olabilirdi ama şu an içi boş bir laftan öte değil benim için. hele ki sezon içinde alana kadar göbeğimizin çatladığı, gelir gelmez drogba etkisi yaratan mohamed’in zaman içinde yedek kalmaya başlayıp yerine falcao’un oynadığını düşününce ne inanç ne güvenilirlik kalıyor.
  • 527
    bu dönemden çok şey öğrendik. barış alper de 30'a gitse neredeyse bedava aldığımız iki oyuncudan 60 milyon euro gelir elde edeceğiz hem de bu oyuncularla şampiyonluklar yaşamış olacağız. müthiş bir olay.

    ama buradan öğrendiklerimizin yanında fırsat transferlerinin de ne kadar büyük bir etki yarattığını gördük. icardi, osimhen, mertens. altyapı'ya yüz çevirmenin yanlış olduğunu da gördük. yunus. bazen scoutların önerdiği oyuncuları da parayı basıp almanın kötü olmadığını biliyoruz. marcao, garry rodriguez. anadolu da boş değil biliyoruz. apokerim.

    hepsini harmanlamak da yönetime kalıyor.
  • 79
    bu takım ıslıklanmıyor güzel kardeşlerim.

    1 sezonun 2 ayında adam akıllı top oynayabilen kebapçı feghouli ıslıklanıyor.
    transfer döneminde takımdan ayrılması beklenip taraftarla billur geçen babel ıslıklanıyor
    takıma katıldığından beri geri giden kendini geliştirmeyi bıraktım önündeki adama pas atamayacak duruma gelen yedlin ıslıklanıyor.
    oyuna sonradan girdiği her maçta duran topun başına sneijder gibi geçen ömer bayram ıslıklanıyor.

    3 yıllık planlama dahilinde takıma katılan morutan cicaldau nelsson berkan falan neden ıslıklanmıyor ?

    kimse ıslıklanma mevzusunu 3 yıllık planlama yapıyoruz bize müsaade edin diye olayı ve başarısızlığı çarpıtmaya kalkmasın. 3 yıllık planlama yapıyorsan eğer ona göre futbolcu seçip ona göre rotasyonunu kuracaksın. götünü kaldıramayan feghouliyi oyuna kurtarıcı gibi sokup sonra 3 yıllık planlanıyoruz yuhlarsanız olmaz tabi falan demeyin. çocuk yok karşınızda.
  • 162
    planlama bir strateji ürünü olup bir hedef içindir. başarısızlığa kılıf değildir. ligde 16. hafta sonunda liderden 16 puan geriye düşmeyi gerektirmez. başarısızlığı 3 yıllık planlamaya bağlamak, planlamaya en büyük kötülüktür.

    ayrıca planlamaya rağmen, muslera sakatlandığında eyvah deniliyorsa planlamada bir hata vardır. aynı planlamada avrupa'da başarı varken, ligde başarısızlık varsa konu planlamadan başka şeylerdir. sapla samanı karıştırmak, problemin çözümünü zora sokar. hakemler problemken aksiyon almayan yönetim, istediği kadar planlama ve yatırım yapsın, karşılığını almak zor. sahadaki futbol avrupa'da işliyorken ligde işlemiyorsa, teknik direktörün ligdeki futbola göre planları işlemiyor demektir. bunları planlamaya bağlamak problemlerin çözümünü zora sokar.
  • 80
    planlama demek umut demektir. ıslıkların ve eleştirilerin temel sebebi planlama denip tam tersine yapılan hareketler ve hiç ders alınmayan hatalar.

    galatasaray’ın son 2 yılına baktığınızda artık kasımpaşa’ya 2-0’dan puan vermenin hiçbir bahanesi olamaz. ne yeni takım, ne beraber oynamamış oyuncular, ne bireysel hatalar. aynı şekilde 2-0 öne geçtiğin trabzon’da da maçı tutacaksın bir şekilde. üstüne gelip alanya’ya da aynı travmayla maç verdikten sonra yok sabır yok planlama yok taraftar değiştirelim falan demek artık boşluğa bel bağlamak gibi geliyor bana.

    real madrid maçında taraftara söven belhanda dahil oyuncu ıslıklamaya karşı biri olarak söylüyorum bunları. aklımızla dalga geçer gibi sürekli aynı şekilde puan kaybediyoruz, rakiplerimizi yüceltiyoruz. taraftar bundan sıkıldı. taraftar bir umut gördüğü oyuncuyu yuhalamaz zaten o kadar açız ki bir oyuncudan tam anlamıyla umut etmeye ve verim almaya…
  • 33
    bu yapılanmanın en kritik hamleleri arda, emre akbaba ve ömer bayram'la sözleşme yenilemekti. bu zor kısmı başardık. inşallah yaptığımız yeni transferlerin yerine de ocak ayında 3-5 transfer daha yaparsak, bir sonraki yıl daha oturmuş bir kadromuz olur ve 5-6 transferle ocak ayına kadar idare ederiz. yine başarı gelmezse yönetimi taraftarın önüne atıp yeni transferlerle yapılanmayı sürdürürüz. arda'yı da mutlaka teknik ekibe almalıyız tabii ki kendisi futbolu bırakmayı arzu ederse.
App Store'dan indirin Google Play'den alın