• 101
    yavuz hırsız ev sahibi bastırırmış sözünün gerçekliğe dönüştüğü tarih.

    bir de salağa yatmaları yok mu insanın iyice bi gülesi geliyor. elde edilen deliller usülsüz bir şekilde elde edildiği için kabul görmemişken, hayır biz şike yapmadık diyebiliyorlar. bunu demekle kalmıyorlar bir de kulüplerine üye ettikleri şahıslara karşı direnmiş gibi hikaye yazıyorlar. hadi bunu da geçtim hiç yüzleri kızarmadan yaşanan süreç için maddi tazminat kovalıyorlar.

    bir kez daha fenerliye anlatır gibi anlatalım. ortada delillerle sabit bir şekilde şike vardır. kurumların fetö'ye bağlı çalışanları şike süreci yürütülürken usülsüz kayıtlar, takipler sonucu deliller elde etmiştir. deliller gerçek, elde ediliş yöntemi yanlıştır. bu da demektir ki fenerbahçe şikecidir fakat adalet önünde tescillenmemiştir. tabii türkiye cumhuriyeti'nin adaleti tarafından... yoksa uefa'nın resmi sitesinde şikeciler listesinde yerlerini aldılar.
  • 102
    tekrar tekrar belirtmekte fayda var, tarihe not düşelim. 3 temmuz davasında şike için toplanan deliller hukuksuz şekilde toplanmış, yapılan dinlemelerin hukuksuz olduğuna karar verilmiştir. fenerbahçe'nin şike yapmadığına dair bir beraat kararı yoktur.
    özetle;
    fenerbahçe şike yapmıştır, fakat şike yaptığını kanıtlayan deliller usülsüz şekilde elde edilmiştir.
  • 106
    türk futbol tarihinin, hatta belki de türkiye tarihinin kırılma noktalarından biri. siyasi konulardan da öte galatasaray fenerbahçe rekabeti gibi bir faktörün tam göbeğine oturduğu için, hakkında objektif ve tarafsız bir bilgi kırıntıcığına bile ulaşmak çok ama çok zordur.

    2010 - 2011 sezonu futbolda şike soruşturması o gün patlak vermiştir, daha doğrusu kamuoyunun bilgisine gelmiştir. yapılan bir dizi baskın ve gözaltılar gündeme bomba gibi düşmüş, 3 temmuz'dan bu yana içinde bulunulan süreç başlamıştır.

    oysa ki bu soruşturmayla ilgili teknik takip ve bilgi edinme 2010 yılı aralık ayında başlamış, 2011 yılı mart ayının son günü 6222 sayılı kanunda yapılan değişikle de bu baskın ve gözaltılara imkan veren hukuki altyapı sağlanmıştır. zaten ilerleyen yıllarda alınan kararların bozulmasına sebep olan ve beraat diye pazarlanan problemin temelini bu durum oluşturmaktadır. belli bir süre takip ve izleme yapıldıktan sonra eylemlerle ilgili cezai yaptırım içeren maddeler yasaya eklenmiş ve geriye dönük de sayılabilecek şekilde çalıştırılmıştır. bu da türk hukuk sistemine bütünüyle ters bir yaklaşım tarzıdır.

    o günün en talihsiz isimlerinden biri ise şüphesiz türkiye futbol federasyonu başkanlığı koltuğuna henüz 4 gün önce oturmuş olan (gkbz: mehmet ali aydınlar) idi. yıllar yılı fenerbahçe amatör branşlarına para akıtan, camiada sevilen bir isimdi. kulüp başkanlığı öncesi son bir durak olarak federasyon başkanlığına seçilmiş, kulübüne nice hizmetler yapmak için hazırlıklarını yapmakta iken bu bombayı kucağında bulmuştur.

    nitekim bir önceki başkan mahmut özgener döneminde, 6222 sayılı kanunda şike ile ilgili maddeler eklenir eklenmez yapılması gereken futbol disiplin talimatı 58. madde değişikliğinin yapılmamış olması sebebiyle çok zor günler geçirmiştir. her ne kadar fenerbahçe kamuoyunca fenerbahçe'yi zan altında bırakmakla suçlansa da bu maddeyi işletmeyerek, hatta süper final uygulaması ile mecbur kalır da uygularsa durumu toparlama yolunu açarak kıyağın en büyüğünü yapmıştır. uefa ile yapılan müzakereleri de kahramanca(!) sürdürüp türlü ikna teknikleri ile uefa'nın en azından türkiye içinde bir yaptırıma mecbur etmemesini sağlamıştır. hatta kendi dönemindeki turnuvalara alınmama konusu da "şüphe" ibaresi ile sınırlı kalmıştır.

    gün itibarı ile 11 yıl geçti üzerinden. fenerbahçe savunma adı altında o kadar çok ve o kadar farklı şey söyledi ki artık hangisinin tam olarak gerçek görüşleri olduğunu ayrıt etmek zor. buna paralel ülkedeki siyasi iklimdeki kırılmalar sebebi ile bu soruşturmanın da kamuoyu önündeki algısı birkaç kere boyut atladı. sapla saman da genel olarak o kadar karıştı ki olayın özünü, nedenini niçinini ayırt etmek zor.

    netice itibarı ile, ama öyle ama böyle her şekilde türk futbolunun tabutuna son çivinin çakıldığı gündür. ortada ne futbol kaldı, ne taraftar kaldı, ne basın kaldı, ne de gazeteci kaldı. ülkedeki pek çok güzel şey gibi futbol da keyif verici bir olay olmaktan çıktı/çıkarıldı. fenerbahçe camiası zaten psikolojik olarak darmadağın oldu. trabzonspor camiası da en az onlar kadar. beşiktaş'ın durumu hadi malumdu zaten, biz de bu delilerin arasında çok sağlıklı kalamadık malesef...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 107
    eskiden şehirlerarası seyahat ederken yolların kenarlarında radarlar olurdu. bu radarlara takılırsanız ileride polis durdururdu cezayı kesmek için. yine o dönemlerde bazı olaylar anlatılırdı işte radara girdim ama memura bir çorba parası verdim ceza yazmadı, bizim kayınçonun ismini duyunca saldı beni diye anlatırlardı gevrek gevrek. rüşvet ve adamcılıkla övünülen günlerdi…

    bugün* de aslında hız limitini aşanlara radarın tutulduğu bir gündü normalde. bu benzetmeyi ben yapmıyorum, camialarının koskocaman aykut’ları yapıyor. ama akabinde bunları saldılar ve ceza almadılar. ilginçtir. hatta bugünü yakalarına nişane olarak asıp kutlama falan yapıyorlar. bu çok daha ilginçtir.
  • 109
    bugün bir alman, bir kamboçyalı, bir kızılderli getirin anlatamazsınız şu olayı:

    yaptıkları şikeyi, yerel-uluslararası mahkemelerce onaylanmış şikeyi; ne yaptılar ettiler mağduriyet hikayesi olarak baştan yarattılar ve 2022-2023 sezonunda 3 temmuz'dan bile daha kirli bir hikaye yazmayı başardılar.

    ışin en acıklı kısmı yaptırım gücümüz yok. her hafta kırmızı pazartesi romani gibi baştan ne olacaği belli bir düzmece izliyor, sinirlenmis gibi bile yapamıyoruz. üstüne, haydutlardan mağduriyet dinliyoruz. medyası, yayıncı kuruluşu ve diğer çıkar ortakları ile aleni suça faş etsek dahi ne değişiyor ki?
  • 110
    şikecilerin onur günü olarak gördükleri gün. bu ne yaman ironidir.

    şikeyi fetönün ortaya çıkardığını söyler ve bu nedenle yok sayar fenerliler. gerçekten de türkiye'de yok sayılmıştır ama uefa'da tescilli şikeci sayılmış ve avrupa'dan men edilmişlerdir. ama arsız camia bu günü kutlamaya utanmazca devam eder. biraz sinsi bjk'yı örnek alın. bakın hiç sesleri çıkıyor mu?
  • 111
    yaptıkları pisliklerin üzerinden tam tamına 12 yıl geçmiş...

    unutmayın, unutturmayın...

    zamanında açıp iddianameyi okumuştum; birazdan altta da paylaşayacağım.

    tabii muz cumhuriyeti ülkemizde hemen hemen hiçbir ceza almadan işin içinden çıkardılar ilgili kulüpleri, hatta sonrasında mağdur oldular. mağdur edebiyatı yaptılar. içlerinden yaptığını kabul eden benim bildiğim tek kişi çıktı; ibrahim akın .... onca kişinin içinde çıktı, erkek gibi yaptıklarını kabul etti.

    diğerlerini ise biliyorsunuz; tarla sürmeler, ekinlerin çıkması... saçma sapan argümanları bir de ifade diye vermişler... 6-8 maçta şike yapmış 2 lig birden düşürülmesi gereken ilgili şikeci, ırkçı camia, hiçbir şekilde ceza almadan birileri tarafından kurtarıldı, 58. maddeyi bir gecede değiştirdiler, dönemin fbli iş adamını federasyon başkanı yaptılar, beyanları ortada, düşmesi gereken bu kulüp bir şekilde tutuldu ligde, üstüne üstlük bir de play off getirildi.

    şaka gibi bir ülkeyiz gerçekten...

    rıdvan dilmen, orda burda ordu'da havalimanı'nda aykut kocaman'ı alıp nerelere götürdüğünü neyin pazarlığını yaptıklarını çıkıp açıklamalıdır, cb teşekkür etmeliler derken ki ifadesinde teşekkür ün sebebini çıkıp açıklamalıdır.

    hepsi de bal gibi biliyor fenerbahçe'nin şike yaptığını, kimseye masal anlatmasınlar...

    neyse yazmaya kalsak daha yazarız da uzatmaya gerek yok konuyu; bir şey dikkatimi çekmişti benim; mesela abdullah kiğılı var, adamdan ne zaman para isteseler çıkarıp vermiş, bundan aldıkları paraları sağda solda şike için istedikleri gibi kullanmışlar, tabi adamın hiçbirşeyden haberi yok...

    2-3 hafta kadar önce bir programda erman toroğlu'nu dinledim; bir youtube programında bahsetti, organize suçlardan aramışlar kendisini, bülent uygun takibe takılmış kendisine ağza alınmayacak küfürler etmiş, görüşme esnasında bunları takip ettikleri için hocayı çağırıp sonra hocaya göstermişler o esnada ilgili mahlukat bülent uygun ilhan ekşioğlu'nun evinde imiş; atladığım yerler olabilir burda 2. dakikadan sonra izleyebilirsiniz.

    https://www.youtube.com/watch?v=3X5zfFtXhDc

    dediğim gibi sayfalarca yazı yazabiliriz; o dönemi az çok takip ettik; iki kelam da burda galatasaray taraftarına edelim; lütfen burda kimse ümit karan denen şikeciyi savunmasın... az çok ne yaptığını ben biliyorum, merak edip öğrenmek isteyenler iddianameyi okuyabilir...

    3 temmuz 2011 türk futbol tarihinin kirli sayfalarında yerini aldı; unutmayın, unutturmayın; 2 lig birden düşürülmesi gereken şike yapan takım türlü dalaverelerle ligde tutuldu, ertesi sene son maçta şampiyonluk maçına çıktı, ilahi adaletten tokatı yediler, yemeye de devam edecekler...

    2006 da denizlispor'u yenemediler biz şampiyon olduk, 2010'da trabzonspor'u yenemediler bursaspor şampiyon oldu, ilgili camia finalleri oynayamadığı için, öğrenemedikleri için, loser oldukları için 2011 sezonunda şikeye yöneldi, durum bu kadar basit... bunu idrak etmek için spor yazarı olmaya muhabir olmaya bilmem ne olmaya gerek yok...

    neyse bu kadarı yeterli; uzatmaya gerek yok. şike iddianamesini de aşağıya bırakıyorum, merak eden bilmeyen renktaşlarımız okusun, ne tür pislikler çevirmişler, herkes öğrensin. önceden bu iddianameye 2 saniyede ulaşılıyordu, şimdi sağdan soldan sildirmişler; indirin, çıktısını alın, elinizde bulunsun...

    buyurun ilgili iddianame;

    https://www.haksozhaber.net/...e_iddianame-2011.pdf
  • 113
    https://youtu.be/6wGI2Ovj2Jc
    fenerbahçe teknik direktörünün şikeyi kabul ettiği ancak şike yapan diğer takımlar da vardı diye kendini avuttuğu ortada.(bkz: tamam hız sınırı aşılmış ancak radar tek takıma tutulmuş) diğer bir çok ifadede de şike yapıp "ay bize operasyon çekildi ay fetö ay dik duruş" diye klasik ağlamalarına rağmen her şey apaçık ortada. hız sınırını aşmalarının 12.yılı olmuş ve hala ceza almadılar. kirlisiniz.
  • 114
    ekşiden biri çok güzel özetlemiş. fetöception resmen.

    bkz: https://eksisozluk1923.com/entry/124182029

    --- alıntı ---
    fenerbahçe taraftarı kendilerine soruşturma açan hakim ve savcıları fetöcülükle suçlarken, beraat kararını verenlerin kim olduklarını burayan not düşmek isterim.

    şike davası (yeniden yargılama) sanıklarının beraat mütalaasını veren savcı abdullah mirza coşkun , fetö'den dolayı müebbetle yargılandı.

    şike davası (yeniden yargılama) sanıklarını beraat ettiren hakim ahmet civelek , ergenekon soruşturmasını başlatan kişidir. hsyk kararıyla bir fetö sanığını beraat ettirdiği için görev yeri değiştirilmiştir.

    şike davası sanıkları için yeniden yargılama ve beraat mütalaasını veren 13.acm üyesi hakim mehmet uğurlu fetö'den açığa alındı. kendisi görevi kötüye kullanmaktan yargılandı.

    sadri şener'in ''cemaat avukatlarına para aktardığı'' yönünde iddianame hazırlayan savcı yüceler aslan , fetö soruşturmasından tutuklandı. 7 yıl ceza aldı.

    ''şike yoktur'' kararı alan tff tahkim kurulu üyelerinden av.osman karakuş fetö'den tutuklandı.

    ''şikeyi aklayan'' tff etik kurulu başkanı oğuz atalay fetö'den dolayı tff'den uzaklaştırıldı.

    ''şikeyi aklayan'' tff'nin pfdk ve tahkim kurulu üyeleri fetö soruşturması kapsamında tff'den istifa ettirildi.

    fb yöneticileri ve aziz yıldırım organize ettiği maçtaki savcılar

    cihan korkmaz:ergenekon
    savaş kırbaş:balyoz
    fikret seçen:ist cbs.vekili
    şike kumpas davasında aranan prof.suat yıldırım(eski sakarya üniversitesi imamı) fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'ın öz kuzeni..

    şike davasında fenerbahçe’yi aklayan fetö’cü hakim bülent kınay, yunanistan’a kaçarken yakalandı.

    şike ve teşvik ''sahaya yansımadı'' diyen tff tahkim kuruluna, aziz yıldırım'ın tapelerde söylediği "orhan karakuş'u tahkime ben soktum" dediği kişi fetö'den dolayı 9 yıl hapis cezası aldı.

    kaynak: https://twitter.com/…arsx/status/825362942237540356

    sonuç olarak fenerbahçe'yi suçlayanlar fetöcüyse, aklayanlar da fetöcü. bu yüzden fetöye sığınmayı bırakın.

    --- alıntı ---

    not: futbolda şike operasyonu diyorlar. acaba bunu isteyenler bu operasyona, fetö ile milyon dolarlık iş yapıp sponsor olanları dahil edecekler mi? yoksa top toplayıcı çocuğun bankasya'ya para yatıran dayısı mı tutuklanacak(!)
  • 117
    "3 temmuz olmasaydı fenerbahçe barcelona, real madrid, manchester united ayarında bir kulüp olacaktı" safsatasını 3 temmuz skandalı patlak verdikten çok kısa bir süre sonra altan tanrıkulu ortaya atmıştı. yaklaşık 3 sene kadar bu safsataya fenerbahçeliler nezdinde bile itibar eden pek olmadı. fenerbahçe son şampiyonluğunu 2014'de yaşayıp uzun yıllar boyunca lig birinciliğini elde edemeyince, fenerbahçelilerin etrafında toplandıkları iki yalandan biri de bu oldu. diğer yalan da hepimizin malumu olan "federasyon 1923 yılında kurulduğuna göre federasyonun düzenlediği her turnuva ulusal nitelik taşır. 1923-1959 arası yıllarda birinci olduğumuz şampiyonalar da şampiyonluk ve yıldız hesaplamasına eklensin. biz toplamda 28 kere birinci olduk" yalanı.

    fenerbahçe'nin "3 temmuz sonrası uçacaktık" tezini 3 temmuz'un öncesine ve sonrasına bakarak iki ayrı dönem bazında da çürütmek mümkün ve çok kolay. fenerbahçe 2010-2011 sezonunda trabzonspor ile aynı puanı (82) topladı ve ikili averajdaki trabzonspor'a karşı üstünlüğüyle birinci oldu. fenerbahçe sezonun ilk yarısında 33, ikinci yarısında 49 puan topladı ve toplamda 82 yaptı. trabzonspor ise sezonun ilk yarısında 42, ikinci yarısında 40 puan topladı ve ligin bitiminde puanı 82 oldu. fenerbahçe'nin şampiyonluğunu ilan ettiği 22 mayıs 2011 günü ilerleyen yıllara dair dominasyon oluşturma şansı ne kadar var ise, trabzonspor'un da aynı oranda şansı vardı. ayrıca fenerbahçeliler "avrupa çapında 5 tane üst düzey oyuncu ile anlaşılmıştı" şeklinde bir iddiada da bulunuyorlar 2011 yazına dair ama "bu futbolcular kimlerdi?" diye sorulduğunda bir cevap veremiyorlar. 3 temmuz sabahından bir gece önce, yani 2 temmuz 2011 akşamı itibarıyla fenerbahçe'nin bitirmiş olduğu transferler hacettepe'den orhan şam ve karabükspor'dan emmanuel emenike'den ibaretti. galatasaray'da ise başkanlığa ünal aysal seçilmiş, teknik direktörlüğe fatih terim getirilmiş, kulübün üzerindeki ölü toprağı atılmış; fenerbahçe'nin 2010-2011 sezonundaki rakibinden selçuk inan ve ceyhun gülselam, atletico madrid'den ujfalusi, bolton'dan johan elmander transfer edilmişti. lazio'dan fernando muslera ve juventus'tan felipe melo transferlerinin de eli kulağındaydı. hafızama ve objektif değerler taşıdığıma güvenen biri olarak etrafımda bulunan aklı selim fenerbahçelilere "3 temmuz" konusunu açtıklarında yönelttiğim soru hep şu olmuştur: "2 temmuz 2011 akşamı 2011-2012 sezonunun şampiyonluk favorisi kimdi?". bu sorunun cevabı, 3 temmuz öncesi fenerbahçe'nin 2011-2012 sezonu (ve ilerleyen yıllar) için ulusal veya uluslararası düzeyde ne vadettiğini net olarak gösterecektir.

    3 temmuz'dan sonrasına gelelim. fenerbahçeliler açısından kabul edilmesi çok zor ama fenerbahçe'nin temmuz 2011 ile ağustos 2014 arası üç senelik dönemi gayet başarılı bir sportif periyottur. bu üç yılda 1 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, 1 türkiye süper kupası kazandı fenerbahçe. ayrıca 2012-2013 sezonunda uefa avrupa liginde yarı final oynama başarısı yakaladılar ve finali de kılpayı kaçırdılar. benfica'yı elemek üzerelerdi. fenerbahçe gibi avrupa'da kendisine bir misyon koymamış ve bu konuya dair bir vizyonu da olmayan bir kulüp için bu da muazzam bir başarıdır. 3 temmuz 2011'in etkilerinin, sonuçlarının son derece sıcak yaşandığı bir 3 senelik periyotta bu başarıları yakalayan bir kulübün "3 temmuz bizim üstümüzden buldozer gibi geçti" demek gibi bir hakkı yok. fenerbahçe'nin problemi/sorunu 2011 ile 2014 arası yıllarda değil ki. onların sorunu ve başarısızlığı 2014-2023 arası dönemde. 2014 ağustos'unda galatasaray'a karşı süper kupa'yı kazanmış bir fenerbahçe var ama onlar açısından sonrası yok. ağustos 2014 sonrası başarısızlığın 3 temmuz 2011 ile ne gibi bir bağlantısı olabilir? görüldüğü gibi yok da zaten. 3 temmuz'dan bir gece önce de fenerbahçelilere ilerleyen yıllara dair büyük hayaller kurduran bir fenerbahçe yoktu; 3 temmuz'dan sonra da fenerbahçelilere "yıkıldık, mahvolduk" dedirten bir durum ortada yoktu. hatta 3 temmuz'dan sonraki 3 yıl, 3 temmuz'dan önceki 3 yıla oranla çok daha iyiydi. fenerbahçenin bir temmuz 2008 - temmuz 2011 arası dönemine bakalım; bir de temmuz 2011 - ağustos 2014 arası dönemine bakalım. hangisi daha tercih edilebilir bir dönem? elbette ki 2011-2014 arası, çok daha fazla ulusal ve uluslararası başarı var çünkü. ama fenerbahçelilerin tezleri 3 temmuz sonrası sürece dair bambaşka şeyler söylemekte. ve bu söylenenlerin hiçbirinin gerçeklerle örtüştüğü, uyuştuğu yok. hepsi safsata.
  • 119
    bu tarihte fenerbahçe’nin önünün kesildiği iddiası doğrudur. o dönem başkan aziz yıldırımdı. kulüpte savcılar, hakimler, diplomatlar, paşalar cirit atıyodu. 3 temmuz 2011 bugüne kadar yapılmış en nokta operasyondu ama onu da sulandırdılar.

    bu fenerbahçe’nin önünün kesildiği ilk operasyondu. yoksa işi yukarıdakiler ile götürüyolardı. daha sonra 15 temmuz oldu, fenerbahçe çöküşe geçti.

    15 temmuz darbesinde fetöcüler devleti ele geçirseydi, bugün genel kurullarına dev fotoğrafını ilk asacak kulüp de bunlardı.

    bilmem anlatabildim mi?
  • 120
    3 temmuz'u hayali belgelere dayanan bir operasyon olarak gören fenerbahçelilerin çoğu o dönem siyasilerle ilgili yayınlanan tapelere inanıyor.

    3 temmuzdaki belgeler yalansa, 17-25 ile ilgili tapeler de montaj o halde?

    neden ikisini aynı anda söyleyemiyorsunuz? cumhuriyetçiliğinizle fenerbahçeliliğiniz mi çelişiyor?

    not: her ikisinin de doğru olduğuna inanan fikri hür vicdanı hür bir galatasaray tutkunu.
  • 124
    3 temmuz 2011 olmasaydi barcelona, real madrid seviyesinde olacagina inanan fenerliler gercekten var. 32 yasindaki son demlerini yasayan mamadou niang, nereden geldigi bilinmeyen issiar dia, karabuk’ten emenike, eskisehir’den sezer ozturk’lerle falan ne kadar real olacaklarsa *

    (bkz: ama kafamiz nasil guzel)

    sormazlar mi ne ligden dusuruldunuz ne de bir puan veya para cezasina carptirildiniz. 2012-2013’te kuyt’lara, raul meireles’lere, webo’lara tomar tomar para doktunuz. yetmedi bruno alves’ti, diego ribas’ti onlari getirdiniz. sonra yine biz dorduncu yildizi taktiktan sonra cuval cuval paralari nani’ye, van persie’ye, lazar markovic’e ona buna harcadiniz, yetmedi dick*’i tuttunuz. ertesi sene valbuena’siydi, giuliano’suydu, janssen’i yine babayi aldiniz.

    juventus sikeden kume dustu, ibrahimovic dahil bir suru yildiz oyuncusunu kaybetti. toparlanmalari bir sonraki sampiyonluguna kadar 6 sene surdu ve o sezondan itibaren ligi domine ettiler. fenerbahce ise herhangi bir ceza almadi hatta bir gecede 58. madde degisti. yine baskanlari ya cebinden ya da kulubun kasasindan milyonlarca euro harcayip “yildiz”lari getirebildiler.

    sorarim: bunca zaman hicbir yaptirima maruz kalmayip bu kadar transfere ragmen neden real falan olamadiniz?
App Store'dan indirin Google Play'den alın