ilk yarısı 0-0 tamamlanan; hücumdaki kötü pas tercihleri ve savunmada inanılmaz kötü yerleşim ile ocak-şubat aylarına selam çaktığımız tsl maçı.
takım şampiyon olmasa o paslaşarak kullanıp kontra yediğimiz kornerde ve 5 dk boyunca baskı yiyip yarısahamızdan çıkmakta zorlandığımız bir sekansta aut atışını kısa kullanarak top kaybettiğimiz pozisyonda çok ağır söverdim. yedek medek adam akıllı top oynayın işte lan. demiyoruz ki osimhen gibi kendinizi parçalayın, lemina gibi rakibinize nefes aldırmayın. biraz akıllı oynasanız rakip zaten bu kadar net şekilde oyuna yön verecek cesareti bulamaz.
cesaret demişken, hakemin faul standardı, tff başkanı iboş'un belirlediği çizgide yine. çok aptal fauller çalındı bizim aleyhimize. seneye belli ki rte, iboş devam etsin istiyor ama mhk başkanına bir ayar çekmemiz şart. bu denli aptal hakem yönetimleri ile çok canımız sıkılır. ligin herhangi bir maçını açını saçma sapan fauller çalınabiliyor, kartlık fauller esgeçilebiliyor ama bu denli çifte standart hiçbir maçta yok (fener lehine olmadığı müddetçe tabi).
cuesta bir pozisyonda çok kötü şekilde ofsaytı bozdu ama demirbay ve frankowski'ye bakınca zenci cannavaro gibi geliyor gözüme. 10 gün sonra futbolu bırakacak mertens'in de ilk 11 başlaması biraz fazla show gibi geldi bana. haftaya son 15-20 dk alırdın oyuna doğru düzgün gibi vedalaşırdık. bugün vermediği paslarla ne yapıyorsun mertens dedirtti.
ikinci yarıda keşke jelert ve eyüp'ü izleyebilsek. dayı ve frankowski'yle olacak gibi değil çünkü. ayrıca dave de romulo ile olan hesabını kapatmak için oynamıyorsa ben de bir şey bilmiyorum, bir pozisyonda
ilk göztepe maçındaki o yediği çalımdaki gibi avantajı verip sonra yetişir sonra okan hoca'ya dönüp ''beni oyundan alabilirsin şimdi'' der
*