ilk yarısı 0-0 tamamlanan tsl karşılaşması.
rakibin vasat altı hocası s.şahin bile sadece kaleden çıkış ve savunma arkasına sarkma işine çalışınca bize bu denli zorluk çıkartabiliyorsa bizim takımın taktiksel sıkıntıları var demektir. adamlar 7 kişi merkezi kapatırken inatla göbekten delmeye çalışmak, çok dar bir alanda hücum etmek yerine taç çizgisine daha yakın yerlerde iki üçgen kurup atak genişliğimizi biraz artırsak maçı çoktan çözmüştük bile. gereksiz şekilde merkezden yüklenmeye devam ettiğimiz müddetçe yine anca duran topla falan golü bulabiliriz ki hakem, rakip kaleci bağırdı diye korner yerine aleyhimize faul veren bir tip
*bardakçı'nın ilk yarının son dklarında denediği gereksiz çalım sonrasında yediğimiz atak da bence
en az kendisi kadar okan hoca'nın a planına yazar. savunmacıları oyun kurulumuna bu denli dahil etmenin eyüpspor gibi maçlarda hiçbir şekilde anlamı yok. zaten onlar da pas yapsa ilkay ve sara da pas yapsa sete oturup 8 kişinin önünde boş beleş top çevireceğiz. ne gerek var stoperlere o kadar önde pas yaptırmaya? bardakçı ve dave oralarda topla buluştukları müddetçe bu tür hatalar ve pozisyonlar izlemeye devam ederiz.
icardi'nin yanına bir uydu forvet atmadığımız müddetçe rakip savunmayı açma işinde zorlanacağız. ilkay ve sara'dan birini çıkartıp oyuna ahmed'i veya barış alper'i atmak en mantıklı iş aslında ikinci devrede ama okan hoca yine 70. dklara kadar bekler. yaptığı hamle de büyük ihtimalle barış alper > icardi değişikliği olur. ikinci devre adına tek ümitli olduğum konu rüzgarın bizim lehimize esecek olması. belki bir uzaktan şutla falan kilidi kırarız.